AKONDROPLAZİ
En yaygın cücelik nedenidir. Akondroplazi sözcüğü kıkırdak doku bozukluğunu
ifade ederse de, kıkırdağın oluşumunda bir bozukluk yoktur. Sorun
kıkırdaktan kemik dokusunun gelişimindedir.
Genel Özellikler
15,000 ila 40,000 yeni doğandan 1’inde görülür. Dünya üzerinde yaklaşık
150,000 akondroplazi hastası olduğu hesaplanmıştr. Bu oran ‘ufak insanlar’ın
yaklaşık % 70 ila % 80’ini oluşturur.
Cinsiyet dağılımı eşittir.
Nedeni
4. kromozom (4p16.3)
üzerinde yer alan fibroblast büyüme
faktörü reseptörü 3 genindeki bozukluk akondroplaziye neden olur.
Bu genin yapımını sağladığı
fibroblast büyüme faktörü reseptörü 3 (FBFR3)
adındaki protein, mevcut diğer 3
fibroblast büyüme faktörü reseptörü gibi, vücuttaki birçok değişik
dokuda hücre duvarında yer alır ve büyüme faktörleriyle aktive olarak hücre
içindeki bir dizi biyokimyasal reaksiyonu başlatır.
FBFR3 proteini hücre büyümesi ve çoğalması, hücre çeşidinin belirlenmesi,
kan damarlarının oluşumu, yara iyileşmesi ve embriyonun gelişimi gibi birçok
hücresel süreçte önemli rol oynar.
FBFR3 proteinin kemik uzaması üzerindeki etkisi, özellikle tubüler
kemiklerde olmak üzere, kemiğin kıkırdak taslaktan gelişimini düzenlemek
şeklindedir. FBFR3 genindeki mutasyonlar aynı zamanda hipokondrplazi
ve tanatoforik displazi gibi cüceliklere de neden olur.
Akondroplazi olgularının hemen hemen tamamından (yaklaşık % 99)
FBFR3 geninde gelişen 2 değişik
mutasyon sorumludur. Bu her iki mutasyon marifetiyle
FBFR3 proteinindeki glisin adlı
aminoasidin yerine arginin adlı aminoasit yerleşir. Bu değişiklik
FBFR3 proteinini daha aktif hale
getirir. Kıkırdak taslakta
üretilen ve daha aktif hale gelen
FBFR3 proteini büyüme plağındaki kıkırdak hücrelerinin çoğalmasını ve
farklılaşmasını yavaşlattığı gibi, kemiğin oluşmasında rolü olan
kemik morfojenik protein 4’ü de
baskılar. FBFR3 proteini aynı
zamanda paratiroid hormonun kontrolündeki bazı peptidlerin etkinliğini
azaltarak kıkırdak hücrelerinin küçülerek yok olmasına (apopitoz) neden olur.
Bu mekanizmalar sonucu kemiğin kıkırdaktan geliştiği endokondral kemikleşme
süreci olumsuz şekilde etkilenir. Ancak hastalık kemik dokusunun meydana
gelmesi sırasında kıkırdak evresinin yer almadığı intramembranöz ve
periosteal kemikleşmeyi etkilemez. Bu nedenledir ki endokondral
kemikleşmenin görüldüğü kol ve bacak kemiklerinde kısalık meydana gelirken,
intramembranöz kemikleşme yoluyla oluşan kafatası kemikleri ve köprücük
kemiği normal gelişir. Aynı şekilde, uzun kemiklerin kalınlığı periosteal
kemikleşme yoluyla sağlandığından, kol ve bacaklardaki uzun kemikler kısa
olmasına karşın, çapları, yani kalınlıkları normaldir.
Akondroplazi otozomal dominan yolla kalıtılır ve penetrans tamdır. Her
hücrede tek bir bozuk genin yer alması hastalığın ortaya çıkması için
yeterlidir.
Olguların % 75 ila % 80’i yeni mutasyonlar sonucu meydana gelir. Anne ve
babada hastalığa rastlanmaz. Bu hastalarda boy akondroplaziye özgü boy
standartlarındadır. Baba yaşının 35 yaşından büyük olması ile yeni
mutasyonlar arasında bir ilişki olduğu bilinmektedir. Ayrıca, baba
kromozomlarındaki yeni mutasyonun, anne kromozomlarındaki mutasyondan daha
sık olduğu bulunmuştur. Babadaki yeni mutasyon spermatogenez sırasında, yani
sperm hücresinin ilk şekli oluşurken gerçekleşmektedir. Annede yumurta
hücresinin oluşumu sırasındaki (oogenez) bir mekanizmanın mutasyonu
engellediği sanılmaktadır.
Akondroplazik bir çocuğa sahip sağlıklı ebeveynlerin mozaizm yoluyla sonraki
çocuklardan birinde de akondroplazili çocuk sahibi olma olasılığı çok nadir
de olsa vardır. Sağlıklı anne ve babanın bozuk
FBFR 3 geni üretme riskinin
yaklaşık % 0.02 olduğu bildirilmiştir.
Olguların geri kalan % 20 ila % 25’inde ebeveynlerden en az birinde hastalık
mevcuttur ve hastalık tek bir bozuk
FBFR 3 geniyle kalıtılır. Akondroplazili bir kişinin hastalığı çocuğuna
geçirme olasılığı % 50’dir.
Ebeveynlerden ikisinin de akondroplazik olduğu ve iki bozuk genin
kalıtıldığı çocukta aşırı cücelik ve göğüs kafesinde gerilik görülür.
Genellikle bu tip bebekler ya ölü doğar, ya da doğum sonrası kısa dönemde
solunum yetmezliğine bağlı olarak yaşamlarını yitirir.
Akondroplazik hastalarda mutasyonda değişkenlik olmadığından tüm hastalar
aynı klinik görüntüdedirler.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.