Genel Özellikler Klinik Görünüm Basit Radyolojik İnceleme Sintigrafi, BT ve MRG Patoloji, Doğal Seyir ve Ayırıcı Tanı Tedavi
 
 ☰  
 aç

Tedavi

Tedavideki amaç nidusun tahribidir. Nidusun çevresindeki tüm reaktif kemiğin çıkartılması gerekmez. Nidusun ortadan kaldırılmasıyla osteoid osteomaya özgü ağrı ortalama 4 gün içerisinde (nadiren 1 ayı bulabilir) kaybolur ve kalıcı bir düzelme görülür.

Nidusun ortadan kaldırılmasına yönelik çok çeşitli yöntem vardır. Tüm bu yöntemlerin ortak sorunu nidusun yerinin tam belirlenmesidir. Ufak boyuttaki nidusun çıkartılması için gereksiz geniş disseksiyon yapılması, büyük boyutta kemik çıkartarak instabilite yaratılması, çıkartılan veya tahrip edilen kısımda nidusun bulunmaması cerrahi girişimde yöntemi seçerken dikkate alınması gereken hususlardır. Osteoid osteomanın yerleşimi ve nidusun büyüklüğü tekniğin seçiminde önemli noktalardır.

Nidusun damarlanmasının bir şekilde tahrip edilmesi durumunda klinik tablonun ortadan kalktığının gözlemlenmesi, nidusun çıkartılması yerine tahrip edilmesinin yeterli olacağı düşüncesini doğurmuştur. Bu amaçla bilgisayarlı tomografi kılavuzluğunda nidus bulunarak kalın bir matkap ucuyla tahrip edilebilir. Bu genellikle erişilmesi güç yerlerde (örneğin, omurga) tercih edilen bir yöntemdir. Nidusun nispeten büyükçe olduğu ve skopide seçilebildiği durumlarda bu işlem bilgisayarlı tomografi yerine skopi altında yapılabilir. Genellikle yüzeysel lezyonlarda tercih edilir (örneğin, tibia). Nidusu matkap ucuyla tahrip etmek yerine yüksek frekanslı radyo dalgalarının yakıcı etkisinden de yararlanılabilir. Bu amaçla geliştirilmiş özel aygıtlar mevcuttur.

Çoğu cerrah nidusu gözle görerek kürete etmeyi tercih eder. Küretaj itinayla yapılmalı ve nidus etrafındaki reaktif dokudan ince bir tabaka da küretaja dahil edilmelidir. Nidusun halter biçiminde, ya da birden fazla odaklı olduğu nadir durumlarda küretajın tüm nidus dokusunu kapsamasına dikkat edilmelidir.

Minik bir kesiden gerçekleştirilen tahrip etme yöntemlerinin olumsuz yanı azımsanmayacak orandaki başarısızlıktır, çünkü lezyona ne ölçüde zarar verildiğini tahmin etmek olanaksızdır. Burada söz konusu başarısızlık gerçek bir yineleme değil, tahrip etmede başarısız kalınan nidusun ağrı oluşturmayı sürdürmesidir. Gözle görerek yapılan basit küretajda dahi başarısızlık riski vardır (yaklaşık % 5). Tibia ve femur cismine ait yüzeysel lezyonların aksine, femur boynu, parmak uçları, omur arka elemanları, el ve ayağa ait ufak kemikler ile büyüme plağına komşu lezyonlar tam olmayan küretaj açısından potansiyel riskli bölgelerdir. Ancak başarısızlığın en büyük nedeni nidusun yerinin tam belirlenememesidir. Nidus hemen her zaman kemikteki şişliğin zirve yaptığı kısmın altındadır, fakat kemikte her zaman bir şişlik olmayabilir. Bu amaçla ameliyat öncesi hastaya radyoizotop verilip özel bir tarayıcı cihazla ameliyat alanında tutulumun en fazla olduğu yerin seçildiği teknikler geliştirilmiştir, ancak özel donanım gerektirdiğinden kullanışlı değildirler. Bunun yerine güç yerleşimlerde, ya da ufak niduslarda bilgisayarlı tomografi altında nidusun yerini belirleyip burayı bir Kirschner teliyle işaretlemek ve daha sonra da buraya açık küretaj uygulamak tercih edilebilir.  

Yapılan çalışmalarda nidusun arakidonik asit ürettiği saptanmıştır. Arakidonik asid siklooksijenaz enzimlerinin (COX-1 ve COX-2) kontrolünde prostaglandin E2’ye (PGE2) dönüşür. PGE2 inflamasyon ve ağrı oluşumunda kilit rol oynayan bir maddedir. Nidusda normal kemiğe oranla yüzlerce kez daha fazla miktarda PGE2’ye rastlanmıştır. Aspirin bir siklooksijenaz inhibitörü olduğundan, osteoid osteomadaki etkisi siklooksijenaz enzimlerini dizginleyerek PGE2 üretimini bastırmasından kaynaklanmaktadır. COX-1 diğer tümörlerde de bulunurken, COX-2 sadece osteoid osteomada bulunmuştur. Buradan hareketle osteoid osteomanın tedavisinde selektif COX-2 inhibitörleri önerilmiştir. Cerrahi girişim istemeyen ve 2 ila 3 yıl az da olsa ağrıya katlanabileceğinden emin olan hastalara selektif COX-2 inhibitörleri verilebilir. 

 

 

Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.

Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.

 

Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.