Prof. Dr. TUNCAY CENTEL - Artrogripozis Multipleks Konjenita
  Genel Özellikler ve Oluşma Mekanizması Etken Mikroorganizma ve Klinik Görünüm Tanı ve Ayırıcı Tanı Tedavi ve Prpgnoz
 
 ☰  
 aç

Tanı

Özellikle yeni doğanda ve ufak süt çocuğunda (<18 ay) klinik bulgular çok daha az olduğundan septik artrit tanısını koymak bazen oldukça güç olabilir. 

Akut septik artrit düşünülen hastada zaman geçirilmeden kanda infeksiyon belirteçlerine bakılır, kan kültürü yapılır ve ponksiyonla alınan eklem sıvısı laboratuvarda analiz edilir. Bunlara ek olarak basit radyolojik inceleme ve gerekirse MR görüntüleme istenir.

Kanda CRP’in (C-reaktif protein) 2 mg/dL’nin üstüne çıkması infeksiyon lehine güçlü bir kanıttır. Her ne kadar infeksiyonun lokalizasyonu konusunda bir fikir vermese de oldukça hassas bir infeksiyon belirteçi olan CRP septik artritte kısa zamanda birkaç misline, hatta çok daha fazlasına yükselir. CRP’in yüksek çıkması özellikle kalçada septik artrit düşünülen olguda yol göstericidir. Akut septik artritte sedimentasyon hızı da artar. Eritrositlerin (alyuvarlar) çökme hızı anlamına gelen sedimentasyon hızının saatte 20 mm’nin üzerine çıkması infeksiyon lehine olarak değerlendirilir. Septik artritte ayrıca lökositlerin (akyuvarlar) sayısı da artar (lökositoz). Ne var ki lökosit sayısının 15.000’in üzerine çıktığı hasta sayısı toplam olguların yarısından fazla değildir. Özellikle yeni doğanda olmak üzere lökosit sayısında artış görülmemesi septik artriti dışlamaz.

Diz gibi yüzeysel eklemde septik artrit düşünülüyorsa ponksiyonla eklem sıvısı almak için laboratuvar sonuçlarının çıkmasını beklemeye gerek yoktur. Kalça gibi derin bir eklem söz konusuysa aspirasyon işlemi ultrasonografi ile eklem sıvısında artış saptandıktan sonra yapılmalıdır. Ayrıca ultrason cihazının yönlendirmesinden yararlanmak da mümkün olur. Böylece civar yumuşak dokulardaki infeksiyon odaklarının (bursit, yumuşak doku apsesi) aspirasyonu ile varılacak yanlış bir sonuç önlenmiş olur. 

Lokal anestezi uyguladıktan sonra kalın bir iğne ile eklem boşluğuna girilerek eklem sıvısı enjektöre çekilir. Bir kısmı kültür antibiyoram için, diğer kısmı da laboratuvar analizi için kullanılır. Kalça gibi derin bir eklem söz konusuysa sedasyon gerekebilir. 

Eklem sıvısının bulanık olması infeksiyon lehinedir. Eklem sıvısında beyaz küre (lökosit) sayısının 50.000/mL’den yüksek çıkması ve bunun % 75’den fazlasının iltihap hücresi olan polimorf nükleer hücrelerden oluşması infeksiyon lehinedir, ancak Lyme hastalığını dışlamak için yeterli değildir. Lökosit sayısının 100.000/mL’den yüksek çıkması septik artrit tanısını oldukça güçlendirir. Lökositlerin % 85 kadarının polimorf çekirdekli iltihap hücrelerinden oluşmasının infeksiyon açısından % 88’lik bir hassasiyet değeri vardır.

Septik artritte eklem sıvısında mikroorganizmayı saptamak olguların ancak yarısından biraz fazlasında (% 30 ila % 70) mümkün olmaktadır.  Kingella kingae için ayrıca karbondioksitten zengin besi yeri seçilmesi yerinde olur. Son zamanlarda PCR testlerinin yaygınlaşmasıyla patojen mikroorganizma daha sağlıklı olarak belirlenebilmektedir.

Septik artritte eklem sıvısında şeker miktarı düşer. Bu oran genellikle kan serumundaki şeker miktarının % 30’u kadardır. Bu oranın % 50’nin altında çıkması infeksiyon lehinedir.

Kan kültüründe patojeni saptamak düşük bir olasılıktır.

Septik artrit düşünülen eklemin muhakkak basit radyolojik incelemesi yapılmalıdır, böylece ağrıya neden olan bazı durumlar (Perthes, femur başı epifiz kayması) aydınlatılır ve varsa kemikteki infeksiyon odağı ya da kronik osteomiyelit saptanmış olur.

Basit radyolojik incelemede yumuşak doku şişliği, yağlı alanların yer değiştirmesi ve eklem aralığında artma görülür. Bunun saptanması için karşı eklemin de görüntülenmesi önerilir. Geç olguda kaliteli bir röntgen çekimiyle eklem sıvısının yoğunluğunun artmış olduğu fark edilebilir.

Septik artrit tanısında ultrasonografiden yararlanılabilir. Ultrasonografi eklemde sıvının artmış olduğunu gösterdiği gibi özellikle kalça gibi derin eklemlerde septik artriti bursitlerden ya da civar yumuşak doku apselerinden ayırt etmeğe de yarar. Metafizin eklem içinde olduğu olguda periost altına toplanmış, ancak henüz ekleme açılmamış subperiosteal apseyi otaya koyabilir. Ayrıca kalça eklemi gibi derin lokalizayonlarda aspirasyon sırasında yol gösterici rol oynar. Septik artritte artmış olan eklem sıvısınin niteliği hakkında da bazen yorum yapılabilir. Septik artritte eklem sıvısı güçlü eko (yapay yankı) verir. Ayrıca, eklem kapsülünün kalınlaşmış olduğu görülür. Bu bulgular özellikle septik artriti kalçanın geçici sinovitinden ayırt etmeye yarar. Ne var ki, olguların yaklaşık yarısında elde edilen normal bir ultrason görüntüsü septik artriti dışlamaz.

Basit radyolojik incelemede komşu kemikte de infeksiyon saptanırsa ya da ultrasonografi sonucu infeksiyon odağının eklem dışında olduğu (bursit, apse vb.) gösterilirse manyetik rözonans görüntülemeden yararlanılabilir.

Yeni doğanda birden fazla infeksiyon odağını görüntülemek için kemik sintigrafisinden yararlanılabilir, ancak çoklu odak konusunda elde bazı bulguların olması gerekir (tedaviye rağmen kanda bakteri varlığının devam etmesi, lokal odakta gerileme olmasına karşın klinik tabloda ve laboratuvar bulgularında düşme olmaması vb.).

Ayırıcı Tanı

Akut septik artrit viral artrit, osteomiyelit, reaktif artrit, jüvenil romatoid artrit, akut romatizmal ateş ve Lyme hastalığı ile karıştırılabilir. Kalça ekleminde ise ayırıcı tanıda en sık düşünülen durumlar transient sinovit ve Perthes hastalığıdır.

 

Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.

Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.

 

Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.