Klinik Görünüm
Hasta araba çarpması, ya da yüksekten düşme
gibi ciddi bir travma sonrası kalçada şiddetli ağrı yakınmasıyla sağlık
kurumuna getirilir. Kalçadaki şiddetli ağrı eşlik eden ciddi organ
yaralanmalarını gölgeleyebilir. Böyle bir durumu atlamamak için hastanın
sistemik muayenesi ihmal edilmemelidir. Bunun aksi de mümkündür; yani, ciddi
organ yaralanmaları (örneğin, kafa travması) kalça kırığını gizleyebilir ve
tanıyı geciktirebilir. Bu durum özellikle kaymamış, ayrıksız kalça kırığında
söz konusu olabilir.
Yaralanma sonrası hasta kalçasına yük veremez,
yürüyemez. Hasta taşınarak sağlık kurumuna getirilir. Hasta bacağını dış
rotasyonda ve hafif adduksiyonda tutar. Bacak kısa görünür. Şiddetli ağrı
nedeniyle aktif kalça hareketi yapılamaz. Özelikle fleksiyon, abdüksiyon ve
iç rotasyon olmak üzere kalçanın pasif hareketi belirgin derecede
kısıtlanmıştır.
Öte yandan olguların yaklaşık % 30’unu
oluşturan ayrıksız kırıkta ve stres kırığında ağrı şiddetli olmayabilir ve
tenis veya basketbol gibi bir sportif etkinlik sırasında, ya da düşme
sonrası ortaya çıkan ani, ancak tahammül edilebilir kalça ağrısı hastanın
yürüyerek hekime başvurmasına engel olmayabilir. Kısalık saptanmaz. Pasif
kalça hareketi oldukça rahat olabilir.
Kalçada çıkık da varsa bacak fleksiyon,
adduksiyon ve iç rotasyonda durur.
Tanı
Çocukta femur boynu kırığı tanısını doğrulatmak
için basit radyolojik inceleme yeterlidir. Bu amaçla iki yönlü kalça
radyografisi çekilir. Ancak bazı ayrıksız kırıkta radyografiler uygun dozda
çekilmiş de olsa tanı koymada güçlük çekilebilir. Böyle bir durumda
karşılaştırma açısından karşı kalça radyografisinin de alınması önerilir.
Trabeküler yapının izlenmesi çoğunlukla gizlenmiş kırık hattını ortaya
çıkartabilir. Kuşku durumunda bilgisayarlı tomografi ile varsa kırık hattı
rahatlıkla ortaya konur.
Stres kırığında kemik sintigrafisi istenebilir.
Patolojik kırıkta ise manyetik rözonans görüntüleme gerekebilir.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.