Klinik Görünüm
Akondroplazide
çarpıcı klinik bulgu cüceliktir. Cücelik doğumla birlikte fark edilir, ancak
hamilelikteki normal ultrason kontrolleri sırasında da rahatça ortaya
konabilir. Erişkin yaşta boy erkeklerde ortalama 131 ± 6 cm’e, kızlarda
ortalama 124 ± 6 cm’e ulaşır. Gövde boyu etkilenmemişken, kol ve bacaklarda
çarpıcı kısalık görülür (orantısız cücelik). Kol ve bacaklardaki kısalık
rizomelik tarzdadır; yani, kol ve bacakların dirsek ve dizden yukarı
kısımları, daha aşağı kısımlara oranla daha kısadır.
Muayene sırasında
ayakta duran çocuğun parmak uçlarının ancak trokanter majora kadar
ulaşabildiği saptanır. Halbuki normalde parmak uçları uyluk ortası hizasına
kadar ulaşabilir. Hastanın oturma boyu normal sınırlardadır.
Baş belirgin şekilde büyüktür. Önden
bakıldığında genişlemiş, yandan bakıldığında ise yassılaşmış görünür. Dışa
doğru fırlak alın, ufak üst çene kemikleri (maksilla), yayvan ve basık burun
kökü ve hafifçe çıkıntılı çene kemiği ile tipik bir yüz görünümü vardır (yüz
ortası hipoplazisi). Üst solunum yolunun başlangıcında yer alan yüz
kemiklerindeki displazi soluk alıp vermede tıkayıcı (obstrüktif) etki
gösterebilir. Ayrıca, göğüs kafesinin ufak olması, kunduracı göğsünün (pektus
ekskavatum) varlığı ve beyin sapının sıkışması akciğerlerde vital kapasiteyi
azaltır. Hasta bu nedenle boynu hiperekstansiyonda uyur ve horlar. Sık sık
akciğer infeksiyonu geçirir. Üst çene hipoplazisine bağlı olarak dişler
birbirini sıkıştırabilir. Alt çene (mandibula) belirgindir.
İntramembranöz kemikleşme ile oluşan klavikula hastalıktan etkilenmediğinden
çevredeki kaslarla birlikte omuzlara genişlemiş bir görünüm verir. Dirsekte
fleksiyon kontraktürü vardır ve 15 ila 30 derecelik ekstansiyon kaybına yol
açar. Fleksiyon kontraktürü nedeniyle radius başı çıkığı gelişebilir. Kısa
önkol nedeniyle kaslar önkolun kalın görünmesine neden olur. Nitekim bu
hastalarda kollar nisbeten güçlüdür.
El kısa, ancak geniş görünür. Parmaklar kısadır.
Orta parmak (3. parmak) daha da kısa olduğundan
tüm parmaklar ayni hizada görünür (deniz yıldızı belirtisi). Orta
parmak ile yüzük parmağı (3. ve 4. parmaklar) birbirinden ayrı durduğundan
üç parmaklı el görünümü oluşur (main en trident).
Oturma yaşına gelen
akondroplazik bebekte sırtta giderek kamburluk (kifoz) gelişir. Bebek
oturtulduğunda kifoz daha da belirginleşir, ancak yatırıldığında tamamen
kaybolmaz. Torakolomber bölgeyi ilgilendiren kifozun gelişiminde kafanın
büyüklüğü ve kaslardaki tonusun azlığı rol oynar. Hemen hemen bebeklerin
hepsinde gelişen bu durum çocuğun yürümesiyle birlikte artan gövde kontrolü
ve kas tonusu sayesinde oldukça geriler, ancak hastaların yaklaşık % 25'inde
omurların kifoza uyum sağlayarak ön yüz yüksekliklerinin azalması sonucu
kifoz kalıcı olabilir. Hastaların yaklaşık 3’te 1’i ile yarısında
torakolomber skolyoz görülür. Daha çok erişkin yaşta fark edilen eğrilik
genellikle 30 dereceyi aşmaz. Akondroplaziklerin yaklaşık yarısında ilerki
yaşlarda bacakta siyatalji tarzında omurilik kök basısı bulguları ortaya
çıkar. Klinik yakınmalar ortalama 25 yaşından sonra başlarsa da hastaların
3’te 1’inin 15 yaşından ufak olduğunu unutmamak gerekir.
Hastalar her iki
tarafa sallanarak ördekvari yürür (çift taraflı Trendelenburg yürüyüşü) ve
oraklayarak koşarlar. Kalçalarda hemen her zaman fleksiyon kontraktürü
gelişir ve lomber lordozda artışa yol açar. Karın bu nedenle şiş görünür.
Bacaklarda O Bein
deformitesi gelişir. X Bein deformitesinin çok daha nadir gelişmesinin
nedeni tibianın fibuladan daha kısa oluşudur. Genu rekurvatum ve tibiada dış
rotasyon kusuru olabilir. Sıklıkla açısal deformiteye rastlanmasına karşın
dizde dejeneratif artrit gelişimi oldukça nadirdir.
Eklemler esnek
bağlara sahiptir.
Akondroplazik hastada
kaba motor gelişimi gecikir. Başını tutma, serbest oturma, ayakta durma ve
yürüme gibi beceriler 3 ila 6 aylık gecikmeyle kazanılır. Alt ve üst çene
arasındaki uyumsuzluk nedeniyle başlangıçta hasta dilini kullanmada zorluk
çeker, ancak zamanla bu sorun çözülür. Akondroplazik çocukların yaklaşık
4’te 1’inde konuşma bu nedenle gecikir, ancak algılama ve zeka normaldir.
Hastalar duyma
sorunları yaşarlar. Akondroplaziklerin yaklaşık 4’te 3’ü 5 yaşından önce
orta kulak iltihabı (otitis media) geçirir. Yüz ortasında mevcut hipoplazi
ve temporal kemikteki (şakak kemiği) anormal yapı nedeniyle östaki borusunda
drenaj yeterince sağlanamadığından, hastada otitis media sık sık yineler ve
sonuçta işitme kaybı oluşur. İletiye bağlı işitme kaybı kulak
kemikciklerinde hareketi engelleyen sertiğe bağlıdır. Bu sertlik doğumsal
olabildiği gibi, yineleyen otisitis mediaya da bağlı olabilir.
Aşırı terleme
olabilir. Mide içeriğinin yemek borusuna kaçması olan gastroözofajiyal
refludan yakınırlar. Bu durum solunum sorunu olan hastada ciddi sonuçlara
yol açabilir.
Obezite sık rastlanan
bir durumdur.
Anormal kemik yapısı
nedeniyle bazı sinirlerde gerilme gerçekleşebilir ve rahatsızlık veren
ağrıya ve karıncalanma, yanma gibi parestezilere neden olabilir. Bu
mekanizmayla kalçada meraljiya parestetika, ayakbileğinde peroneal sinir
irritasyonu ve yüzde trigeminal nevralji olabilir.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.
kol ve bacaklardaki rizomeli ile O Bein deformitesi