SEVER HASTALIĞI
Çocukluk ve ergenliğin belli bir döneminde
ortaya çıkan, topuk kemiği büyüme plağının (kalkaneus apofizi) geçici
inflamasyonudur.
Genel Özellikler
Görülme sıklığı tam bilinmemekle birlikte
oldukça sık görüldüğü bir gerçektir.
Hastaların yaklaşık % 60’ında her iki topukta
da görülür.
Erkeklerde daha sıktır. Erkek:kız oranı 2:1
gibidir.
En sık görüldüğü yaş grubu erkeklerde 10 ila 12
yaş, kızlarda ise 8 ila 10 yaş aralığıdır.
Patoloji
İlerde kaynaşacağı esas kemikten ayrı bir
kemikleşme merkezine sahip olan apofiz,
epifize benzer bir yapıdır. Eklemle
ilişkili olan epifizin aksine apofizin eklemle ilişkisi yoktur ve kendisine
tendon,
ya da bağ yapışmasıyla epifizden ayrılır.
Kalkaneus apofizinin radyografide görünür hale
gelmesi erkek çocuklarında 9 ila 10 yaşlarını, kız çocuklarında ise 8 ila 9
yaşlarını bulur. Ayrı bir kemikleşme merkez(ler)ine sahip kalkaneus apofizi
15 yaşına doğru (12 ila 22 yaş arası) esas topuk kemiği ile kaynaşır.
Apofiz ile esas topuk kemiği arasında kalan
apofiz plağında hızlı boy atma döneminde yapımı hızlanan, kırılgan kalsifiye
kıkırdağın yarattığı zayıflık bu alanı tekrarlayıcı tarzdaki yüklenmelere
karşı hassas kılar. Apofiz plağında epifiz plağından farklı olarak
hiyalen
kıkırdaktan çok
fibro kıkırdağın bulunması bu alanı daha
da zayıflatır. Ayrıca, apofiz plağının düşey konumda uzanması önemli bir
etkendir. Düşey konumdaki apofiz plağı kendisine yapışan
Aşil
tendonu vasıtasıyla güçlü bir çekme kuvveti uygulayan
triseps sura
kompleksi ile esas topuk kemiği arasındaki strese dayanamayabilir ve
tekrarlayıcı tarzdaki yüklenmeler karşısında makaslama kuvvetlerinin
marifetiyle apofiz plağında mikro kırıklar oluşur. Apofizin belli
bölgelerinde bu mikro kırıklar nedeniyle dolaşım bozulur ve
nekrotik
alanlar oluşur. Mikro kırıkların iyileşmesi sürecinde oluşan
inflamasyon
klinik yakınmaya neden olur. Onarım faaliyeti radyografide
rezorbsiyon,
fragmentasyon,
ve artan
skleroz şeklinde görünür.
Klinik Görünüm
Hekime başvuruda bulunan hemen her zaman aktif
spor yapan, ya da spora yeni başlamış bir çocuktur. Sporla, özellikle de
sert zeminde sıçrama ve koşma gibi fiziksel aktivitede artan topuk ağrısı
söz konusudur.
Koşu sporu yapan, basketbol oynayan, ya da
jimnastiğe meraklı çocuklarda daha çok görülür. Uzun süre ayakta durma
ağrıyı tetikleyebilir. Topuğu yeterince beslemeyen, ya da topuk kısmı dar
ayakkabılar da ağrının ortaya çıkmasından sorumlu olabilir. Her ne kadar
Sever hastalığı her çocukta olabilirse de ayakta düztabanlığın olması, bir
bacağın daha kısa olması ve şişmanlık Sever hastalığına zemin hazırlayan
durumlardır. Düztabanlıkta Aşil tendonunın kısalması ve bacak kısalığında
ise kısa olan tarafta triseps sura kompleksinin yürüyüş sırasında ayak
bileğini sürekli
ekin konumunda tutması ağrıyı tetikler.
Ağrı genellikle aniden çıkmaz, giderek gelişir.
Ağrıyan ayağı istirahat ettirme ve medikal tedavi sonrası ağrı bir şekilde
hafifler, hatta tamamen geçer, ancak bir süre sonra yeniden başlayarak
kronik bir hal alır. Hastanın topuk ağrısının bir gün geçeceği beklentisi
hekime başvuruyu geciktirir. Ne zaman ki topuk ağrısı sportif aktivitelere
engel olmaya, ya da aksamaya neden olmaya başlar, hasta hekime başvurur.
Hasta ayak bileğinde
dorsifleksiyonu önleyecek tarzda kısa adımlarla ve duraklayarak
yürür. Muayenede hastaların çoğunda Aşil tendonunun kalkaneusa yapıştığı
yerde hassasiyet alınır. Topuk iki parmak arasında sıkıştırıldığında ağrı
oluşturulur (sıkma testi). Hasta parmak ucunda durduğunda topukta ağrı
oluşur. Aynı şekilde, ayak bileği dorsifleksiyona zorlandığında aynı ağrı
oluşturulabilir. Dizin
fleksiyona, ayak bileğinin de ekin
konumuna alınması ağrıyı hafifletir. Şişlik genelde görülmez, ancak bazen
Aşil tendonunun topuk kemiğine yapıştığı yerde hafif bir şişlik olabilir.
Uzun süren olguda topuğun genişlemiş olduğu fark edilir.
İstirahatte artan, hastayı uykudan uyandıran
ağrı durumunda başka bir patolojiden şüphelenilmelidir.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.