Tedavi
Scheuermann hastalığı selim bir seyir izler ve hastaların büyük bir
bölümünde tedavi gerektirmez. Bir dönem ağrı yakınması olan hastaların dahi
ileriki yaşlarda herhangi bir fizik yetersizlikleri olduğu gösterilememiştir.
Sorun çıkarmayan Scheuermann hastalığı genellikle ergenlik çağından sonra da
sorun çıkarmaz.
Tedavide dikkate alınacak kriterler kifozun derecesi, semptomatik olup
olmadığı, eğriliğin esnekliği, hastanın yaşı, eşlik eden diğer patolojiler,
görünüme dair endişenin derecesi ve hastanın tercihidir.
Genel olarak 60 derecenin altındaki
kifozlar
asemptomatiktirler, yani ağrıya neden olmazlar.
Hastaların çoğu bu durumdadır ve eğrilikte
belirgin bir artış olmadığı müddetçe takiple yetinilir. Endişeli ebeveynler
için omuz kaslarını ve hamstringleri de içeren germe egzersizleri
önerilebilir. Germe egzersizlerinin daha çok ergenlik döneminde işe yaradığı
unutulmamalıdır. Kamburluk az olmasına rağmen ara sıra da olsa ağrı mevcutsa
germe egzersizlerine nonsteroid
antiinflamatuar ilaçlar (ağızdan, ya da
merhem şeklinde) ve lokal ısıtan jeller (hot
pack) eklenebilir. Fizyoterapi ergenlik
çağındaki hastanın durumunun farkında olmasını sağlar. Rahat bir yatış için
kamburluk ufak yastıklarla desteklenebilir.
Kifoz 60 ila 75 derece arasındaysa genellikle ufak tefek yakınmalara neden
olur. Ayrıca, kozmetik deformite artık pek de kabul edilecek sınırlarda
değildir. Eğer hastanın iskelet olgunlaşmasını tamamlanmasına en az 1 yıl
kalmış ise germe egzersizi ağırlıklı fizyoterapi seansları ile nonsteroid
antiinflamatuvar ilaç kullanımına ilaveten korse kullandırtılır. Korse
kullanımı erken yaşta başlamış ve hızlı ilerlediği saptanan 60 dereceden
daha ufak kifozda da önerilir, ancak hasta ergen yaşta (Risser belirtisi 2
ve daha aşağısı) olmalıdır.
Korse kifotik eğriliği hiperekstansiyon yönünde zorlayarak omur cisimlerinin
önündeki ön uzunlamasına bağın esnemesini sağlar ve omur cisimlerinin ön
kısmındaki aşırı yüklenmeyi ortadan kaldırır. Böylelikle omur cisimlerin ön
kısmında baskılanmış büyüme tekrardan normalleşirken eğriliğe bağlı ağrı da
giderek kaybolur.
Korse tedavisinin başlıca amacı kifozda ilerlemeyi önlemektir. Korse
lomber
lordozu azaltarak
sagittal dengenin normalleşmesini de sağlar. Her ne kadar
korsenin omur cismi ön yüksekliğini eski haline getirebildiğini savunanlar
varsa da bu her zaman mümkün olmamaktadır. Korse tedavisinin başarısı
kifotik eğriliğin yeterince esnek olmasına bağlıdır. İleri eğrilikte, sert
eğrilikte ve erişkinde korse etkisizdir.
Torakal bölge yerleşimli Scheuermann hastalığında
Milwaukee korsesi
kullandırtılırken, torakolomber bölge yerleşiminde ise
torakolombosakral
ortez (TLSO) tercih edilir. Çene parçası eklenmiş Milwaukee korsesinde yan
yastıklar kullanarak omuzların geriye atılması sağlanır. Günlük egzersizler
haricinde korse ilk yıl sadece gündüzleri kullandırtılır. Dört ayda bir
çekilen çekilen radyografilerle hasta takip edilir. Korse kullanımı en az 24
aydır. Korse bıraktırıldığında bir miktar kayıp beklenen bir durumdur. Bu
nedenle korsenin erkek çocuklarında
Risser belirtisi 5 görülene, yani
iskelet gelişimi tamamlanana kadar kullandırtılması önerilmektedir.
Hiperekstansiyonda ve zorlamadan çekilen yan radyografilere göre esnekliğin
% 40’dan az olduğu anlaşılan kamburlukta korse tedavisi etkin olmaz. Sert
deformite 75 dereceden azsa 2, ya da 3 ayda bir yapılan hiperekstansiyon
alçısı ile deformitede belli bir düzelme sağlanır ve iskelet gelişimi
tamamlana dek korse kullandırtılarak sağlanan kazanım korunmaya çalışılır.
Alçılamanın salt korse kullanımı ile sağlanan düzelmedeki kaybı azalttığı
anlaşılmıştır. İki, ya da üç kez tekrarlanan her bir alçının süresi 3 aydır.
