Tanı
Gaucher hastalığı tanısı genellikle geç konur. Klinik belirti ve bulgulardan
hareketle Gaucher hastalığı düşünülen hastada kesin tanı
enzim analizi ve DNA analizi ile
konur. Gaucher hastalığı tanısı konmuş bir çocuğun tüm kardeşlerine de bu
testlerin yapılması önerilir, çünkü bazen belirti vermeyen bu hastalık
zamanında fark edilmediğinde geri dönüşümü mümkün olmayan hasar
bırakmaktadır.
Enzim analizinde periferik kandaki lökositlerde asit
beta-glukosidaz (diğer adıyla beta-glukoserebrosidaz)
enziminin aktivitesi ölçülür (beta-glukosidaz lökosit testi, BGL
analizi). Enzim analizi ciltten alınan örnekteki
fibroblastlarda da
yapılabilir. Enzim analizi kişide Gaucher hastalığı olduğunu rahatlıkla
gösterir, çünkü Gaucher hastalarında beta-glukosidaz enziminin aktivitesi
azalmıştır. Eğer Gaucher hastalığı düşünülen hastada enzim aktivivitesi çok
fazla azalmadıysa, DNA analizine başvurmak gerekir. Benzer şekilde ailede
Gaucher hastası ya da taşıyıcı olduğu bilinen bir kişinin taşıyıcı olup
olmadığı araştırıldığında, taşıyıcıların bir kısmında enzim aktivitesi
sınırda çıkabilir. Bu kişilerde de DNA analizine baş vurmak gerekir. Enzim
testinin taşıyıcıyı ortaya çıkarmada yaklaşık % 90, Gaucher hastasını
saptamada ise % 100’e yakın bir doğruluk oranı olduğu bildirilmektedir.
Genetik test kandan ya da tükürükten alınan örnekte yapılır. Pozitif enzim
testiyle birlikte DNA analizinde Gaucher hastalığına yol açabilecek iki gen
kusurunun (mutasyon) saptanması kişinin Gaucher hastası olduğunu
kesinleştirir. Tek bir gen kusuru olan kişi ya taşıyıcıdır ya da enzim
testinde düşük beta-glukosidaz aktivitesi saptanmışsa ikinci gen kusurunun
analizde saptanamadığı çıkarımı yapılarak kişinin Gaucher hastası olduğu
düşünülür. Bu durumlar söz konusuysa genetik test yapan uzmana danışılması
gerekir.
Eğer ailede Gaucher hastalığına yol açan gen mutasyonu saptanmışsa (hasta ya
da taşıyıcı) amnios sıvısında veya
plasentadaki
koriyonik villuslardan
alınan örnekte enzim aktivitesine bakılarak ve DNA analizi yapılarak doğum
öncesi Gaucher hastalığı tanısı koymak mümkündür, ancak bu durum tip 2
Gaucher tanısı konmuş bireye sahip aileler dışında pek başvurulan bir durum
değildir. Doğum öncesi Gaucher
hastalığı tanısı konabilirken hastalığın tipini belirlemek mümkün olmaz.
Gaucher hastalığında kemik iliği incelemesi gerekli değildir, ancak bazı
hekimler diğer bazı ciddi kan hastalıklarından ayırt etmek için istemiş
olabilirler. Histolojik incelemede yağın depolandığı Gaucher hücrelerine
rastlanabilir.
Gaucher hastalığı tanısı genellikle hematologlar ya da ortopedistler
tarafından konur. Hastalardaki ortopedik sorunlar radyolojik incelemeyi
gerekli kılar. Gaucher hastasının basit radyolojik incelemesinde patolojik
kırık, deformite, avasküler nekroz gibi kaba bulgulara rastlandığı gibi
Gaucher hücrelerinin kemik iliğini istilasına bağlı uzun kemiklerde geniş
litik
lezyonlar da görülebilir. Uzun kemiklerin
metafiz ve
metafizodiyafizer
kısımları genişler (Erlenmayer bulgusu). Bu radyolojik bulgu en çok
femur
distalinde görülür. Kemik
korteksi incelmiştir.
