Tanı
Özellikle yeni doğanda ve ufak süt çocuğunda (<18 ay)
klinik bulgular çok daha az olduğundan septik artrit tanısını koymak bazen
oldukça güç olabilir.
Akut septik artrit düşünülen hastada zaman geçirilmeden kanda infeksiyon
belirteçlerine bakılır, kan kültürü yapılır ve ponksiyonla alınan eklem
sıvısı laboratuvarda analiz edilir. Bunlara ek olarak basit radyolojik
inceleme ve gerekirse MR görüntüleme istenir.
Kanda CRP’in (C-reaktif protein) 2 mg/dL’nin üstüne çıkması infeksiyon
lehine güçlü bir kanıttır. Her ne kadar infeksiyonun lokalizasyonu konusunda
bir fikir vermese de oldukça hassas bir infeksiyon belirteçi olan CRP septik
artritte kısa zamanda birkaç misline, hatta çok daha fazlasına yükselir.
CRP’in yüksek çıkması özellikle kalçada septik artrit düşünülen olguda yol
göstericidir. Akut septik artritte sedimentasyon hızı da artar.
Eritrositlerin (alyuvarlar) çökme hızı anlamına gelen sedimentasyon hızının saatte 20
mm’nin üzerine çıkması infeksiyon lehine olarak değerlendirilir. Septik
artritte ayrıca lökositlerin (akyuvarlar) sayısı da artar (lökositoz). Ne var ki lökosit
sayısının 15.000’in üzerine çıktığı hasta sayısı toplam olguların yarısından
fazla değildir. Özellikle yeni doğanda olmak üzere lökosit sayısında artış
görülmemesi septik artriti dışlamaz.
Diz gibi yüzeysel eklemde septik artrit düşünülüyorsa
ponksiyonla eklem sıvısı almak için laboratuvar sonuçlarının çıkmasını
beklemeye gerek yoktur. Kalça gibi derin bir eklem söz konusuysa
aspirasyon
işlemi ultrasonografi ile eklem sıvısında artış saptandıktan sonra
yapılmalıdır. Ayrıca ultrason cihazının yönlendirmesinden yararlanmak da
mümkün olur. Böylece civar yumuşak dokulardaki infeksiyon odaklarının (bursit,
yumuşak doku apsesi) aspirasyonu ile varılacak yanlış bir sonuç önlenmiş
olur.
Lokal anestezi uyguladıktan sonra kalın bir iğne ile
eklem boşluğuna girilerek eklem sıvısı enjektöre çekilir. Bir kısmı kültür
antibiyoram için, diğer kısmı da laboratuvar analizi için kullanılır. Kalça
gibi derin bir eklem söz konusuysa
sedasyon gerekebilir.
Eklem sıvısının bulanık olması infeksiyon lehinedir. Eklem sıvısında beyaz
küre (lökosit) sayısının 50.000/mL’den
yüksek çıkması ve bunun % 75’den fazlasının iltihap hücresi olan polimorf nükleer hücrelerden
oluşması infeksiyon lehinedir, ancak
Lyme hastalığını dışlamak için yeterli
değildir. Lökosit sayısının 100.000/mL’den yüksek çıkması septik artrit
tanısını oldukça güçlendirir. Lökositlerin % 85 kadarının polimorf
çekirdekli iltihap hücrelerinden oluşmasının infeksiyon açısından % 88’lik
bir hassasiyet değeri vardır.
Septik artritte eklem sıvısında mikroorganizmayı
saptamak olguların ancak yarısından biraz fazlasında (% 30 ila % 70) mümkün
olmaktadır. Kingella
kingae için ayrıca karbondioksitten zengin besi yeri seçilmesi yerinde olur.
Son zamanlarda PCR testlerinin yaygınlaşmasıyla patojen mikroorganizma daha
sağlıklı olarak belirlenebilmektedir.
Septik artritte eklem sıvısında şeker miktarı düşer. Bu
oran genellikle kan serumundaki şeker miktarının % 30’u kadardır.
Bu
oranın % 50’nin altında çıkması infeksiyon lehinedir.
Kan kültüründe patojeni saptamak düşük bir olasılıktır.
Septik artrit düşünülen eklemin muhakkak basit radyolojik incelemesi
yapılmalıdır, böylece ağrıya neden olan bazı durumlar (Perthes,
femur başı
epifiz kayması) aydınlatılır ve varsa kemikteki infeksiyon odağı ya da
kronik osteomiyelit saptanmış olur.
Basit radyolojik incelemede yumuşak doku şişliği, yağlı alanların yer
değiştirmesi ve eklem aralığında artma görülür. Bunun saptanması için karşı
eklemin de görüntülenmesi önerilir. Geç olguda kaliteli bir röntgen
çekimiyle eklem sıvısının yoğunluğunun artmış olduğu fark edilebilir.
Septik artrit tanısında ultrasonografiden yararlanılabilir. Ultrasonografi
eklemde sıvının artmış olduğunu gösterdiği gibi özellikle kalça gibi derin
eklemlerde septik artriti bursitlerden ya da civar yumuşak doku apselerinden
ayırt etmeğe de yarar. Metafizin eklem içinde olduğu olguda
periost altına
toplanmış, ancak henüz ekleme açılmamış
subperiosteal apseyi otaya koyabilir.
Ayrıca kalça eklemi gibi derin lokalizayonlarda aspirasyon sırasında yol
gösterici rol oynar. Septik artritte artmış olan eklem sıvısınin niteliği
hakkında da bazen yorum yapılabilir. Septik artritte eklem sıvısı güçlü eko
(yapay yankı)
verir. Ayrıca, eklem kapsülünün kalınlaşmış olduğu görülür. Bu bulgular
özellikle septik artriti
kalçanın geçici
sinovitinden ayırt etmeye yarar. Ne
var ki, olguların yaklaşık yarısında elde edilen normal bir ultrason
görüntüsü septik artriti dışlamaz.
Basit radyolojik incelemede komşu kemikte de infeksiyon saptanırsa ya da
ultrasonografi sonucu infeksiyon odağının eklem dışında olduğu (bursit, apse
vb.) gösterilirse manyetik rözonans görüntülemeden yararlanılabilir.
Yeni doğanda birden fazla infeksiyon odağını görüntülemek için kemik
sintigrafisinden yararlanılabilir, ancak çoklu odak konusunda elde bazı
bulguların olması gerekir (tedaviye rağmen kanda bakteri varlığının devam
etmesi, lokal odakta gerileme olmasına karşın klinik tabloda ve laboratuvar
bulgularında düşme olmaması vb.).
Ayırıcı Tanı
Akut septik artrit viral artrit, osteomiyelit, reaktif artrit, jüvenil
romatoid artrit, akut romatizmal ateş ve Lyme hastalığı ile karıştırılabilir.
Kalça ekleminde ise ayırıcı tanıda en sık düşünülen durumlar transient
sinovit ve Perthes hastalığıdır.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.