MUKOPOLİSAKKARİDOZLAR
Mukopolisakkaridoz, vücudun değişik dokularında bulunan glikozaminoglikan
moleküllerinin yıkımında kritik rol oynayan lizozomal enzimlerin yokluğu
sonucu, değişik mukoplisakkaridlere ait yıkım ürünlerinin vücuttaki değişik
organ ve dokularda birikmesiyle karakterize metabolik depo hastalığı olarak
tanımlanabilir.
Mukopolisakkarid molekülü, hiyaluronik asid içeren bir proteine bağlanmış
glikozaminoglikandan ibarettir. Glikozaminoglikanlar (GAG) kemik, kıkırdak,
tendon, eklem sıvısı, kornea ve cilt gibi vücuttaki birçok dokuda bulunur.
GAG’ların daha ufak moleküllere çevrilerek gerçekleşen yıkımında 11 adet
değişik lizozomal enzimin rol aldığı bilinmektedir. Lizozom hücre içindeki
bir organeldir ve bazı maddelerin yıkımında işlev gören birtakım enzimleri
üretir. Mukopolisakkaridozda ya bu lizozomal enzimler yeterince
yapılamamaktadır, ya da lizozomlar işlev görmeyen enzimler üretmektedir.
Sonuçta, GAG’ların belli bir yere kadar yıkılmasıyla oluşan maddeler (heparan
sülfat, dermatan sülfat, keratan sülfat) özellikle lizozomlarda olmak üzere
hücre içinde birikmeye başlayarak değişik doku ve organın kalınlaşmasına ve
genişlemesine neden olur. Hücre içinde biriken GAG yıkım ürünleri aynı
zamanda lizozomlarda yer alan birtakım proteinlerin işlevini ve moleküllerin
hücre içindeki hareketini de engellerler ve biriktikleri hücrede yol
açtıkları hasarla zamanla dış görünümü, organların işlevini ve zeka
gelişimini etkilerler. GAG yıkım ürünleri başlıca merkezi sinir sisteminde,
periferik sinir
gangliyonlarında, karaciğerde, dalakta,
kalpte, koroner arterlerde, gözün
retina tabakasında, periferik lenf
düğümlerinde, hipofiz bezinde, testislerde, kemik dokusunda, bağlarda,
tendonlarda
ve eklem kapsülünde birikir.
Yeni literatürde lizozomal depo hastalığı olarak adlandırılan
mukopolisakkaridozlar, eksik olan lizozomal enzim(ler)e bağlı olarak oluşan
40’ın üstünde değişik hastalığı barındırır. Bunlar özgün özellikleri olan 7
tipe, bunlar da alt tiplere ayrılır. Olguların yaklaşık % 80'ini MPS tip III
oluşturur. MPS tip V olarak belirtilen Scheie sendromunun aslında Hurler
sendromunun (MPS tip I) bir alt grubu olduğu anlaşıldığından MPS tip V
tanımı artık kullanılmamaktadır.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.