Tanımlamalar Doğum Öncesi Nedenler Doğum Sonrası Nedenler Genel Özellikler ve Patoloji Yenidoğan Dönemi Belirti ve Bulgular İleri Yaş Belirti ve Bulgular Yenidoğan Dönemi Tarama Testleri Kalça Ultrasonografisi Ultrasonogramın Değerlendirilmesi Radyolojik İnceleme Koruyucu Önlemler Yenidoğanda Tedavi Bandaj Uygulaması Alçılama Süt Çocuğu Dönemi Tedavisi 1,5 yaş Sonrası Tedavi Ergenlik Döneminde ve Erişkinde Tedavi
 
 ☰  
 aç

Belirti ve Bulgular

Yenidoğan Dönemi

Yeni doğan dönemi olarak nitelendirdiğimiz ilk 2 ayı kapsayan dönemde bebeklerde gelişimsel kalça displazisini düşündürtecek başlıca dört klinik bulgu vardır. Bunlar kalça abdüksiyonunda kısıtlılık, eşit olmayan boğumlar (pli asimetrisi), kalça ve dizin düz duruşu (kalça ve dizde fizyolojik fleksiyon konumunun olmayışı) ve bacakta kısalıktır.

Kalça açıklığına muayene masası gibi sert bir zeminde bakılmalıdır. Kalça abdüksiyonunu değerlendirirken her iki kalçanın birden abdüksiyona getirilmesi pelvisi nispeten kilitlediğinden daha doğru sonuç verir. Yandaki şekilde gösterildiği gibi, kalça 90 derece fleksiyondayken bakılan kalça abdüksiyonu herhangi bir kalçada 60 dereceden azsa, ya da kalça abdüksiyonları arasında 15 dereceden fazla bir fark varsa, bu durum kalça abdüksiyonunun az olduğu tarafta GKD lehine bir bulgu olarak kabul edilir. Kalça abdüksiyonunda azalma bebeklerde GKD'nin başlıca belirtilerindendir, ancak kalça abdüksiyonu az olan, ya da diğer kalçayla kıyaslandığında kalça abdüksiyonları arasında fark bulunan her bebekte muhakkak GKD olmasını beklemek hatadır. Nitekim kalça abdüksiyonu kısıtlı bulunan bebeklerin yaklaşık yarısı normaldir. Diğer taraftan da GKD bulunan bebeklerin yaklaşık 1/3’inde kalça abdüksiyonu kısıtlı değildir.

Uyluk, kasık ve kabada (gluteal bölge) bulunan boğumlarda göze çarpan bir asimetri, yani boğumların bir tarafta daha derin, daha yukarda ve daha fazla sayıda oluşu, yine GKD lehine bir bulgudur. Uyluk boğumlarındaki eşitsizlik bacaktaki kısalığa bağlıdır. Bu nedenle çıkık kalçada uyluk boğumları oldukça belirgin olarak asimetriktir. Ancak normal bebeklerde de boğumlar arasında asimetri olabileceği unutulmamalıdır. Normal bebeklerin yaklaşık yarısında boğum eşitsizliği vardır. Diğer taraftan GKD bulunan bebeklerin yaklaşık yarısında boğumlar eşittir.

Anne rahmi içindeki yatış şekli nedeniyle fizyolojik olarak kısalmış olan iliopsoas kası yenidoğanda kalçanın ve doğal olarak da dizin bir süre daha kıvrık konumda (fleksiyonda) durmasına yol açar. Doğum sonrası ilk 2 ila 3 ay içinde bebek tekme atarak ve kalçasını gererek kalçası ve dizini düz hale getirir. Eğer kalça yerinde değilse femur başı asetabulum yerine yumuşak dokulara dayanacağından iliopsoasın kalçayı fleksiyona getiren etkisi kaybolur ve yenidoğanda kalça ve diz düz konumda (ekstansiyonda) durur. İki aydan ufak bir bebekte kalçada ve dizde bu kıvrıklığın görülememesi, aksine bebeğin kalçalarının düz durması, GKD lehine bir bulgudur.

Bebeğin bir bacağının kısa oluşu GKD'yi akla getirmelidir, ancak bacak kısalığı değişik nedenlere bağlı olabilir. Bebeğin yaşı küçüldükçe bacak kısalığının ebeveynler tarafından fark edilmesi güçtür. Öte yandan bacağı kısa diye hekime getirilenlerin bir kısmında da hatalı ölçüm söz konusudur. Kalçalar düz konuma (ekstansiyon), bacaklar da yan yana getirilip ölçüm yapıldığında ölçüm genellikle hatalı çıkar. En basit ve güvenilir yöntem, kalçaları 90 derece kıvrık pozisyona (fleksiyon), dizleri de tam kıvrık konuma getirdikten sonra, ayakucundan diz seviyelerine bakmaktır. Normalde diz seviyeleri aynı hizadadır. Eğer diz seviyeleri arasında fark varsa daha düşük olan tarafta GKD olasılığı vardır (Galeazzi bulgusu).

Bazı patolojilerin GKD ile birlikte oluşu istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur. Bunlar GKD risk faktörleri başlığı altında toplanır. Tortikollis bu durumların başında gelir. Tortikollisi bulanan 5 ila 7 çocuktan 1 inde GKD saptanır. Aynı şekilde, metarasus adduktus şeklinde doğumsal ayak anomalisi olan bebeklerin % 1.5 ila % 10’unda GKD’ne rastlanır. Eskiden sanıldığının aksine çarpık ayak ile GKD birlikteliği istatistiki açıdan anlamlı değildir.

 

Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.

Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.

 

Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.

sa[tarafta kalça abdüksiyonunda kısıtlılık görülüyor
kasık (üstte) ve uyluk (altta) boğumlarında asimetri