Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.
P = patella
T = addüktor tüberkül
(en üstteki röntgen görüntüsü)
hipoplazik troklea oluğu
(üstten 1. ve 2. çizimler)
displazik troklea oluğu
(son 3 çizim)
M = medial femur kondili
L = lateral femur kondili
P = patella
TEKRARLAYAN PATELLA ÇIKIĞI
Yerel ve sistemik kusurlar sonucu instabil hale gelen diz kapağının en az
iki kez patellofemoral oluğu terk etmesi olarak tanımlanır. Diz kapağı her
seferinde kendiliğinden, ya da manüplasyonla yerine oturur. Diz kapağı
patellofemoral oluğu kısmen terk ediyor ve kendiliğinden yerine oturuyor, ya
da terk etmeye eğilimi varsa tekrarlayan patella
sublüksasyonundan
söz edilir.
Genel Özellikler
Tekrarlayan diz kapağı sublüksasyonu, ya da çıkığına ergenlik döneminde daha
sık rastlanır. Patellaya ait instabilitenin görülme sıklığı 16 yaşın
altındaki çocuklarda 2.000 ila 4.000’de 1’dir. Akut patella çıkığı sonrası
her iki çocuktan birinde tekrarlayan patella sublüksasyonu veya çıkığı
geliştiği bildirilmektedir.
Tekrarlayan sublüksasyon, ya da çıkık belirgin olarak kızlarda daha fazladır.
Patellofemoral instabilitenin görüldüğü hastaların % 70’inin kız olduğu
belirtilmekle birlikte, bu oran bir çok çalışmada % 90’lara kadar
çıkmaktadır.
Patellanın iki veya daha fazla kez çıkması instabilitenin ileriki dönemlerde
de yeni çıkıklara yol açacağını gösteren en güçlü işarettir. 14 yaşın
altındaki çocuklarda oluşan çıkığın tekrarlama olasılığı, daha büyük
yaştakilerden daha fazla fazladır.
Nedeni
Tekrarlayan patella sublüksasyonuna, ya da çıkığına yol açan nedenler
çeşitlidir. Genellikle yumuşak doku ve kemiği ilgilendiren birden fazla
faktör birlikte rol oynar. Bacaktaki dizilim bozukluğu (torsiyonel ve açısal
deformiteler), patellofemoral oluğun sığ oluşu (troklear displazi), bağ
dokusu gevşekliği veya bağ hasarı, kas dengesizliği ve diz kapağına ait
özellikler bunlardan başlıcalarıdır.
Bacakta Dizilim Kusuru.
Pelvisin
anterosuperior spinası ile diz kapağı kemiğinin merkezini
birleştiren hat ve yine diz kapağı kemiği merkezi ile
tuberositas tibia merkezini birleştiren hat arasındaki açıya
Q açısı
denir. Değeri kızlarda ortalama 17 ±3 derece, erkeklerde ortalama 14 ±3
derecedir. Bu açının kızlarda yüksek çıkmasının nedeni, leğen kemiğinin
(pelvis) kızlarda daha geniş oluşudur. Q açısı patella üzerinde etkili olan
laterale çekiş gücünü belirlediğinden, bu açıdaki artış patella
sublüksasyonu ve çıkığı açısından risk oluşturur. Q açısının artmasına yol
açan nedenlerin başında
genu valgum gelir. Patellar instabilite
bulgusu olan hastalarda genu valgum görülme sıklığı normale oranla 2 kat
daha fazladır.
Femur
boynu ortasından geçen hat izdüşümü ile
femur
kondillerinin arkasından geçen hat izdüşümü arasındaki açı
femurun
torsiyon derecesini gösterir. Bu açı erişkin yaşa doğru azalarak
16 derece civarına iner. Bu açının 2 standart sapmadan daha fazla olmasına
femoral
anteversiyon, 2 standart sapmadan daha az olmasına ise
retroversiyon denir. Femoral anteversiyona sahip bir çocuk ayakta dururken
diz kapakları içe bakar. Bu durum patella üzerinde laterale doğru döndürücü
bir kuvvet oluşturur. Nitekim patellar instabilite bulgusu olan diz önü
ağrısına ihmal edilmiş femoral anteversiyona sahip kişilerde, normal
torsiyona sahip kişilere oranla 3 kez daha fazla rastlanır.
