D HİPERVİTAMİNOZU
Yüksek dozda D vitamininin uzun süreli alımı
sonucu ortaya çıkan tablodur. Nadir, ancak çok ciddi sonuçlar doğurabilecek
bir durumdur. Yüksek dozda verilen D vitamini kalsiyumun bağırsaklardan
emilimini arttırarak kan kalsiyum düzeyini yükseltir (hiperkalsemi) ve
hiperkalsemiye bağlı belirti ve bulguların ortaya çıkmasına neden olur.
Nedeni
D hipervitaminozundan kaçınmak için D vitamini
takviyesinin tolere edilebilir üst sınırları tanımlanmıştır. Bu değerler 0-6
aylık çocuk için 1.000 IU, 7-12 aylık için 1.500 IU, 1-3 yaş için 2.500 IU,
4 ila 8 yaşları için 3.000 IU ve 9 yaşından büyük çocuk için 4.000 IU olarak
belirlenmiştir. Akut aşırı doz günde 600.000 IU ila 1.700.000 IU
arasındayken, esas D hipervitaminozu olarak bahsedilen zehirlenme günde
77.000 IU den fazla bir D vitamini dozunun uzun süreli alınmasıyla ortaya
çıkar.
Diyetle, ya da güneş ışığına uzun süre maruz
kalmakla D hipervitaminozisi gerçekleşmez. D hipervitaminozu hemen her zaman
bazı hastalıkların tedavisi sırasında ortaya çıkar. D hipervitaminozuna
neden olan bu durumlar erişkinde çok çeşitlilik gösterirken, çocuklarda ise
ancak bazı metabolizma ve endokrin hastalıklarının tedavisiyle sınırlıdır.
D vitaminine
dirençli raşitizm olgularının tedavisi buna örnektir. D vitamini
zehirlenmesine çocuklarda en çok D vitaminine dirençli raşitizmin tedavisi
sırasında rastlanılır. Bu nedenle bu hasta grubunda tedavi sırasında kan
kalsiyumu haftalık olarak izlenir. Ayrıca hipotiroidinin tedavisi sırasında
da D vitamini zehirlenmesi yaşanabilir.
Bu durumların haricinde antihipertansif olarak
kullanılan tiazid grubu diüretiklerin, kalp ilaçı olan digoksinin ve
tüberküloz tedavisinde kullanılan isoniazidin hiperkalsemiye neden olduğu
bilinmelidir. Sarkoidoz veya hiperparatiroidide herhangi bir nedenle D
vitamini veriliyorsa iyatrojenik hiperkalsemiye dikkat etmek gerekir.
D hipervitaminozu ile vitamin K eksikliği
arasında ilişki vardır.
Klinik Görünüm
Olguların çoğunda klinik belirtiler yüksek doz
vitamin D verilmeye başlanmasından birkaç hafta veya ay sonra ortaya çıkar.
İştahsızlık, bulantı ve kusma zehirlenmenin ilk belirtileridir. Hasta
huzursuz ve sinirlidir.
Refleksler canlıdır. Dehidrate olan çocuk susuzluk çeker. Klinik tabloya
kabızlık ve özellikle geceleri olmak üzere idrara bol çıkma eşlik eder (noktüri).
Hasta baş dönmesi, göz kararması ve kulak çınlamasından yakınır. Çocuktaki
yorgunluk hali giderek yerini bitkinliğe bırakır. Genel bir
hipotoni
hali mevcuttur ve hastanın çevresiyle ilişkisi azalır. Kaslarda güçsüzlük
mevcuttur. Kilo kaybı fark edilir. Kaşıntılar başlar. Kan kalsiyumunun
yüksek seyretmesi kalsiyumun yumuşak dokularda (kas, bağ, eklem kapsülü),
kalpte, atar damarlarda ve böbreklerde çökmesine (ektopik kalsifikasyon)
neden olur. Ektopik kalsifikasyonlar beyin, akciğerler, tiroid ve pankreasta
da görülebilir. Kalpte aritmiler saptanır ve kan basıncında artış görülür.
Hasta uzun süreli baş ağrısından yakınır. D vitamini alımı azaltılmazsa uzun
dönemde kemik ve eklem ağrıları başlar. İleri olguda D vitamininin (kalsitriol)
doğrudan etkisiyle kemikte rezorbsiyon başlar ve kemik kütlesi azalır.
Kalsiyum tuzlarının böbrek dokusuna çökmesiyle (nefrokalsinoz) böbrek
yetmezliği gelişir. İdrarla aşırı kalsiyum atımına bağlı olarak böbrek
taşları oluşur.
Tanı
Laboratuar
İncelemesi.
Serumda kalsiyum düzeyi hayli yüksek çıkar. Serum fosfat düzeyi normal,
alkali fosfataz ve paratiroid hormon düzeyleri ise düşüktür.
Kanda D vitamin düzeyi yüksek bulunur. Kanda
1,25-dihidroksivitamin D düzeyinin ölçümü, her seferinde toplam D vitamini
düzeyini yansıtmaz.
25-hidroksivitamin D klinik tabloyu yansıtmada daha güvenilir olduğu için
tercih edilir. Kanda 25-hidroksivitamin D düzeyinin 100 ng/ml'in üzerine
çıkması aşırı yükselmiş vitamin düzeyi, 150 ng/ml'in üzerine çıkması ise
zehirlenme olarak kabul edilir.
İdrarda kalsiyum (hiperkalsiüri) ve sodyum
düzeyleri yüksektir.
Radyolojik
İnceleme.
Uzun tubuler kemiklerin
metafizinde
sklerotik
bandlara rastlanır. Benzer görüntüye omurların sonlanım plaklarında da
rastlanır. Sklerozun görüldüğü bir diğer alan da kafatası tabanıdır.
Suturalar (bıngıldaklar) erkenden kapanır. Uzun kemiklerin
diyafizi
osteoporotiktir. Yumuşak dokularda ektopik kalsifikasyon alanları saptanır.
Tedavi
D vitamini takviyesi derhal durdurulur.
Dehidratasyon nedeniyle artan sodyum kaybını da hesaba katarak izotonik
sodyum klorür çözeltisiyle sıvı replasmanına başlanır. Dehidratasyon durumu
düzeltildikten sonra diüretikler tedaviye eklenerek sodyum ve kalsiyumun
böbreklerden atımı sağlanır.
D vitamini yağda çözündüğü için D vitamini
takviyesi durdurulsa bile zehirlenme hali haftalarca devam edebilir.
Steroidler
kalsiyumun barsaktan emilimini azalttığından serum kalsiyum seviyesini
düzenlemede yardımcı olur. Kalsiyumdan fakir bir diyetle beraber
uygulandığında 1 ay içersinde tam iyileşme sağlanabilir. Ektopik
kalsifikasyon riskini ortadan kaldırmak için diyetle fosfat alımı azaltılır.
Kemik rezorbsiyonuna bağlı kemik kütlesi
kaybını düzeltmek için tedaviye bifosfanatlar da eklenebilir.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.