Nedeni ve Oluşum Şekli Genel Özellikler ve Sınıflama Klinik Görünüm Tanı Tedavi
 
 ☰  
 aç

KLIPPEL-FEIL SENDROMU

Klippel-Feil sendromu boyun omurlarından en az ikisinin bölünme hatası sonucu bitişik olarak oluşmasıyla ortaya çıkan, esas olarak boyun kısalığı, boyun hareketlerinde kısıtlılık ve ensede düşük saç görünümü üçlüsüyle karakterize bir sendromdur. Bu üçlü olguların ancak yaklaşık yarısında (% 40 ila % 50) bir arada bulunurken, var olan bulgulara, başta genitoüriner, kardiyopulmoner ve sinir sistemine ait olmak üzere, bir takım anomalilerin eşlik etmesi klinik tabloyu daha da ağırlaştırır.

Nedeni ve Oluşum Şekli

Normalde yekpare sütun biçiminde oluşan omurga taslağı fetal hayatın 3. ila 8. haftaları arasındaki dönemde, yukardan başlayıp aşağı doğru ilerler şekilde omurlara bölünür (segmentasyon). Klippel-Feil sendromu (KFS) omurganın servikal bölümündeki segmentasyon kusuruna bağlı olarak oluşur. Oluşumuna dair birtakım görüşler bulunmakla birlikte en geniş kabul göreni primer damar hasarı teorisidir.

Klippel-Feil sendromu dahil bir dizi sendromun (Poland sendromu, Möbius sendromu, Sprengel deformitesi vb.) çoğu kez kendi aralarında ilişkili olması ve bu değişik sendromlardan etkilenen dokuların tümünün başlıca tek bir atardamardan, yani subklavian arterden besleniyor olması, bu beslenme kaynağının her hangi bir nedenle işlev görememesi sonucunda adı geçen değişik doğumsal eksikliklere yol açabileceği düşüncesini doğurmuştur. Subklavian arterden beslenmedeki olumsuzluğun zamanı, oranı ve yeri, embriyoda hangi dokuların, hangi oranda etkileneceğini belirler.

Vertebral arterlerin oluşumu fetal yaşamın 6. ila 7. haftalarına rastlar ki, bu süre omurga sütunundaki segmentasyonunun bitmeye yakın olduğu dönemdir. Herhangi bir nedenle vertebral arter veya dallarından kan akımı gerçekleşemezse omurların segmentasyonu da gerçekleşemez. Eğer sorun her iki intersegmenter arter arasındaki tek bir longitudinal anastomozda ise omurların segmentasyonu tek bir seviyede gerçekleşememekte, yok eğer birden fazla longitudinal anastomazda sorun varsa birden fazla seviyede bölünme olmamaktadır. Subklavian arter çıktığı yerden itibaren oluşmazsa yaygın segmentasyon eksikliği görülür. Vertebral arterler C1-C2 seviyesinde asendan servikal arterlerle, C7-T1 seviyesinde ise servikal arterlerle anastomoz yaptıklarından, bu seviyelerdeki omurların bölünmesi mevcut durumdan pek etkilenmez. Ayrıca, koklea ve vestibüler sistemi besleyen basiler ve labirent arterler vertebral arterlerden çıktığı için, bu damarların hasar görmesi durumunda sağırlık oluşmaktadır ki, bu duruma KFS’lu hastalarda sıkça rastlanır. Bu tür segmentasyon kusurlarına neden olan etkenin daha çok iskemik olduğu, fetusda kalp ve bundan çıkan büyük damarların hızlı yer değiştirişi tolere edemedikleri iddia edilmektedir.

Son zamanlarda genetik alanındaki ilerlemeler sonucu Klippel-Feil sendromu (KFS) ile GDF6 (Growth Differentiating Factor 6) ve GDF3 (Growth Differentiating Factor 3) genlerindeki mutasyonların yakın ilişkisi olduğu anlaşılmıştır. Bu büyüme faktörleri, transforming growth factor beta grubunda yer alırlar ve kıkırdak ve kemiğin oluşumunda ve uzamasında rol oynarlar. GDF6 özgün olarak omurganın oluşumunda rol alır. Ne var ki, KFS’lu hastaların tümünde bu gen mutasyonlarına rastlamak mümkün olmaz. Bu da KFS’nda görülen çok çeşitli anomali kombinasyonunu açıklar. Nitekim gırtlak malformasyonu, ya da radius eksikliği ile birlikte olan KFS ile değişik gen mutasyonlarının ilişkisi gösterilmiştir.

Oluşan GDF6 ve GDF3 mutasyonları iki şekilde kalıtılır: özellikle C2-C3 segmentasyon kusurunda görüldüğü gibi otozomal dominan olarak, ya da özellikle C5-C6 segmentasyon kusurunda rastlandığı gibi otozomal resesif olarak. Otozomal dominan geçişte hastalığın oluşması için bozuk tek bir gen kopyası yeterli olurken, resesif geçişte çift bozuk gen kopyasına gereksinim vardır.

 

 

Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.

Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.

 

Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.

normal servikal omurlar (üstte) ve C2-C4 arasında füzyon kütlesi (altta)