Jansen tipi Metafizer Kondrodisplazi Schmid tipi Metafizer Kondrodisplazi Mc Kusick tipi Metafizer Kondrodisplazi
 
 ☰  
 aç

METAFİZER KONDRODİSPLAZİLER

Büyüme plağındaki kıkırdak hücrelerinin mineralizasyonundaki bozukluk sonucu gelişen, kısa kol ve bacaklar ve boy kısalığı ile seyreden genetik hastalık grubudur.

Radyografide büyüme plakları kalınlaşmış ve uzun tubüler kemiklerin metafiz bölgeleri genişlemiş görünür. Epifizler normaldir.

Histolojik incelemede büyüme plağındaki çoğalma ve hipertrofi zonunda kıkırdak hücrelerinin normal sütunlar oluşturamadıkları ve yığınlar halinde toplandıkları görülür. Büyüme plağındaki bozukluk kemiğin uzamasını etkilediğinden boy kısa kalır ve metafizler de etkilendiğinden bacaklarda açısal deformiteler gelişir.

Bu grup içinde yer alan başlıca metafizer kondrodisplaziler (MKD):

1. Jansen tipi MKD

2. Schmid tipi MKD

3. Mc Kusick tipi MKD 

 

JANSEN TİPİ METAFİZER KONDRODİSPLAZİ

En nadir görülen, ancak kliniği en ağır seyreden MKD özelliğini taşır.

Nedeni

Jansen tipi metafizer kondrodisplaziye (JMKD) yol açan neden 3. kromozomda yer alan Paratiroid Hormon 1 Reseptör (PTH1R) genindeki bozuktur. Bu bozukluğa mutasyonlar neden olur ve bu hastalığa yol açan en az dört değişik mutasyon tanımlanmıştır. Hatalı PTH1R geninin kodladığı hatalı PTH1R proteini kandaki paratiroid hormonu seviyesinden bağımsız olarak kendiliğinden etkinleşir. Bu sayede paratiroid hormonunun kandaki kalsiyum miktarını düzenleyici etkisi olumsuz etkilenir. Ayrıca bu bozukluk büyüme plağındaki kıkırdak hücrelerinin çoğalmasını, kemik dokusuna dönüşmesini ve kıkırdağın temel taşı olan proteoglikanların yapımını da olumsuz etkiler.

PTH1R genindeki mutasyonlardan bazıları enkondromatozis (Ollier hastalığı) ve diğer bazı nadir iskelet displazilerine yol açabilir. 

Otozomal dominan olarak kalıtılır. 

Klinik Görünüm

Kemiğin uzaması etkilendiğinden boy ileri derecede kısadır (cücelik ile kısa boy arası). Boy kısalığı genellikle doğumda fark edilir, ya da 1 yaşından sonra yürümeye başlayan çocuğun giderek kısa kaldığı gözlenir. Kollar ve bacaklar oldukça kısadır. Belde lomber lordoz artmıştır. Çocuk bu haliyle ayaktayken maymunu andıran görüntü verir.

Doğumda boy kısalığı çarpıcı olmayan çocukta yüz bulguları tanıya götürebilir. Göz aralığı artmıştır (hipertelorizm) ve gözler dışarı doğru fırlaktır (ekzoftalmi). Yüksek damak yapısı vardır. Alt çene ufaktır (mikrognati). Yanaklar belirgindir. Burnun arka çıkışında darlık (koanal stenoz) görülür. Koanal stenoz ve/veya patolojik kaburga kırıkları nedeniyle hasta doğum sonrası solunum güçlüğü çeker ve entübe edilmesi gerekebilir.

Hastalıklı bebek sık sık kusar. Beslenme güçlüğü ve susuz kalma (dehidratasyon) görülebilir.

Hasta ördekvari yürür (bilateral Trendelenburg yürüyüşü). Hastanın yürümeye başlamasıyla bacaklarda açısal deformiteler (genellikle genu vara) gelişir. Genu varaya neden olan tibia kemiği, kol kemiklerine oranla çok daha kısadır.

Eklemler şiş görünür. Özellikle dizlerdeki şişlik dikkat çekicidir. Eklemlerde kontraktür görülebilir.

Göğüs kafesi çan tarzında genişlemiştir. Kaburgaların kostakondral bileşke yerleri geniştir.

Seyrek de olsa diz ve kalçalarda erken dejeneratif artrit görülür.

Kanda kalsiyum seviyesinin sürekli yüksek oluşu, kalsiyumun atıldığı böbreklere çökmesi ile sonuçlanır (nefrokalsinozis). Giderek böbrek yetmezliği belirtileri ortaya çıkar.

Tanı

Kanda paratiroid hormon miktarı normal veya düşük çıkar, ancak kalsiyum miktarı yüksektir (hiperkalsemi) ve kan fosforu düşük bulunur (hipofosfatemi). Hiperkalseminin nedeni böbrek tubuluslarında artmış olan geri emilim (reabsorbsiyon) ve artmış olan kemik rezorbsiyonu ile kalsiyumun bolca kana karışmasıdır. Artmış kemik rezorbsiyonu, osteoklastik aktiviteyi işaret eden hidroksiprolin ve hidroksipridonolinin idrardaki yüksek yoğunluğu ile anlaşılabilir. Artmış kemik yapımı da alkali fosfataz ve osteokalsinin kandaki yüksek yoğunluğu ile kendini belli eder. Hasta erişkin yaşa da ulaşsa hiperkalsemi hayat boyu sürer. İdrarda kalsiyum ve fosfor seviyesi yüksektir.

Basit radyolojik incelemede, çocukluk çağında uzun tubüler kemiklerde kısalık ve metafizlerde raşitizmi andıran parçalı görünümlü, düzensiz, kadeh tarzında genişleme saptanır. Bu durum en güzel diz çevresinde görülür. Diyafize doğru uzanan düzensiz kıkırdak şeritlere bütün kemiklerde rastlanabilir. Ergenlik döneminde metafizdeki düzensiz kıkırdak görünümü kaybolur, ancak içi radyolüsan, bir miktar trabeküler kemiğin görülebildiği, kadeh tarzı genişlikler halinde devam eder. Erişkin yaşta metafizdeki tüm kıkırdak kaybolur ve o bölgeler şiş olarak kalır. 

Epifizler başlangıçta normaldir.

Kafatası kubbesinin ve tabanının sklerotik görünümüyle, elde metakarpların, ayakta metatarsların da tutulmuş olmasıyla raşitizmden kolayca ayırt edilebilir. Bebekte kafatasında suturalar geniş olarak saptanır. Erişkin yaşta kafatası tabanının yoğun kemik yapısı sağırlığa neden olabilir.

Omurlarda fazla bir değişiklik yoktur.

Bacaklarda açısal deformiteler görülür. Açılanmanın başlangıcı metafiz ile diyafiz arasına rastlar.

Ayıcı Tanı

Hipfosfatemik D vitaminine dirençli raşitizm ile karıştırılabilir.

Tedavi

Özgün tedavisi yoktur.

Bacaktaki açısal deformiteler için osteotomiler gerekebilir. Yineleme sıktır.

 

 

Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.

Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.

 

Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.