Genel Özellikler Klinik Görünüm Tanı Tedavi
 
 ☰  
 aç

Tedavi

Basit radyolojik incelemeyle rahatça tanı konabilen ve selim bir lezyon olan soliter osteokondromun, herhangi bir yakınmaya neden olmadığı sürece, çıkartılmasına gerek yoktur. Periyodik takip yeterli olur.

Damar veya sinir basısı söz konusuysa ve kütle eklem hareketini engelliyorsa osteokondrom kütlesinin eksize edilmesi gerekir. Bazen çıkıntı bir tarafa yatarken, ya da ayakkabı kullanırken rahatsızlık verebilir. Çok sık çarpılan bir bölgede yer alıyorsa sıkıntı yaratabilir. Çıkıntı üzerinde bursa gelişimi, ya da saplı osteokondromun kırılması da ağrıya neden olur ve cerrahi girişim gerektirir. Bazı ebeveynler habis dönüşüm endişesiyle çocuklarındaki soliter osteokondromun alınmasını isteyebilir. 

Habaset veya habaset kuşkusu, ya da damar-sinir basısı gibi bir aciliyet söz konusu değilse soliter osteokondromun eksizyonu tercihan ergenlik çağı sonrasına bırakılmalıdır. Hızlı boy atan ufak çocukta osteokondromun oturduğu kemikteki sınırlarını belirlemek zordur. Kütlenin konak kemiğe oturduğu alanda bir takım kıkırdak adacıklar bulunabilir ve kütle eksizyonu sırasında bunlar geride kalarak yinelemeye neden olabilir. Bu olasılığı ortadan kaldırmak için kütlenin tabanındaki periost veya perikondriyumun muhakkak çıkartılması gerekir. Ufak çocukta kütlenin büyüme plağına çok yakın olması nedeniyle bu tür bir geniş disseksiyon büyüme plağı hasarıyla sonlanabilir. Halbuki cerrahi girişim hızlı boy atma atağının sonrasına bırakılacak olursa, olgunlaşmış ve büyüme plağından uzaklaşmış bir kütle çıkartılacağından yineleme, ya da büyüme plağı hasarı gibi bir olumsuzluk yaşanmaz.

 

 

Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.

Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.

 

Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.