Genel
Özellikler
Nüfusu belli bir sayının altında olan ve gelişmiş bir sağlık sistemine
sahip ülkelerde her yeni doğana kalça ultrasonografi uygulanması (genel
tarama), nüfusu fazla olan ülkelerde ise taramanın klinik muayene ile
yapılması,
ancak instabilite testleri müspet olan ve/veya GKD'ne dair klinik bulgusu bulunan
ve/veya risk faktörü saptanan bebeklere kalça ultrasonografisinin uygulanması (seçici tarama) daha akılcıdır.
Taramanın salt klinik muayeneyle, ya da ultrasonografi eşliğinde yapılmasına
göre GKD görülme sıklığı değişik çıkar, çünkü ultrasonografi ile tarama
klinik taramaya oranla çok daha hassas bir yöntemdir. Klinik muayene
temeline dayalı bir tarama, muayeneyi yapanın becerisine göre farklı
sonuçlar doğurur. Ultrason ile tarama yapıldığında ise daha henüz olgun
düzeye erişmemiş ve bir müddet sonra kendiliğinden düzelen kalçaların gerçek
displazik kalçalardan ayrı tutulması gerekir.
Ultrasonografi eşliğinde tarama yapılan ülkelerde GKD görülme oranı
genelde binde 1’in altında çıkar, çünkü bu ülkeler zaten gelişmiş sağlık ve
eğitim sistemleriyle GKD’nin önlenmesinde yeterince etkili olan ülkelerdir.
Genelde kabul gören, GKD görülme sıklığının binde 1,5 civarında olduğudur.
Ülkemizde sağlıklı veriler olmamasına karşın bu değerin binde 1 ila 2,5
arasında olduğu sanılmaktadır.
GKD görülme sıklığı coğrafi özelliklere ve ırksal özelliklere göre de
değişir. Orta Avrupa, özellikle eski Yugoslavya, ve Kanada’nin Manitoba
bölgesi GKD’nin en sık rastlandığı bölgeler arasında sayılırken, Hong
Kong’da GKD’e oldukça az rastlanır.
Beyaz ırkta görülme sıklığı fazlayken, sarı ve siyah ırkta, Afrika
ırklarında görülme sıklığı düşüktür.
GKD kızlarda daha sıktır (6:1).
Sol kalça sağa oranla daha fazla tutulur.
Patoloji
1 = pulvinar
2 = kapsül darlığı yaratan içeri kıvrık labrum
3 = kapsül 4 =
ligamentum teres
* kapsülde darlığa yol açan ilipsoas tendonu
Gelişimsel kalça displazisinde dışa, yukarı ve arkaya doğru yer değiştiren
femur başı
asetabulum üst
kenarındaki büyümeden sorumlu hücrelere fizyolojik sınırı aşan derecede bası
yaparak buranın büyümesini engeller. Sonuçta üst kısmı eksik gelişen
asetabulum daha dik bir hal alır ve derinliği azalır. Asetabulum
derinliğinin azalmasında yer değiştiren femur başı nedeniyle asetabulum
derinliğinin artık yük alamamasının da payı vardır. Gelişimi olumsuz yönde
etkilenen asetabulum normalden daha fazla öne bakar (asetabuler anteversiyon).
Femur başının asetabulumu terk etmeye başlamasıyla asetabulumun içini
fibröz dokudan
zengin yağ dokusu doldurur (pulvinar). Femur başının asetabulumdan
uzaklaşmasıyla ligamentum teres gerilerek
hipertrofiye olur, yani kalınlaşır.
Böylelikle gerek pulvinar, gerekse hipertrofik ligamentum teres femur
başının asetabuluma yerleşmesini engelleyen yapılar haline gelir. Yüksek
çıkıkta ise ligamentum teres uzayarak incelir.
Kalçe eklem kapsülü giderek bollaşır. Kalça eklemine
fleksiyon
yaptıran iliopsoas
kasının tendonu
femur üzerinde trokanter
minora yapışır ve kalça eklem kapsülü açısından yakın komşuluk
dışında bir özellik taşımaz. Ancak femur başının yukarı doğru yer
değiştirmesiyle iliopsoas tendonu da yukarı doğru sürüklendiğinden giderek
kalça eklem kapsülünü boğar duruma gelir. Kapsül, asetabulumu içeren bir
kompartman ve femur başını içeren diğer bir kompartman biçimini alır (kum
saati görünümü). Kapsüldeki darlığa yol açan aşağıda iliopsoas tendonuyken,
yukarda ise femur başının dayanarak asetabulum içine doğru ittiği, içeri
doğru kıvrılmış labrumdur. Kapsüldeki bu darlık çıkık femur başının
asetabuluma oturmasını engelleyen en güçlü yapıdır.
Femur başının yukarı yer değiştirmesiyle
pelvis ve
femur arasında uzanan kaslar kısalır.
Kontrakte olan bu
pelvifemoral kaslar arasında iliopsoas kası ve
adduktor kaslar önemli yer tutar, çünkü
güvenli bir redüksiyon için bu kasların gevşetilmesi gerekir.
Gelişimsel kalça displazisine femoral anteversiyon da eşlik eder.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.