Sınıflama
Tip II (transservikal kırık). Kırık hattının
femur boynunun ortasından geçtiği kırıklardır. En sık görülen kalça kırığı
tipidir (yaklaşık % 40 ila % 50). İnstabil bir kırık tipidir ve kırık
hattında çoğunlukla kayma görülür (olguların yaklaşık % 70 ila % 80’inde).
Femur başını besleyen ve femur boynu boyunca ve de kemik korteksi dışında
seyreden damarlar kırık oluşumu sırasında hasar gördüğünden (kopma, bükülme,
bası altında kalma tromboz oluşumu vb.) femur başında yüksek oranda
avasküler nekroz gelişir (yaklaşık % 30). Femur başında avasküler nekroz
gelişme olasılığı yaralanma sırasında kırık hattındaki kayma ile ilgili
olduğu bilinmektedir. Nitekim kaymamış transservikal kırıktaki avasküler
nekroz oranı, kaymış transservikal kırıktakinin çok altındadır. Avasküler
nekroz aynı zamanda eklem içindeki kanamanın oluşturduğu basınç miktarı ile
de ilgilidir. Kırık hattından gerçekleşen kanamanın kapsül içinde birikerek,
femur boynu korteksi dışında seyreden ve femur başını besleyen ve kırığa
rağmen sağ kalmış damarlara bası yaparak kan akımını engellediği bir
gerçektir.
Tip III (servikotrokanterik
kırık). Kırık hattı
femur boynunun tabanından geçer. Kalça kırıklarının yaklaşık 3’te 1’i bu
tiptedir. Avasküler nekroz görülme olasılığı ilk iki tipe oranla daha az
olmakla birlikte yine de oldukça yüksektir (yaklaşık % 20) ve kırık uçları
arasındaki kayma miktarı ile ilişkilidir. Örneğin, ayrıksız
servikotrokanterik kırıkta avasküler nekroz görülme oranı oldukça düşüktür.
Tip IV (intertrokanterik kırık). Kırık hattı
trokanter majör ile trokanter minor arasında kalan bölgeden geçer. İzole
trokanter majör ve trokanter minor kırıkları ile daha distalde görülen
subtrokanterik kırık bu kapsamın dışındadır. Kalça kırıklarının yaklaşık %
15’ini kapsar. Kırık hattı femur başını besleyen esas damar ağının uzağından
geçtiğinden avasküler nekroz olasılığı nisbeten düşüktür (yaklaşık % 5).
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.