Tedavi
Yenidoğan Dönemi (ilk 2 ay)
Kalça ultrasonografisine göre yenidoğanda tip
II a kalça olduğu anlaşıldığında tedavi gerekip gerekmediği bebeğin içinde
bulunduğu haftaya uygun alfa açısının çok gerisinde olup olmadığına göre
değişir. Buna karar verirken 12 haftadan küçük bebekler için söz konusu olan
ve bebeğin içinde bulunduğu haftaya uyan alfa açısı alt değerlerini gösteren
Graf matürasyon skalası esas alınır. Eğer söz konusu değer bebeğin haftasına
uygun, hatta daha iyiyse salt izlemle yetinilir.
Kalça ultrasonografisinde tip II b, II c, tip
D, tip III veya tip IV sonucu çıkan, ya da çekilmiş olan radyografide GKD
saptanan bebekler süratle bandaja alınır. Kullanılan bandaj kalçaları kıvrık
ve açık olarak (fleksiyon
ve abdüksiyon)
tutmaya yarayan Pavlik bandajıdır. Pavlik bandajında kalçayı fleksiyona
getirmeye yarayan ön kemerler ile kalçayı abdüksiyona getirmeye yarayan arka
kemerler bulunur. Bu kemerler belli bir dereceye kadar sıkılarak bebeğin
kalçası güvenli konumda abdüksiyon ve fleksiyona alınır. Bu kemerlerin
işlevi kalçada instabilite yaratacak
adduksiyon ve
ekstansiyon derecesini engellemektir.
Kalçalar her iki yana açık yattığından, eğer çıkık mevcutsa yerçekimi
etkisiyle ve kalça çevresi kaslarının marifetiyle kalça kendiliğinden ve
zedelenmeden yerine girer.
Piyasada
Tübingen cihazı Mittelmeier bandajı Mittelmeier-Graf bandajı Frejka yastığı
Frejka yastığı veya abdüksiyon yastığı diye satılan bandajlarda ise kalça abdüksiyon derecesi ayarlanamaz. Kalçalar aşırı abdüksiyona zorlandığından femur başında avasküler nekroz gelişebilme olasılığı yüksektir. Bu nedenle kullanılmamalıdır. Yan tarafta resmi görülen abdüksiyon ateli başlığı altında satılan cihazlar da (Forrester Browne, Craig- Ilfeld cihazı vb.) çıkık olgularında etkin değildir.
Pavlik bandajı uygulanan bebeklerde kalça
çıkıksa (ultrasonografik olarak tip D, tip III veya tip IV kalçalar) en geç
3 hafta içinde kalçanın yerine oturduğu (redüksiyon) ultrasonografi, ya da
radyografiyle gösterilmelidir. Bu süre sonunda yerine oturmadığı saptanan
kalçalarda Pavlik bandajı ile tedavi terk edilerek bir üst tedavi olan,
genel anestezi altında redüksiyon ve alçılamaya geçilir. Eğer Pavlik
bandajıyla tedaviye devamda ısrar edilirse, asetabulum arka duvarına
dayanmış olan çıkık femur başının kanla beslenmesi bozulur (avasküler nekroz).
Ayrıca femur başı dayandığı kısımda basınçla düzleşerek deforme olur.
Asetabulum arka duvarı ise basınç karşısında eksik gelişir (asetabulum arka
duvar eksikliği).
Pavlik bandajına alınan bebek 6 haftalık arayla
çekilen kalça ultrasonografisiyle izlenir. Bu tedavi süresi kalçadaki
patolojinin ağırlığıyla doğru orantılı olarak 8 ila 20 hafta arasında
değişir. Bebeğin tedaviye başladığı haftayı 2 ile çarparak bandaj süresini
tahmin etmek doğru değildir. Kalçanın tip I kalçaya dönüşmesiyle tedavi
giderek sonlandırılır. Hasta yürümeye başladığında, ya da en geç 1 yaşını
doldurduğunda hastanın kalçası radyolojik olarak kontrol edilir.
Pavlik bandajı ile başarı oranı kalçadaki
patolojinin ağırlığıyla doğru orantılı olarak değişir. Tip II b kalçada
başarı oranı hemen hemen % 100 iken, tip III veya tip IV gibi çıkık kalçada
başarı oranı yaklaşık % 40 tır. 10 haftadan ufak bir bebekte tip III veya
tip IV kalça mevcut ve Pavlik bandajı uygulanması düşünülüyorsa
Ortolani manevrası ile kalçanın yerine
oturabildiği gösterilmelidir. Aksi halde Pavlik bandajı bebek 2 haftalık
overhead traksiyona alındıktan sonra takılır ve sonra da 2 hafta sonra
çekilecek kalça ultrasonografisine göre bandajla devam edilip
edilemeyeceğine karar verilir. Neyse ki böyle olgular oldukça nadirdir. 10
haftadan büyük ve tip III veya tip IV kalçaya sahip bebekte Pavlik bandajı
uygulaması büyük bir olasılıkla başarısız olacaktır ve avasküler nekroz
olasılığını arttırmamak için denenmemelidir.
Pavlik bandajı teratolojik kalça
çıkığında uygulanmaz. Kalça çıkığı ile birlikte diz çıkığı da mevcutsa her
ikisinin tedavisi birlikte yapılmış olur.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.