Klinik Görünüm
Çıkık olgularının çoğunda çocuk yolda yürürken aniden “dizinin çıktığını” ve
yere düştüğünü ifade eder. Hastalar genellikle patellada çıkığa yol açan
travmanın şeklini net hatırlayamazlar. Bu nedenle de diz kapağının yere
düşme sonucu çıktığı sanılır. Bazen de olayın başlangıcı hatırlanır ve diz
kapağının takılma, ani dönme gibi minör bir zorlanma sonucu çıktığı
belirtilir.
Çıkan patella bazen kendiliğinden yerine girebilir, ancak genellikle ağrılı
dizi
ekstansiyona alarak diz kapağını yerine
oturtacak ikinci bir kişiye gereksinim duyulur.
Patellofemoral instabilite olgularının çoğunda sorun çift taraflıdır, ancak
bir taraf daha ön planda olur.
Çıkık hemen her zaman dizin
lateraline doğrudur.
Karşılaşılan durum tekrarlayan diz kapağının ilk çıkışı olabilir veya öyküde
hasta, ya da etrafındakiler tarafından çok iyi bir şekilde tanımlanan, ya da
tıbbi kaydı bulunan birden fazla kez gerçekleşmiş patella çıkığına rastlanır.
Bu çıkık ilk değilse, hasta dizinin aniden deforme olduğunu, sonrasında ise
kendiliğinden, ya da yardımla düzeldiğini belirtmelidir. Dizin dış
görünümünde bir değişikliğin olmadığı ve bir anda olup geçen, dizde kayma
şeklinde belirtilen durumlar tekrarlayan diz kapağı
sublüksasyonu
olarak değerlendirilir.
Tekrarlayan patella sublüksasyonu tanısını koymak, çıkığa oranla daha zordur,
çünkü hasta birçok yakınmayla başvurur ve mevcut bazı psikolojik sorunları
olayı daha da karmaşık hale getirebilir. Tekrarlayan patella
sublüksasyonunda diz önü ağrısı en sabit bulgudur. Çıkık olgusunda dahi
bazen öyküde zaman zaman tekrarlayan diz ağrılarına rastlanabilir, ancak
özellikle ergenlik çağındaki kişilerin sık sık diz ağrısından yakındıkları
da bir gerçektir. Bu diz ağrısının gerçek bir patellofemoral instabiteye mi,
yoksa kondromalasi patella, ya da dizin aşırı kullanımına mı bağlı olduğunun
ayırımını yapmak çoğunlukla zordur. Patellofemoral instabilitesi olan hasta
dizini uzun süre
fleksiyonda tuttuğunda (örneğin, bağdaş
kurmak) veya yokuş aşağı yürüdüğünde, ya da merdiven çıktığında artan diz
önü ağrısından yakınır. Koşma, atlama gibi fiziksel aktiviteler diz önü
ağrısını arttırır. Bu tarz uzun süreli aktivite sonrası dizde uzun süre
yaygın ağrı oluşur.
Tekrarlayan patella sublüksasyonunda hasta bazen diz kapağının kaydığını
hisseder. Koşma, ya da yürüme gibi bir aktivite sırasında gelip geçici
boşalma hissinden yakınır. Hasta anlık olarak dizine yük veremese de bu
durum çıkıkta olduğu gibi düşmesine neden olmaz. Diz tam ekstansiyona
giderken bir anlık duraklama olur ve hasta dizini güçlükle tam ekstansiyona
getirir. Hasta bunu dizinin kilitlendiği şeklinde ifade eder. Genellikle
ağır fiziksel aktivite sonrasında çıkan bu yakınmalara dizden gelen çıtlama,
ya da gıcırdamayı da eklemek gerekir. Çıtlama, ya da gıcırdama hasta
tarafından hissedilir.
Çıkık olgusunda muayenede diz önünde yaygın ağrı saptanır. Ağrıya dizin
herhangi bir kısmında rastlamak mümkünse de, en çok dizin
medialinde,
patella çevresinde hissedilir. Bazen lateral ve medial eklem hizasında
hissedilerek menisküs yırtığı ile karıştırılabilir. Ağrı diz arkasında,
poplitea çukurunda dahi hissedilebilir. Tekrar eden çıkıkta ağrının şiddeti
daha az olabilir. Tekrarlayan patella sublüksasyonunda muayenede patella
çevresinde hassasiyet alınır, ancak çıkık kadar şiddetli değildir.
Çıkık durumunda sıklıkla patella çevresinde
ödem
mevcuttur. Diz içi
efüzyona rastlanır. Diz içi efüzyonun
olmaması tekrarlayan patella sublüksasyonunu düşündürmelidir. Çıkık
esnasında patella kenar kırığı, ya da
femur dış
kondili ön yüzünde
osteokondral bir kırık oluşmuşsa dizde
ileri efüzyon olabilir ve yerel ağrı şiddetlidir.
Hasta muayene masasının kenarına oturtularak dizi tam ekstansiyondan yavaş
yavaş fleksiyona getirildiği zaman, patellofemoral instabilite varsa
patellanın önce dışa kaydığı, fleksiyonun arttırılmasıyla birliktke
patellofemoral oluğa girebilmek için atlayarak içe doğru yer değiştirdiği
saptanır. Buna diz kapağının "J" bulgusu denir.
Muayene sırasında diz 30 derece fleksiyondayken patella hafifçe dışa doğru
itildiğinde, patellofemoral instabilite varsa çıkık oluşacağı endişesiyle
hasta irkilir. Hatta savunma gayretiyle muayene edenin eline sarılarak
önlemeye çalışır (irkilme testi, Fairbank bulgusu). Diz tam
ekstansiyondayken diz kapağı ile femur dış kondili arasında fazla bir basınç
oluşmadığından hasta asgari düzeyde irkilir.
Diz 20 ila 30 derece fleksiyondayken bakıldığında patellanın dışa
doğru kayma miktarının artmış olduğu görülür (kaydırma testi). Patella dışa
doğru itildiğinde dizkapağının genişliğinin 3/4 ve daha fazlası kadar dışa
yer değiştirmesi patellayı stabilize eden medial yapıların bu işlevi
göremediğini gösterir. Aynı şekilde patella içe doğru itildiğinde
genişliğinin 1/4 ünden daha az bir yer değiştirmesi dizkapağını stabilize
eden lateral yapılardaki
kontraktürü gösterir.
Hastada yaygın bağ gevşekliği bulguları (parmaklar ve dirsekte aşırı
ekstansiyon, dizde
genu rekurvatum vb.),
femoral
anteversiyon, eksternal tibial torsiyon,
genu valgum
ve patella
alta saptanabilir.
Q açısına bakılır.
Down sendromu,
Turner
sendromu ve
Rubinstein-Taybi sendromu
patellofemoral instabitenin rastlandığı,
yaygın bağ gevşekliği ile seyreden durumlardır.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.
Diz bu konumdayken patella hafifçre içe doğru itildiğinde ise ağrı oluşur (üstte).