Tanımlama ve Klinik Görünüm Tanı ve Tedavi
 
 ☰  
 aç

Tanı

Laboratuar İncelemesi. Serum kalsiyum, fosfor, alkali fosfataz ve idrarda hidroksiprolin düzeyleri normaldir. Hastaların çoğunda D vitamini normal düzeydeyse de bazı hastalarda düşük çıkabilir.

Radyolojik İnceleme. Yaygın osteoporoz sabit bulgudur. Trabeküler yapı silinmiş ve kemik korteksi incelmiştir. Osteoporotik değişiklikler ancak kemik kütlesinin yaklaşık % 40'ı kadarı azaldıktan sonra basit radyolojik incelemede seçilir hale gelir. Bu nedenle kemik mineral yoğunluğunun kantitatif ölçümü için Dual Energy X ray Absorptiometry (DEXA) gibi bir cihazdan yararlanılır. DEXA ile çok kısa bir sürede,  oldukça düşük radyasyon dozuyla ve % 2'yi geçmeyen bir hata payıyla oldukça sıhhatli bir ölçüm yapmak mümkündür. Quantitative Computed Tomography (QCT) ile belli bir bölgenin yoğunluğunu çevresindeki özelliklerden (örneğin, dejeneratif değişiklikler, skleroz) arındırarak çok sıhhatli bir biçimde ölçmek ve 3 boyutlu olarak görüntülemek mümkündür. Kullanımdaki standart bilgisayarlı tomografi makinalarının çoğuyla bunu yapmak mümkünse de hastayı yüksek radyasyona maruz bırakması nedeniyle çocukta çok nadiren gerekir.

Basit radyolojik incelemede çöken omurlar yandan balık görüntüsü verir. Yan radyografide omur cisminin merkezi kısmı çökerek üst ve alt kenarları içbükey hale gelir (bikonkav vertebra). Bu duruma özellikle lomber omurlarda rastlanır. Orak hücreli anemi, kalıtımsal sferositoz, homosistinüri, renal osteodistrofi ve osteogenezis imperfekta balık omur bulgusuna rastalanılan diğer durumlardır. Torakal bölgeye doğru omur cisminde çöken kısım öne doğru yer değiştirir ve oluşan kamalaşma torakal veya torakolomber kifoza veya kifoskolyoza neden olur.

Radyolojik incelemede uzun tubuler kemiklere ait, değişik dönemlerde geçirilmiş kırıklara rastlanır. Patolojik kırıklar uzun tubuler kemiklerin metafizinde (distal femur, ayak bileği, tibia proksimali, önkol alt uç), ayak kemiklerinde (kalkaneus), ya da femur boynu gibi yüklenmenin fazla olduğu yerlerdedir.

Ayırıcı Tanı

İdyopatik jüvenil osteoporoz tanısı çocukluk çağında osteoporoza neden olabilecek tüm hastalıklar gözden geçirilip dışlandıktan sonra konur, ancak kliniği hafif seyirli osteogenezis imperfektadan ayırt edilmesi bazen güç olabilir. Pozitif aile öyküsü, mavi sklera, dentinogenezis imperfekta, bağ gevşekliği, kolay çürük oluşu ve bebeklikte geçirilen kırık öyküsü ayırıcı tanıda oldukça işe yarayan hususlardır. Ayrıca, idyopatik jüvenil osteoporozda kırık kallusunun osteopenik olduğunu unutmamak gerekir. Çok zorlanılan olguda genetik testlere, ya da kemik biyopsisine başvurulur.

Akılda tutulması gereken bir diğer durum da lösemidir. Lösemili çocukta da osteopeni ve çökme kırıkları oluşabilir. Kemik iliği aspirasyon biyopsisi durumu aydınlatır.

Tedavi

İdyopatik jüvenil osteoporoz tanısı konan hastada enerjik bir tedaviye gereksinim duyulmaz, çünkü kendi kendini sınırlayan ve kendiliğinden iyileşme ile sonuçlanan bir rahatsızlıktır. Esas amaç yeni kırıkların oluşmasını önlemektir. Omurga ve göğüs kafesine ait deformiteler genellikle kalıcı olduğundan, bunlar oluşmadan tanıyı koymak önemlidir.

Hastada kalsiyum, D vitamini ve proteinden zengin diyete başlanır. Böbreklerden kalsiyum atımını arttırdığından kafeinli içecekler (enerji içecekleri, kahve vb.) yasaklanır. Fizyoterapi hem kemik ağrısını yatıştırmada yardımı olur, hem de yürüyüş kapasitesini arttırır, ancak nazik yapılmalıdır. Gerekirse çocuğa koltuk değneği takviyesi yapılır ve düşme riski olan pozisyonlardan kaçınması yönünde eğitim verilir. Medikal tedavi olarak değişik ilaçlar denenmiştir, ancak bu ilaçlardan hiçbirinin etkinliği henüz onanmamıştır. Yüksek doz D vitamini (kalsitriol) ve kalsitonin en yaygın kullanılan ilaçlardır. İleri olguda bifosfonatlar (alendronat, risedronat, pamidronat) denenebilir. Bu ilaçlardan herhangi biriyle kemik kütlesinin arttırılabildiğini ve kırık sayısında belirgin azalmanın görüldüğünü bildiren yayınlar mevcuttur.

Omurga deformiteleri için breyseleme önerilir. Sırt ağrısını gidermede etkindir, ancak breysin omurgadaki osteoporozu arttırıp arttırmadığı bilinmemektedir. Osteoporoz geriledikçe breyse de kademeli olarak son verilir. Skolyoz, ya da kifoskolyoz ileri derecede de olsa, cerrahi yöntemden kaçınmak gerekir, çünkü osteoporotik omurlar nedeniyle hem spinal instrumentasyon uygulaması oldukça güçtür, hem de yineleme mutlaktır.

Oluşan kırıklar mümkün olduğunca cerrahi dışı yöntemlerle tedavi edilir. Osteoporozu ağırlaştırmamak için immobilizasyon süresini mümkün olduğunca kısa tutmak gerekir.

 

 

Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.

Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.

 

Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.

jüvenil osteoporoz ve yaygın balık omurlar



kalça ekleminde yaygın osteoporoz