Klinik Görünüm
Klinik görünüm hasar gören sinire ve hasarın şiddetine göre değişir.
Üst Brakiyal Pleksus Hasarı
Bebek kolunu oynatmaz, kaldırmaz. Kol gövdenin yanında hareketsiz durur.
Omuzdan parmaklara kadar aktif hareket gözlenmez. Kol pasif olarak hareket
ettirilmek istendiğinde bebek ağlar. İlk birkaç gün köprücük kemiğinin
üstündeki bölgede (supraklaviküler bölge) hafif bir şişlik fark edilebilir
ve hassasiyet alınabilir. Olguların çoğunda doğumu izleyen birkaç saat ile
birkaç hafta arasında değişen süre sonunda varsa şişliğin kaybolduğu, kolda
bir miktar hareketin başladığı ve sinir hasarı sonucu oluşan ödemin
gerilemesiyle sinir iletisinin normalleştiği gözlenir (hafif
nöropraksi
olguları).
Omuz
abdüktor ve
dış rotatorları etkilendiğinden kol
gövdeye bitişik ve içe dönük durur (adduksiyon
ve iç
rotasyonda). Dirsek
fleksörleri çalışmadığından dirsek düz
konumdadır (ekstansiyon). Önkol
pronasyondadır; yani el sırtı üstte durur. Bu görünümüyle bebek
bahşiş alan garson gibi görünür. Eğer C7 sinir kökü de hasara
katılacak olursa dirsek
ekstansörleri de devre dışı
kalacağından dirsek hafif kıvrık konuma (fleksiyon) gelir. Önkol
supinasyondadır; yani el ayası öne bakar. Ayrıca el bileği ve el
parmakları
fleksiyonda durur.
Nörolojik muayenede
deltoid,
supraspinatus, dirsek fleksörleri ve
brakioradialis kaslarında felç saptanır. Bazen sinir hasarı
omuzun kalkmasına yardımcı olan supraspinatus ve
infraspinatus kaslarını
innerve eden
supraspinatus siniri ile sınırlı kalacak şekilde hafif olabilir.
Bu durumda sadece omuzun kalkmasında (abdüksiyonunda) sorun saptanır. Eğer C7
sinir kökü de hasara katılacak olursa dirsek ekstansörü
triseps
ile el bileği ve el parmak
ekstansörlerinde felç görülür.
Nöropraksi ağırlıklı bir yaralanma söz konusuysa doğumu izleyen ilk 3 ila 4
aylık dönemde yavaş seyirli bir iyileşme izlenir. Bu süre sonunda iyileşme
yavaşlar. İlk 3 aylık dönemin sonunda hiçbir iyileşme görülmemesi kötü
prognoz anlamındadır. İyileşme
kolun distalinden
başlayarak omuz yönünde ilerler. En geç ve en güç iyileşen
supraspinatus siniridir, çünkü omuzdan çekme sırasında doğrudan
hasar görür.
Aksonotmez tarzında bir yaralanma söz
konusuysa iyileşme omuzdan distale doğru gerçekleşir ve 20-24 ay sürer.
Düşük olasılıklı
nörotmez tarzındaki bir yaralanmada
kendiliğinden iyileşme beklenmez. Nörotmez tarzındaki yaralanmalar hariç tüm
Erb felci olgularında ilk 1 yıl içerisinde bir miktar iyileşme gözlenirse de
bu süre sonunda tam iyileşme 5 bebekten ancak 4’ünde gerçekleşir.
Tedavi düzenlenmezse olaydan etkilenmeyen
pektoralis major ve
subskapuler kaslarının marifetiyle
omuzda giderek adduktor ve iç rotator
kontraktürü gelişir. Tabloya aynı
tarafta köprücük kemiği kırığı gibi travmatik bir durum da eklenmişse
kontraktür omuzda hızla yerleşir. Kol gövdeden uzaklaştırılmak istendiğinde
ön koltuk altı çizgisinin belirginleştiği ve gergin bir yapı olarak bu pasif
hareketi engellediği görülür (pektoralis major kontraktürü). Felçli
kaslardaki
atrofiye bağlı olarak kolun inceldiği, kürek kemiği etrafı ve
omuzun silindiği gözlenir. Doğumu izleyen 4 hafta sonunda kolda saptanacak
ileri atrofi kötü prognozu işaret eder. Güç uygulandığında
humerus başı
akromiyondan uzaklaştırılabilir; hatta
arkaya çıkartılabilir. Güç uygulanmasa dahi, omuza
öne
fleksiyon yaptırıldığında subskapuler kasındaki kontraktür
zamanla omuzun arkaya
sublükse olmasına neden olur. İncelen
deltoid nedeniyle omuzda akromion belirginleşir ve zamanla öne,
yana ve aşağı doğru büyür. Ölçülecek olursa kolda milimetrik kısalık
saptanabilir.
Biseps kasındaki felç nedeniyle
dirsekte
radius başı giderek arkaya çıkar ve şekil bozukluğuna uğrar.
Ulna
kemiği ise arkaya doğru yay gibi açılanır. C7 tutulumunun daha
baskın olduğu yaralanmada ise dirsek ekstansörü olan
trisepsdeki
felç nedeniyle dirsek fleksiyonda durur. Önkol supinasyondadır.
Kontraktür sürekli artarak dirsekte
ileri fleksiyon kontraktürüne yol açar. Kontrakte biseps kasına yapılacak
germe egzersizleri sabit supinasyon konumundaki önkolda radius başının öne
çıkığına neden olabilir. İleri iç rotasyon kusuru elin işlevini de olumsuz
etkiler.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.