Tibianin
dış rotasyon kusuru (eksternal tibial torsiyon), normalden daha lateralde
yar alan tüberositas tibia, ve lateral retinakulumdaki gerginlik de patellar
instabiliteye yol açan diğer dizilim kusurları arasında yer alır.
Bu sayılan dizilim kusurları tek başına, ya da diğerleriyle birlikte
olabilir.
Patellofemoral Oluğa Ait Bozukluk.
Dize 30 derece
fleksiyon yaptırıldığında diz kapağı
troklea denilen, her iki femur kondili arasında yer alan oluğa girer.
Patellanın uzun ekseni etrafında dönmesini (tracking) engelleyen
troklea, patellaya uyan bir derinliğe sahiptir ve düzgün bir eklem ilişkisi
oluşturur. Trokleanın sığlaşması patellanın kendi uzun ekseni etrafında
dönmesine ve oluktan sapmasına neden olur. Nitekim patellofemoral
instabilitesi olan hastaların yaklaşık % 20’sinde troklea
displazisine
rastlanırken, normal şahıslarda bu oran bunun 10’da 1’i kadardır. Lateral
kondildeki düzleşme diz 30 derece fleksiyondayken lateral stabiliteyi
yaklaşık % 70’e varan oranda azaltır. Troklea displazisinin patellofemoral
instabilitenin en sabit bulgusu olduğu iddia edilmektedir.
Bağ Gevşekliği veya Bağ Hasarı.
Patellanın
medialinde kalan yapılar içinde diz kapağının laterale kaymasını
kontrol eden başlıca yapı medial retinakulumun içinde, ancak kapsülün
dışında yer alan medial patellofemoral bağdır (MPFB). Bu bağ
femur
alt uçta medial femur epikondilinden (adduktor tüberkül) çıkarak ince bir
bant şeklinde patellanın üst iç kenarına yapışır. Patella en kolay diz 20
derece fleksiyondayken oluğu terk eder, ancak diz
ekstansiyondayken en gergin konuma gelen MPFB ve medial
retinakulum bu özelliğiyle bunu önler. Diz fleksiyona gittikçe MPFB gevşer.
MPFB patellanın dışa kaymasını önleyen statik gücün yaklaşık yarısını tek
başına karşılar. Travma sonrası oluşan akut patella çıkığında bu bağ hemen
her zaman femura yapıştığı yerden kopar. MPFB’ın primer gevşekliği, ya da
travma sonucu hasar görmesi, patellayı laterale çeken kuvvetlere üstünlük
kazandırmakta ve bu dengesizlik tekrarlayan sublüksasyona, ya da çıkığa
neden olmaktadır.
Kas Dengesizliği.
Vastus
medialis kasının
distal kısmı
oblik
şekilde uzanır ve patellanın 1/3 üst ve medialine yapışır (vastus medialis
oblikus, VMO). Vastus medialis ve lateralis kasları diz 30 derece fleksiyon
ve ekstansiyondayken azami ölçüde kasılır. Dizin medialinde yer alan VMO’un
kasılması özellikle diz ekstansiyondayken, yani patella troklea tarafından
korunmuyorken, önemlidir. VMO’un patellaya yapışmaması, ya da disfonksiyonu
tekrarlayan diz kapağı çıkığına zemin hazırlar.
Kuadriseps
kas bloğunu oluşturanlardan biri olan
rektus
femoris kasının uzama kapasitesininn (ekskursiyon) patellofemoral
instabilitesi olan kişilerde az olduğu görülmüştür. Bu durum çıkan
patellanın kendiliğinden yerine oturmasını güçleştirir.
Patella Alta.
Patellanın normal konumundan daha yukarda oluşuna patella alta denir.
Patellanın daha yukarda oluşu trokleaya ait oluğa girene kadar daha uzun bir
mesafede içe ve dışa doğru olan yüklenmelere karşı daha korunmasız bırakır.
Patellanın Şekli.
Patellanın troklea ile temasta olduğu başlıca iki
faseti
vardır. Lateral fasetin normalden daha fazla yer kaplaması ile
patellofemoral instabilite arasında ilişki olduğu ileri sürülmüştür.