RAŞİTİZM
Raşitizm, D vitamini, kalsiyum ve forfor metabolizmasındaki yetersizliğin
kemik mineralizasyon eksikliğiyle sonuçlandığı bir çocukluk çağı
hastalığıdır ve tedavi edilmediğinde gövde ile ekstremitelerde deformitelere,
hatta patolojik kırıklara yol açar.
Raşitizmin anlaşılabilmesi için kalsiyum ve fosfor metabolizması be bunu
etkileyen unsurların iyi bilinmesi gerekir.
KALSİYUM VE FOSFOR METABOLİZMASI
Kemikler kalsiyum deposu görevi görürken, vücutta bulunan toplam kalsiyum
miktarının ancak çok az bir kısmı kanda bulunur. Kan kalsiyum ve fosforunun
normal dengede tutulması değişik hormon ve unsurların uyum içinde birlikte
etkimesiyle sağlanır. Paratiroid hormon (PTH), D vitamini ve fibroblast
büyüme faktörü 23 (FGF23) gerek kalsemi, gerekse fosfateminin
düzenlenmesinde önemli rol oynar.
Paratiroid Hormon
Kalsiyum metabolizmasını düzenleyen en önemli unsurdur. Kanda kalsiyum
düzeyinin düşmesi, ya da hiperfosfatemi durumunda paratiroid bezlerinden
salgılanır. Etkisini esas olarak kemik dokusu ve böbrekler üzerinde gösterir.
İşlevleri:
-
Serum kalsiyum ve fosfor düzeyi düştüğünde osteoklastları uyararak kemik rezorbsiyonunu arttırır.
-
Böbrekte 1-α-hidoksilazı harekete geçirerek 1,25 dihidroksi vitamin D3 yapımını arttırır.
-
Distal renal tübuluslarda kalsiyumun geri emilimini arttırırken, fosforun geri emilimini azaltır.
-
1,25-dihidroksivitamin D3 yapımını arttırdığından, bağırsaklardan kalsiyum ve fosfor emilimine dolaylı olarak olumlu etki etmiş olur.
Serumda paratiroid hormon düzeyinin artması hiperkalsemi ve hipofosfatemiye
yol açarken, idrarla kalsiyum ve fosforun yüksek miktarda atılmasına neden
olur. Serumda kalsiyum seviyesinin artması paratirod bezinde bulunan
kalsiyum algılayan reseptörleri harekete geçirerek paratiroid hormonun
salgılanmasını dizginler. Kandaki fosforun paratiroid bezler üzerine
doğrudan uyarıcı etkisi vardır.
D Vitamini
Biyoaktif şekli 1,25-dihidroksi vitamin D3 olan D vitaminin esas
işlevi yeni kemik yapımı için gerekli kalsiyum ve fosforu sağlamaktır. Bunu
da bağırsaklardan kalsiyum ve fosforun emilimini kolaylaştırmak suretiyle
yerine getirir.
Bunun dışında:
-
Kemik rezorbsiyonu için gereklidir. D vitamini osteoblasttan RANKL (receptor activator of nuclear factor kappa-B ligand) adlı sitokininin salgılanmasını sağlayarak osteoklastların differansiasyonuna ve sonuçta da kemikte rezorbsiyona neden olur.
-
Böbrekte kalsiyum ve fosforun geri emiliminin arttırır.
-
Paratiroid bezindeki D vitamini reseptörleri aracılığıyla paratiroid hormonun salgılanmasını dizginler.
Fibroblast Büyüme Faktörü 23
Olgun kemik hücrelerinden salgılanan ve esas olarak böbrekler üzerinde
etkili olan fibroblast büyüme faktörü 23 (FGF23) serum fosfor düzeyini
düzenleyen en önemli unsurdur. FGF23'ü uyaran esas olarak hiperfosfatemidir.
Klotho adlı bir protein FGF23'ün böbrek hücrelerine bağlanmasını sağlayarak,
ya da bir fibroblast büyüme faktör reseptörü olan FGFR1(IIIc)'ü bir FGF23
reseptörü haline dönüştürerek böbrekten fosfor atımını arttırır. FGF23 aynı
zamanda 1α-hidoksilazı
baskılayarak 1,25 dihidroksi vitamin D yapımını kısıtlar.
D Vitamini Yapımı
D vitamini yapımı hidrojen kaybına uğrayan bir kolesterol molekülünün
(7-dehidrokolesterol) diğer bir kolesterol molekülüyle birleşmesiyle başlar
(provitamin D). Provitamin D cilt dokusunda güneş ışığındaki ultraviyole
ışınları (UVB) tarafından vitamin D3'e (kolekalsiferol)
dönüştürülür. Ultraviyole B ışınları orta dalga boyunda olup çoğunlukla ozon
tabakası tarafından tutulur. Kolekalsiferol gıdalar aracılığıyla da alınırsa
da doğada kolekalsiferol içeren gıda çeşidi azdır. Kolekalsiferolün yapımı
esas olarak güneş ışığının marifetiyle cilt dokusunda gerçekleşir. Ne
kaynaklı olursa olsun kolekalsiferol henüz biyoaktif değildir ve bunun için
bazı hidroksilasyon aşamalarından geçmesi gerekir. Kan yoluyla karaciğere
ulaşan kolekalsiferol burada mitokondrial hidroksilazlar aracılığıyla
25-hidroksi kolekalsiferole (kalsidiol) dönüşür. Biyoaktif D vitaminine
gereksinim olunca karaciğerde depolanan kalsidiol kan yoluyla böbreklere
ulaşarak 1α-hidroksilaz enzimi aracılığıyla D vitaminin çok daha güçlü bir
biyoaktif şekli olan 1,25-hidroksikolekalsiferole (kalsitriol) dönüşür. 1α-hidroksilaz
enziminin işlevi paratiroid hormon, kan kalsiyum ve fosfor düzeyleri ile
biyoaktif D vitamini düzeyi tarafından düzenlenir.
Bazı vitamin preparatlarında bulunan vitamin D2 (ergokalsiferol)
bazı mantar çeşitlerinin UVB ışınına tabi tutulmasıyla sentetik olarak
üretilir. Vücuda girdikten sonra kalsitriol gibi aynı hidroksilasyon
aşamalarından geçerek biyoaktif 1,25-dihodroksi ergokalsiferole dönüşür. Her
ne kadar raşitizm tedavisinde her iki vitamin D çeşidiyle benzer sonuçlar
elde edilirse de vitamin D2'nin kalsitriol kadar etkin olup
olmadığı tartışmalıdır. Diğer taraftan barsaklarda bulunan ve kalsiyum
bağlayıcı protein olan kalbindinin kalsitriola daha duyarlı olduğu
bilinmektedir.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.