Yaralanma Mekanizması Sınıflama - Tip I Kırık Sınıflama - Tip II-IV Kırıklar Klinik Görünüm Tip I'de Tedavi Tip II'de Tedavi Tip III ve IV'de Tedavi Komplikasyonlar - Avasküler Nekroz Diğer Komplikasyonlar
 
 ☰  
 aç

Tedavi

Tip II (transservikal kırık). Acil müdahale edilmesi gereken bir kırık tipidir. Transepifizer kırığın tedavisi için geçerli olan kurallar transservikal kırık için de geçerlidir. Kan tamponadı ve hematomun aspirasyonu hakkında söylenenler burada da geçerlidir. Olguların büyük çoğunluğunda kırık uçları kaymış olduğu için öncelikle genel anestezi altında kapalı redüksiyon denenir. Kapalı redüksiyon manevrası transepifizer kırıktaki manevrayla aynıdır, yalnız transservikal kırıkta kırığın olduğu taraftaki bacak daha fazla abdüksiyona alınır (yaklaşık 40 derece). Kapalı redüksiyon manevrası gayet nazik bir biçimde yapılmalı ve iki kereden fazla denenmemelidir.  Kırıkta kaynamama gibi bir durumla karşılaşmamak için redüksyonun anatomik olmasına gayret edilir. Bu aynı zamanda redüksiyon kaybına bağlı olarak oluşabilecek avasküler nekrozu da önler. Kırık uçlarının 2 mm ve daha fazla kayık oluşu ile 5 derece veya daha fazlası bir açılanma kabul edilemez. Kırık uçları arasında rotasyon farkı olmamalıdır. Kırık uçlarının düzgün yerleştiği skopi altında kontrol edildikten sonra transepifizer kırıktaki ilkelerle rijid fiksasyon aşamasına geçilir. Yalnız burada femur boynu boyunca gönderilen vidaların erken fiz kapanmasına neden olmama için, büyüme plağının ötesine geçmemesine dikkat edilir, ancak kırık bölgesinin stabilitesi vidaların büyüme plağında oluşturabileceği olası erken kapanmadan daha önceliklidir. Gerektiğinde vidalardan birinin büyüme plağını geçmesine izin verilir. Ergen hastada 3. bir vida ile stabilite arttırılabilir. Damarsal yapılara hasar vermemek için vida uçları femur boynu arka korteksini delmemeli ve büyüme plağını geçmek zorundaysa da epifizin ön lateral kadranına yerleştirilmemelidir.

Kapalı redüksiyonun başarısız olması durumunda açık redüksiyonla kırık uçları yerine konur.

Kırık kaymamış dahi olsa rijid fiksasyona gereksinim vardır, çünkü makaslama kuvvetlerinin etkisi altında olan bu bölge kırıklarının neredeyse tamamı instabildir, kayar. Kırık hattının çoğunlukla tek planda oluşu, kırık uçlarının düz ve dişlenme özelliği göstermemesi de instabiliteye katkıda bulunur. Ayrıca, radyografide ayrıksız gibi görünen bir kırıkta kırık uçlarının yaralanma esnasında ayrılıp tekrar birleşmesi de bir olasılıktır. Aynı şekilde, kaymış transservikal 2 yaşından ufak çocukta kapalı redüksiyon sonrası osteosenteze başvurmadan sadece alçılama ile kırığı kontrol etmek düşünülürse de, alçı içinde kırık uçlarının birbirinden ayrılması beklenen bir sonuçtur. Bu hastaların çoğunda ileride cerrahi müdahale ile düzeltilmesi gereken koksa vara deformitesi ve kısalık gelişir. Bu nedenle hasta çok ufak yaşta da olsa rijid osteosentez aşamasından vazgeçilmemelidir. 2 yaşından ufak bir çocukta tespit materyali olarak ucu yivli 3 mm çapında 2 adet kalın Kirschner teli tercih edilir. Gerekirse bir tel büyüme plağını geçebilir.

Ameliyat sonrası 4 yaşın altındaki küçük çocukta 8 haftalığına pelvipedal alçı yapılır ve sonrasında basmasına izin verilir. 4 ila 8 yaş aralığındaki çocukta ise 6 haftalığına pelvipedal alçı yapılır ve 4 hafta daha yatak istirahati verildikten sonra 8 ila 10. haftanın bitiminden itibaren basmasına izin verilir. Pelvipedal alçı kırık tarafında ayak bileğine, sağlam tarafta ise dize kadar olacak şekilde yapılır (1,5 pelvipedal alçı). Kırık tespitinin rijid olduğundan emin olduğumuz büyük çocukta 4 haftalık yatak istirahatini takiben hasta 8 ila 12. haftadan itibaren kontrollü bir biçimde bastırılmaya başlanır.  

Kırık hattında yeterli stabiliteyi sağlayamayan düz Kirschner teli, Steinmann çivisi, Knowles pin, ya da kırık hattında aralanmaya neden olan Smith Peterson çivisi gibi materyalin yerine kırık aralığında stabil bir tespit sağlayan oluklu vidaların kullanılmaya başlanmasıyla redüksiyon kaybı sonucu görülen, kırıkta kaynamama ve koksa vara gibi komplikasyonlarda büyük bir azalma gerçekleşmiştir, ancak yine de yüksek oranda kırıkta kaynamama görülür (yaklaşık % 10 ila % 15). Rijid tespit aynı zamanda avasküler nekroz oranı üzerine de olumlu etki yapar. Transservikal kırıkta görülen koksa vara deformitesi, avasküler nekroz sonucunda büyüme plağının iç kısmında gelişen erken kapanma sonucu, ya da uygun olmayan redüksiyonla yetinilmesi sonucu da olabilir.

 

Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.

Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.

 

Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.