Klinik Görünüm
Tarsal koalisyon doğumdan itibaren mevcut olsa da yakınmalar hemen her zaman
ergenlik çağıyla birlikte ortaya çıkar. Hastaların hekime başvuru yaşı daha
çok 12 ila 16 arasındadır.
Ağrı başlıca yakınma nedenidir. Ağrının oluşma mekanizması tam bilinmemekle
birlikte, bağlantının olduğu eklemde olması gereken hareketin komşu
eklemlere yansıyarak ayağın arkasındaki ve ortasındaki eklemlerde anormal
harekete yol açtığı, bunun da ağrıya ve
peroneal adalede spazma neden olduğu düşünülmektedir. O zamana
kadar yakınmasız olan kıkırdak yapıdaki bir bağlantının tekrarlayan
yüklenmeler sonucu (yorgunluk kırığı), ya da akut bir travma sonucu
kırılması da ağrıyı başlatabilir. Buna karşılık sessiz olan tarsal
koalisyonlar da mevcuttur. En azından çift taraflı olguda diğer ayaktaki
tarsal koalisyon uzun süre veya sürekli sessiz kalır.
Ağrı uzun süreli yol yürüme sonrası veya engebeli zeminde koşma sonrası
ortaya çıkar ve ayağı dinlendirmekle geçer, ancak zamanla yüklenmeyle artan,
yerleşik bir hal alır.
Ağrı hemen her zaman
sinus tarsi üzerindedir. Ancak tarsal
koalisyonun konumuna göre ağrı iç malleole yakın bölgede,
uzunlamasına
kavis boyunca ve ayak sırtında da olabilir.
Kalkaneonaviküler Koalisyon:
Ayaktaki
naviküler kemiğinin kemikleşmesi 8 ila
14 yaş arası tamamlanır. Bundan önceki dönemde esas olarak kıkırdak yapıdaki
bir kalkaneonaviküler bağlantı esnekliği sayesinde yüklenmeleri
kaldırabilirken, giderek kemikleşmenin getirdiği sertlik nedeniyle
subtalar eklem
hareketinde kısıtlanmaya yol açar ve aşırı yüklenmeleri artık kaldıramaz
olur.
Fibröz
ve kıkırdak yapıdaki koalisyonlar daha çok yakınmaya neden olur. Ayak
sırtının dış kısmında, sinus tarsiye uyan bölgede ağrı belirir. Başlangıçta
ağrı düz olmayan zeminde uzun süre yürüme sonrası ortaya çıkar, zamanla
giderek süreklilik gösterir.
Topukta valgus
deformitesi gelişir ve uzunlamasına kavis azalır, ancak bu değişiklikler
talokalkaneal koalisyonun aksine kalkaneonaviküler koalisyonda bazen çok
hafiftir, ya da görülmeyebilir.
Yaşın artmasıyla hastanın yakınmaları da artar.
Fizik muayenede subtalar eklem hareketinin azaldığı saptanır. Bazen bu
kısıtlanma ciddi boyutta olabilir. Subtalar eklem hareketinin kısıtlanmadığı
düşünülen tek taraflı olguda karşı ayakla kıyaslama yapılmalıdır.
Talokalkaneal Koalisyon:
Talokalkaneal koalisyon 12 ila 16 yaş arası kısmen veya bütün olarak
kemikleşir. Bu nedenle hastaların başvuru yaşı kalkaneonaviküler koalisyona
oranla daha büyüktür.
Yakınmalar kalkaneonaviküler koalisyona benzerdir. Sportif etkinliklerden
veya engebeli zeminde uzun süre yürüme sonrası ayak sırtının dış kısmında,
sinus tarsiye uyan bölgede ağrı ortaya çıkar ve giderek yerleşir.
Subtalar eklem hareketi (inversiyon
ve
eversiyon) giderek kısıtlanır.
Kalkaneonaviküler koalisyonun aksine subtalar eklem hareketi ileri derecede
kısıtlanır ve hasta topuğundaki esnekliğin azaldığının farkındadır.
Topuk çoğunlukla valgusa gider. Topuktaki valgus nedeniyle boyu kısalan
peroneal adalede tekrarlayan inversiyon hareketine bağlı olarak germe
refleksiyle spazm gelişir. Kalkaneonaviküler koalisyonun aksine olguların
çoğunda peronel adalede spazm vardır. Bu durum ayağın düz taban görünümünü
arttırır. Bu nedenle talokalkaneal koalisyon
peroneal spastik düztabanlık
olarak da isimlendirilir, ancak bu doğru bir tanımlama değildir, çünkü
subtalar eklemdeki herhangi bir rahatsızlık (osteokondral kırık,
jüvenil
romatoid artrit,
osteoid osteoma, infeksiyon vb.) peroneal adalede spazm ile
birlikte düztabanlığa yol açabilir.
Hasta çabuk yorulur ve ayağının güçsüz olduğundan söz eder. Ayak dışa doğru
dönüktür ve
ayak ilerleme açısı artmıştır.
Fizik muayene sırasında bir miktar subtalar eklem hareketi alınırsa da topuk
biraz daha zorlandığında peroneal adale kasılarak daha fazla eklem
hareketini engeller. Tam koalisyonda subtalar eklem hareketi alınmaz. Ayağa
aniden inversiyon yaptırıldığında peroneal adalede
klonus
oluşturulabilir. Subtalar eklem hareketindeki kısıtlılığı göstermek amacıyla
hastanın arkasına geçip parmak ucu yürütüldüğünde topuğun inversiyon
yapamadığı görülür. Aynı şekilde hasta ayağının dış kenarı üzerinde
yürüyemez.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.