Klinik Görünüm
Skapulanın
yukarda oluşu omuzlar arasında seviye farkı yaratır. Özellikle çift taraflı
olgularda daha belirgin olmak üzere ense o tarafta dolgun ve kısa görünür.
Sıklıkla hastanın başı tutulan tarafa doğru yatar. Deformite genellikle
yenidoğanda belirgindir. İlerleyici bir deformite olmamasına karşın, yaşın
ilerlemesiyle birlikte klinik görünüm daha da bozulur.
Skapulaya yapışan kasların
hipoplazik veya eksik oluşu skapulanın
kanat gibi kalkmasına neden olarak dış görünümü daha da bozar. Skapula daha
küçük olarak ele gelir. Hafif olgularda skapula boyutları normale yakınken,
ileri olgularda ise skapula oldukça küçük ve kafa ardına değer pozisyondadır.
Alt ucu omurlara doğru yaklaşmış, içe tarafa doğru dönmüştür. Omovertebral
kemik olguların 1/3'ünde ele gelir. Aynı taraf kol kemiği (humerus) kısa
olabilir. Köprücük kemiğinin şekli bozuk veya hipoplazik olabilir.
Omuz
abdüksiyonu kısıtlıdır. Normalde omuzdan yapılan abdüksiyon
hareketi 70 ila 80 dereceye kadar glenohumeral eklem dediğimiz omuz
ekleminden yapılır. Daha fazla bir abdüksiyona gereksinim olduğu takdirde
skapulanın göğüs duvarında dışa dönerek bunu sağlaması gerekir (skapulotorasik
eklem hareketi). Omuz ekleminin pasif hareket açıklığı normal sınırlarda
olmasına karşın, omovertebral kemik ve göğüs kafesi ile skapula arasındaki
yaygın fibröz yapışıklıklar skapulotorasik hareketi, yani skapulanın dışa
kaymasını ve dış rotasyonunu ileri derecede kısıtlar. Omuz çevresi
kaslarının hipoplazisi veya fibrozu ile skapula ile göğüs kafesi arasındaki
uyumsuzluk omuz birleşik abdüksiyon hareketinin kısıtlı olmasında rol oynar.
Skapulotorasik hareketin kısıtlı oluşu bazı hastalarda glenohumeral eklemde
hareket açıklığının artışı ile telafi edildiğinden omuz fonksiyonundaki
kısıtlılık oldukça azdır. Olguların % 40'ında birleşik omuz abdüksiyonunu
100 derecenin altındadır.
İskelet sistemine ait diğer doğumsal anomalilere oldukça sık rastlanır.
Hemen her zaman doğumsal omur anomalisine bağlı
servikotorakal
skolyoz
veya kifozla
karşılaşılır. Eğriliğin yönü her zaman tutulan tarafı göstermediğinden
skolyozun varlığı ensedeki görünümün artmasına, ya da bir süre gizli
kalmasına neden olur. Ayrıca
kostal sinostoz, kaburga eksikliği,
şekli bozuk kaburgalar ve servikal kot gibi göğüs kafesine ait bozukluklara
da sıkça rastlanır. Klinik görünüme
Klippel-Feil sendromu, servikal spina
bifida, diastamatomiyeli,
sirengomiyeli,
doğumsal femur
eksikliği,
müskuler tortikollis, platibazi, situs
inversus, mandibulofasyal dizostoz,
tibial hemimeli,
radial
hemimeli, elde dizi eksiklikleri de eşlik edebilir. Nadir de olsa
böbrek anomalisine (ektopi, hipoplazi,
aplazi) rastlanabilir. Ultrasonografi
ihmal edilmemelidir. Nadiren
atrial septal defekt bulunabilir.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.