Klinik Görünüm
Embriyoda radius
ve ulna
birbirinden ayrıldığında kol tomurcuğu
pronasyon konumunda olduğundan hemen
hemen tüm DRUS olgularında önkol az çok pronasyonda durur. Pronasyonda sabit
önkolun işlevinin bir kısmını el ve elbileği üstlenir (midkarpal ve
radyokarpal eklemler) ve zamanla aşırı esnek (hipermobil) hale gelir. Bu
nedenle önkol az bir pronasyon derecesinde sabit ve el/el bileği yeterince
hipermobilse çocuktaki patolojinin fark edilmesi zaman alır. DRUS nedeniyle
3 yaşından önce hekime getirilen olgu sayısı oldukça azdır. Hastalar
genellikle 3 ila 6 yaş aralığında hekime getirilirler. Patoloji hafifse
ergenlikten önce fark edilmeyebilir.
Hastadaki sabit pronasyon derecesi olguların çoğunluğunda ya 30 derecenin
altında, ya da 60 derecenin üstündedir. Hastadaki işlev kısıtlılığı
patolojinin şiddeti ve çift taraflı oluşu ile doğrudan ilişkilidir. Sabit
pronasyon deformitesinde önkol işlevi el ve el bileği kadar omuz eklemi (glenohumeral
eklem) ve
skapulotorasik hareket tarafından da karşılanır. İleri bir
deformite söz konusuysa bu eklemlerdeki telafi mekanizmaları yetersiz kalır.
Supinasyon
gerektiren durumlarda çocuğun beceriksiz olduğu fark edilir. Örneğin, çocuk
atılan topu tutamaz, kaşık kullanmada, düğme iliklemede, pantolon kemerini
bağlamada güçlük çeker.
Sinostoz bölgesine yakın bazı kaslarda bölgesel
fibrozis bulunabilir ve bu kasların
işlevini etkileyebilir (brakiyoradialis
kası,
pronator teres kası,
supinator kaslar).
Dirsek eklemi hareket açıklığı tama yakındır. Bazen hafif bir
fleksiyon
kontraktürü
bulunabilir, ancak hiç bir zaman 30 dereceyi geçmez.
Dirsek taşıma
açısı artmış olabilir. Önkol kısa görünebilir.
DRUS'da ağrı yoktur, ancak nadir de olsa bazen
radius başında ilerleyici
sublüksasyon
meydana gelir. Normal yerinde olan radius başı zamanla sublükse olurken
ağrıya neden olur. Ağrının ortaya çıkışı genellikle ergenlik çağına rastlar
ve tanı ancak o zaman konur.
Hastaların yaklaşık 1/3'inde başka anomaliler de bulunur. Doğumsal kalp
anomalileri (Fallot
tetralojisi,
ventriküler septal defekt), merkezi sinir sistemi anomalileri (mikrosefali,
hidrosefali,
ensefalosel),
idrar yolları anomalisi, sindirim sistemi anomalisi, zeka geriliği, kas ve
iskelet sistemine ait anomali (kalça
çıkığı, çarpık ayak,
diz anomalileri, polidaktili,
sindaktili,
Madelung deformitesi,
başparmak hipoplazisi,
karpal koalisyon,
yaygın bağ gevşekliği, birinci kaburga veya
pektoral kasın yokluğu) bunlardan
başlıcalarıdır.
Tanı
Basit radyolojik incelemede hastaların çoğunluğunda
ulna ve
radiusun
proksimalde
bitişik olduğu görülür. Kemik
trabeküllerine dikkat edildiğinde iki
kemiğin birbiriyle kemiksel bir köprü aracılığıyla bağlantılı olduğu
anlaşılır.
Proksimal radius ile ulna arasındaki
sinostoz ya her iki kemiğin hemen
proksimal ucundan, ya da
radius başı büyüme plağının
distalinden başlar.
İlk şekilde radius başı ya ulnayla kaynaşmış, ya da tümden oluşmamıştır.
İkinci şekilde ise radius başı mevcuttur, ancak çoğunlukla çıkık konumundadır.
En çok arkaya çıkık görülür, ancak öne de çıkık olabilir.
Bu bağlantı bazen kemik yapıda değil de,
interossöz membranla kaynaşan kalın,
sert fibröz bir
bağlantı şeklinde de olabilir. Sinostoz sahası nadiren önkol distaline kadar
uzanır.
Çok nadiren sinostoz sahası önkol distalindedir.
Radius ulnadan daha kalındır ve yay tarzında bükülmüştür.
Standart ön arka ve yan radyografilerle kemiksel köprünün görüntülenmesi net
olmayabilir. Klinik görünüm DRUS düşündürtüyorsa bilgisayarlı tomografi ile
kemiksel köprü ortaya konur. BT sinostozun sınırlarını gösterme açısından
çok yararlıdır.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.