Klinik Görünüm
Klinik görünüm hastadan hastaya çok değişir. Öyle ki, anne rahminde kırık
geçirmiş olanlar olduğu kadar, ancak erişkin yaşta yaşadığı diş sorunları
sonrası tanı konan hastalar da vardır. Hastalığın ortaya çıkış yaşı genelde
klinik görünümü en çok etkileyen unsur olduğundan, hipofosfatazya kabaca 6
gruba ayrılır: perinatal tip, infantil tip, çocukluk tipi, erişkin tip,
odontohipofosfatazya ve yalancı hipofosfatazya.
Perinatal Hipofosfatazya.
Ölü doğum görülebildiği için letal form olarak da adlandırılır.
Yaşayabilenlerin önemli bir kısmı erken bebeklik döneminde genellikle
raşitik
göğüs kafesi ve gelişmemiş akciğerlere bağlı solunum yetmezliği, ya da
solunum yolu infeksiyonu sonucu kaybedilir. Diğer nedenler arasında aşırı
osteoid
dokusunun kemik iliğini doldurması sonucu oluşan miyeloftizik anemi,
konvülsiyonlar ve dehidratasyon sayılabilir. Bu tür hastaların tıbbi
kayıtlarında polihidramniosa, yani hamilelik suyunun normalden fazla
artmasına, rastlanılabilir. Polihidramnios olgularının % 20'sinde fetal
anomali söz konusudur.
Az da olsa yaşama şansı bulabilenlerdeki iskelet değişiklikleri çok
değişiktir. Geçirilmiş intrauterin kırıklar nedeniyle kol ve bacaklar
deforme ve ileri derecede kısadır.
Basit radyolojik incelemede bazı kemiklerin hiç
ossifiye
olmadığı dikkat çeker. Kemikleşmiş olan kısımlar arasında ise kemikleşme
düzeyi açısından büyük farklar vardır. Örneğin, omur cisimleri yuvarlak,
yassı, ya da kelebek şeklinde olabilir. Nöral arklar radyografide seçilemez.
Ayrıca, hastadan hastaya tutulan kemikler de değişir.
Kafatası kemiklerinin kemikleşmesi çok geridir (caput membranaceum).
Suturalar kapanmış olsa da kafatası membran kemiklerinin merkezden
başlayarak kalsifiye olması suturaların geniş görünmesine neden olur.
İncecik kaburgaların uç kısımları kemikleşmemiştir ve radyografilerde
seçilmez.
Fibula ve
ulna
cisimlerinin ortasından dışarı uzanan
osteokondral çıkıntılar (Bowdler
spurları) görülebilir. Hastadan hastaya
femurun şekli değişik olabilir.
Radyolojik bulguların kişiden kişiye değişmesi ve çok çeşitli oluşuna,
rağmen basit radyolojik inceleme tanı için yeterlidir.
İnfantil Hipofosfatazya.
Belirtiler 6. aydan önce ortaya çıkar. Doğum sonrası gelişim normal görünse
de zamanla bebeğin yeterince emmediği ve buna bağlı olarak kilo almadığı
fark edilir. Giderek raşitizme bağlı bulgular ortaya çıkar (bacaklarda yay
gibi deformiteler, eklemlere yakın bölgelerde genişleme vb.).
Oksipitofrontal çapın artmasıyla baş yassılaşır (dolikosefali).
Göğüs kafesinin yumuşak oluşu ve geçirilen kaburga kırıkları nedeniyle hasta
zaman zaman solunum güçlüğü çeker ve sık sık solunum yolu infeksiyonu
geçirir. Kanda kalsiyum düzeyinin yükselmesi (hiperkalsemi) nedeniyle hasta
sık sık kusar. Böbreklerden fazla miktarda kalsiyumun atılması (hiperkalsiüri)
nefrokalsinoza yol açar ve böbrek yetmezliği gelişir. Bu da hipertansiyona
neden olur. Hastadaki gelişim geriliğinin yanı sıra kas güçsüzlüğü vardır.
Hipotoni
gelişebilir. Sistemik ateşin yükselmesi ve dehidratasyon bebeğin gelişimini
olumsuz etkiler. B6 vitaminin eksikliğine bağlı konvülsiyonlar
artarak hastada epileptik ensefalopati gelişir ve hastanın durumu oldukça
ağırlaşır. İlk 1 yıl içindeki
mortalite oranı yaklaşık % 50'dir.
İlk yılı atlatan çocukta klinik tabloda düzelme görülür. Hastada yürüme
gecikir. Diş çıkarmada bozukluk fark edilir. İlk dişler erken dökülür.
Çocukta boy kısalığı görünür hale gelir.
Perinatal tipdeki kadar olmasa da radyolojik bulgular çok çarpıcıdır.
Kafatası kemiklerinin merkezden başlayarak ossifiye olması sonucu suturalar
geniş görünür, ancak zamanla suturaların kapandığı saptanır. Hatta suturalar
erkenden kapanarak (kraniyostenoz) kafatasının genişleyememesine ve sonuçta
kafa içi basıncın artışına neden olurlar. Yay gibi açısal deformitelere ve
geçirilmiş kırıklara rağmen uzun kemiklerin
diyafizi
nisbeten normal görünümdeyken
metafizde raşitik bulgular göze çarpar
(büyüme plaklarında genişleme vb.). Kaburgalarda bükülmeler ve kostokondral
bileşkelerde genişlemeler de diğer raşitik bulgular olarak sayılabilir.
Belli aralıklarla çekilen radyografilerle
osteopeninin
artışı izlenebilir.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.