Kifotik eğrilik 75 dereceden fazlaysa, ciddi kozmetik sorun varsa,
eğrilikten kaynaklanan ağrının önüne geçilemiyorsa, korse tedavisine
dirençli, ilerleyen, sert bir eğrilik söz konusuysa, nörolojik bulgu varsa
cerrahi girişim endikasyonu doğar. Cerrahi girişimin amacı başka bir soruna
yol açmadan, sagittal dengeyi sağlayarak kifotik eğriliği kabul edilebilir
bir sınırın altına indirmektir ki bu sınır genellikle 50 derecenin altı
olarak kabul görür. Ağrıya neden olan etkeni ortadan kaldırmak ve nörolojik
bulguya yol açan patolojiyi düzeltmek de cerrahinin amaçları arasında yer
alır.
Kifotik eğriliğin derecesine ve eşilk eden anomalilere
göre anterior gevşetme, anterior
füzyon,
posterior instrumentasyon ve
posterior füzyon gibi seçeneklerden yararlanılır.
Hastada henüz iskelet olgunlaşması tamamlanmamışsa (Risser belirtisi 3 ve
aşağısı), yani halen omur cisimlerinin ön kısmında büyüme potansiyeli var da
eğriliğin remodelasyonu mümkünse, eğriliğin esnekliği önem kazanır. Böyle
bir hastada hiperekstansiyonda çekilen yan radyografide eğriliğin makul
düzeye, yani kifoz açısının 50 derecenin altına indiği gösterilebiliyorsa
tek başına posteriordan müdahale (posterior instrumentasyon ve füzyon)
yeterli olur. Aksi halde, cerrahi girişimi iki aşamada yapmak gerekir. İlk
aşamada önden girilerek ön uzunlamasına bağ kesilir ve kifozun tepesi ve
yakın komşuluğundaki omurların diskleri
eksize edilir (yaklaşık 5 disk).
Gerekirse torakal bölgedeki tüm diskler çıkartılır. Disklerin
temizlenmesiyle oluşan boşluğa kemik
grefti doldurulur (anterior gevşetme ve
anterior füzyon). İkinci aşamada posterior instrumentasyon ve posterior
füzyon uygulanır. Böylelikle hem kifoz makul düzeye indirilmiş olur, hem de
tek başına posteriordan yapılacak düzeltmeden sonra görülmesi olası kaybın
önüne geçilmiş olur. Her iki aşama aynı cerrahi oturumda, ya da 10 ila 14
gün arayla yapılır. İki aşama iki ayrı cerrahi oturumda yapılacak olursa
komplikasyon ve morbidite oranları daha düşük çıkar.
Günümüzde rijid tespit yapma olanağı sunan posterior instrumentasyon
sistemleri birçok olguda hem düzeltim sonrası olası kayıpları asgariye
indirmekte, hem de hastayı anteriordan yapılacak ilave bir cerrahi girişimin
morbiditesinden korumaktadır. Sadece keskin açılı, ya da ileri derecede sert
eğrilikte kombine tedavi uygulanmaktadır.
İskelet olgunlaşmasını tamamlamış ve sonuçta omur cisimlerinin ön kısmında
büyüme potansiyeli kalmayan hastada (erişkin yaş) anterior gevşetme ve
anterior füzyon, posterior instrumentasyon ve posterior füzyonla kombine
edilir.
Önden müdahale ya açık torakotomi ile ya da endoskopik olarak (torakoskopik
anterior girişim) yapılır.
Ağrı nedeniyle cerrahi girişim düşünülüyorsa hastaya en az 6 ay boyunca
uygulanan fizyoterapi programının başarısız kalmış olması gerekir. Ameliyat
öncesi ağrının nedeni iyice araştırılmalı ve eşlik edebilecek nörolojik
durumlar yönünden tüm omrga ve omurilik incelenmelidir. Omuriliğin MR ile
görüntülenmesi ağrıya neden olabilen
sirengomiyeli, torakal disk fıtığı,
spondilolizis vb. gibi sorunları ortaya koymada önemli rol oynar.
Ciddi kozmetik kusuru düzeltmek için cerrahi girişim düşünülüyorsa hastanın
postüründen bağımsız psikolojik sorunlarının olmadığından emin olmak gerekir.
İhmal edilmiş 100 dereceyi aşan kifozda akciğer fonksiyonlarına muhakkak
bakılmalıdır. Akciğer fonksiyonu bozulmuş hastada sadece arkadan müdahale,
yani posterior instrumentasyon ve posterior füzyon tercih edilir.
Füzyon sahasını doğru belirlemek önemlidir, çünkü füzyon sahası kısa
bırakılacak olursa deformitenin düzeltilmesiyle eğriliğin tepe noktası öne
doğru yer değiştireceğinden, eğriliğin komşuluğunda kavşak kifozu oluşur.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.