Tanı
Scheuerman hastalığını tanısı ancak basit radyolojik inceleme ile konur.
Radyolojik olarak kifozun gösterilmesi Scheuermann hastalığı tanısını koymak
için yeterli değildir. Scheuermann hastalığı tanısını koyabilmek için bazı
radyolojik kriterler tanımlanmıştır (Sorenson kriterleri). Buna göre,
öncelikle kifoz artışı gösterilmelidir.
Torakal yerleşimde en az 40
derecelik kifoz, torakolomber yerleşimde en az 30 derecelik kifoz kifoz
artışını işaret eder. Hiperkifozun Scheuermann hastalandığından
kaynaklandığının gösterilebilmesi için kifozun tepe noktasındaki ardışık üç
omur cisminin her birinde 5 dereceden fazla kamalaşma bulunmalıdır.
Basit radyolojik incelemede yaygın Schmorl nodüllerine bağlı sonlanım
plaklarında düzensizlik ve daha çok önde olmak üzere omurlar arası disk
mesafesinde daralma görülür. Schmorl nodülü omurlar arasındaki mesafede
bulanan diskin komşuluğundaki omura ait sonlanım plağı içine ve daha da
ileri giderek omur cismi spongiozasına doğru fıtıklaşmasına denir. Sonlanım
plağındaki zayıf bir noktadan geliştiği düşünülen Schmorl nodülünün oluş
şekli travma ile açıklanmaktadır. Scheuermann hastalığında Schmorl
nodüllerinin yanısıra limbus vertabra görüntüsü de mevcuttur. Limbus
vertebra genellikle omur cisminin ön ve üst kısmında gelişerek apofiz
halkasının altına ilerleyen Schmorl nodülünün omur cisminden ayırdığı, omur
cismi kemikleşme merkezi ile birleşememiş ayrı bir kemikleşme merkezi gibi
duran, düzgün kortekse sahip yapıdır.
Radyolojik bulgular bazen sadece kifozun tepesinde görülürken, bazen ise tüm
eğrilik boyunca görülebilir. İleri olguda
osteofit şeklinde
dejeneratif artrite ait bulgulara rastlanabilir, ancak bu omurga segmenti dejeneratif
artritte olduğu gibi ankiloze olmayıp hareketlidir. Omurganın özellikle ön
tarafında ankiloz, doğumsal kifozu düşündürmelidir.
Normalde yan radyografide C7
omuru merkezinden aşağıya doğru çizilen düşey hat
sakrumun en üst sonlanım plağının arka kenarıyla temasta olmalı, ya da en
fazla 5 mm kadar arkasından geçmelidir. C7
çekül hattı (C7
plumb line)
olarak adlandırılan bu hat sagittal dengenin değerlendirilmesinde kullanılır.
Scheuermann hastalarında bu hat sakrumun arka kenarından 2 cm’den daha fazla
arkada kalır; yani, Scheuermann hastalarında sagittal denge bozulmuştur.
Sagittal denge servikal
lordoz, torakal kifoz, ve
lomber lordozun
kombinasyonuyla sağlanır. Torakal kifozda ciddi artış gösteren Scheuermann
hastalarında genellikle lomber hiperlordoz da gelişir ve sagittal denge
bozukluğu esas olarak buna bağlıdır.
Lomber Scheuermann hastalığında, omurlardaki kamalaşma
genellikle asgari düzeyde olduğundan sagittal denge bozulmaz. Özellikle
etkilenen alandaki lomber omurlarda olmak üzere disklerde yırtığa eşlik eden
geç dejeneratif degişiklikler görülebilir.
Kifotik deformitenin altında (kaudalinde) lomber lordozun aşırı şekilde
artması spondilolizise zemin hazırlar. Nitekim Scheuermann hastalarında
lumbosakral bölgede spondilolizise normal nüfusa oranla daha sık rastlandığı
bilinmektedir.
Olguların yaklaşık 4’te 1’inde torakal eğriliği altında skolyoz eğriliğine
de rastlanır.
Her ne kadar tanı için basit radyolojik inceleme yeterliyse de cerrahi
girişim kararı alındığında omurgadaki olası ilave patolojileri
görüntüleyebilmek ve ameliyat öncesi planlama yapabilmek için MR görüntüleme
gerekebilir. Bilgisayarlı tomografiye gerek yoktur.
Scheuermann hastalığının laboratuvar bulgusu yoktur.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.
normal (sol) ve negatif sagittal denge (sağ)