Kemik krizi görülen kemikte
periosttan yeni kemik oluşumu ile korteksin
kalınlaştığı ve hem kortikal kemikte hem de
spongioz kemikte güve yeniği
tarzında litik lezyonlar bulunduğu saptanır. Bu radyolojik bulgular kemik
krizi olarak nitelendirilemeyen, kronik ağrı çeken olguda da bulunur. Kemik
krizi sırasında çekilen MR görüntülemede periost altında ve kemik iliğinde
sıvı toplandığı görülür. Bu nedenle pıhtılaşma bozukluğuna
bağlı sızma tarzındaki kanamanın kemik krizine neden olduğu ileri
sürülmüştür. Kemik krizi osteomiyeliti düşündürttüğü için ve de osteomiyelit
nadir olmayan bir komplikasyon olduğu için Teknesyum99m veya
Galyum sintigrafisi ile ayırıcı tanıya gitmek gerekebilir. Her iki
radyoopak
madde ile yapılan sintigrafide de kemik krizi görülen kemik soğuk görünürken,
osteomiyelit sahasında ise artmış tutulum saptanır.
Nadiren Gaucher hücreleri kemikten dışarı taşarak yumuşak dokuya uzanır ve
habaseti taklit eder.
Ayırıcı Tanı
Niemann-Pick hastalığı, Hurler sendromu, Pompe hastalığı, Tay-Sachs
hastalığı ayırıcı tanıda akılda tutulması gereken durumlardır.
Tedavi
Santral sinir sisteminin tutulmadığı tip 1 Gaucher hastalığı tedavi
edilebilir bir hastalıkken, beyinde hızla ve geri dönüşümü mümkün olmayan
hasarın geliştiği tip 2 Gaucher hastalığı ise günümüzde tedavi edilemez
olarak kabul edilmektedir. Her ne kadar santral sinir sitemi tutulsa da
bunun yavaş seyretmesi nedeniyle tip 3 Gaucher hastalığı da tedavi
edilebilir gruptadır.
Gaucher hastalığında çocuğun büyümesi, kansızlığının giderilmesi, pıhtılaşma
sorununa bağlı kanamalarının önlemesi vb. için genel destek tedavileri
uygulanır, ancak bunlardan burada bahsedilmeyecektir.
Gaucher hastalığında kabul gören iki tedavi şekli vardır: eksik enzimin
yerine konması (enzim replasman tedavisi, ERT) ve madde azaltma tedavisi
(MAT).
ERT ile eksik olan glukoserebrosidaz enziminin takviyesi yapıldığında anemi
ve trombositopeni düzelmekte, büyümüş karaciğer ve dalak oldukça normal
büyüklüğe dönmekte ve iskelet bulguları gerilemektedir. Ancak ERT tip 2 ve
3’te görülen nörolojik bulguları hafifletememekte, mevcut nörolojik hasarı
geri döndürememektedir. ERT tedavisinde kullanılan ilaçlar ve ticari adları
imigluseraz (Cerezyme), velagluseraz alfa (VPRIV) ve taligluseraz (Elelyso)
şeklindedir.
Madde azaltma tedavisinde ise glukoserebrozid yapımında
rolü olan glukozilseramid sintazın (diğer adıyla seramid glukoziltransferaz)
etkinliği dizginlenerek vücuttaki glukoserebrozid miktarı düşürülmektedir.
MAT 18 yaş altında, hamilede, emziren kadında, çok yaşlıda, ileri karaciğer
veya böbrek bozukluğunda kullanılmamaktadır. MAT’nde
kullanılan ilaçlar ve ticari adları eliglustat (Cerdelga)
ve imiglustat (Zavesca) şeklindedir.
Gaucher hastalığında gen tedavisi yeni yeni başlanan
bir tedavi yöntemidir.
Glukoserebrosidazı kodlayan genin kemik iliğindeki kök
hücrelerine taşınma işlemi insanda başarıyla gerçekleştirilmiştir.
Ortopedik Tedavi
Patolojik kırık kırık tedavi ilkelerine göre tedavi edilir. Aşırı deformite
gelişmediğinden ve infeksiyon ile kanama riski bulunduğundan mevcut
deformitelerin cerrrahi olarak düzeltimi düşünülmez. Kemik krizi için
bifosfonatlar ve steroid denenebilir. Avasküler nekrozda yatak istirahati
önerilir. Yük verdirtilmez. Gerekirse
analjezikler kullanılabilir. Erken yaşta kalça ve omuz için
total
artroplasti çözüm olabilir.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.
(femur distalinde genişleme)