Hastalığın Oluşumu
Femur başında
beslenmesi bozulan kısım önce
inflamatuar hücrelerin, daha sonra da
rezorbsiyondan
sorumlu hücrelerin (osteoklastlar
ve makrofajlar)
istilasına uğrar. Bu hücrelerin faaliyetiyle
nekrotik
kemik dokusu yavaş yavaş ortamdan temizlenir. Bu işlem sırasında açığa çıkan
bazı metabolizma ürünleri anjiogenetik özellikte olduğundan, yani damarsal
yapıları o ortama cezbettiklerinden, kısa zamanda nekrotik bölgenin çevresi
damardan zengin fibröz bir dokuyla dolar. Bu doku cildimizdeki yaraların
kapanması sırasında oluşan nedbe dokusunun benzeridir ve onarımdan
sorumludur. İçerdiği kan damarlarının duvarında henüz belli bir hücre tipine
dönüşmemiş, ama birçok hücre tipine dönüşme potansiyeli bulunan hücreler (primitif
mezenkimal hücreler) bulunur. Nedbe dokusundan nekrotik sahaya uzanan kan
damarlarının çevresinde, işte bu primitif mezenkimal hücrelerin kemik
yapımından sorumlu
osteoblastlara dönüşmesiyle, yeni kemik
yapımı başlar.
Yeni kemik dokusu, nekrotik kemik doku kısımlarının rezorbsiyon
sonucu ortamdan uzaklaştırılmasıyla oluşan boşlukları doldurur. Nekrotik
kemik dokusu zamanla rezorbsiyona uğrayıp yerini yeni kemik dokusuna
bıraktıkça femur başının tutulan kısmı biyomekanik bakımdan zayıflamaya
başlar, çünkü yeni yapılan kemik dokusu daha henüz yeterli mineral (kalsiyum)
yoğunluğuna ulaşmadığından ve üstün bir yük taşıma kapasitesi sağlayan
trabeküler
yapı daha henüz oluşmamış bulunduğundan yüklenmelere karşı yeterince güçlü
değildir. Bunun sonucunda eklem kıkırdağının altında, nekrotik sahanın boylu
boyunca uzanan bir kırık hattı oluşur (subkondral kırık) ve o kısım çöker.
Çökmeyle birlikte küre şeklinde olan femur başı yassılaşmaya, mantar şeklini
almaya başlar.
Deforme olan femur başındaki yeni kemik dokusu kalçaya yansıyan yüklenmeler
karşısında zamanla mineral içeriğini arttırır ve trabeküler yapıya dönüşmeye
başlar. Bunun sonucunda femur başı hastalık öncesi normal dayanıklılığına
kavuşur, ancak bu arada femur başında gerçekleşmiş olan deformasyon kalıcı
olur. Neyse ki, çocuklarda erişkinlerde bulunmayan bir üstünlük vardır; o da
kemiğin tekrardan şekillenebilme yeteneğidir (remodelasyon potansiyeli).
Bunu sağlayan komşu büyüme plağıdır. Bunun gayretiyle deforme olan femur
başı,
asetabulum tarafından yeterince örtülüyse, zaman içinde küre
şeklini bir miktar geri alır. En azından asetabuluma uyum sağlayacak oranda
belli bir yuvarlaklık geri kazanılır. Bu gerçekleşmediği takdirde femur başı
ile asetabulum arasında oluşan uyumsuzluk ilerde kalçada kireçlenmeye (dejeneratif
artrit) yol açar.
Dolaşımın bozulmasıyla
femur başı epifiz çekirdeğindeki
büyümeden sorumlu hücrelerde (germinal hücreler) büyüme faaliyeti 6 ila 12
ay kadar duraklar. Avasküler saha belli bir alanı kapsadığında femur üst uç
büyüme plağı da olaydan etkilenir.
Femur kemiğinin uzunlamasına uzamasının
beşte biri buradan gerçekleştiği için, bacakta biyolojik hasara paralel bir
kısalma oluşur.
Trokanter
major bölgesinin kanlanması femur
başından farklı damarlardan gerçekleştiği için bu bölge büyümesini normal
sürdürür. Femur başındaki büyüme ise 6 ila 12 ay kadar durakladığından ve
çökme ile birlikte femur başında bir miktar yükseklik kaybı
gerçekleştiğinden, sonuçta trokanter major tepesi femur başı eklem
seviyesinin üstüne çıkar. Bu trokanter majora yapışan gluteal adalelerin
boyunun kısalarak güçsüzleşmesine ve
Trendelenburg yürüyüşünün ortaya çıkmasına neden olur.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.