Mukopolisakkaridoz Nedir MPS Tip I - Nedeni ve Genel Özellikler MPS Tip I - Klinik Görünüm MPS Tip I - Tanı MPS Tip I - Tedavi MPS Tip II MPS Tip III MPS Tip IV - Nedeni ve Klinik Görünüm MPS Tip IV - Tanı ve Tedavi MPS Tip VI ve VII
 
 ☰  
 aç

MPS TİP II (HUNTER SENDROMU)

Nedeni

Hunter sendromu iduronat-2-sülfataz (I2S) enziminin eksikliğine bağlı olarak oluşur. I2S enzimi eksikliği dokularda çok miktarda heparan sülfatın ve az miktarda da dermatan sülfatın birikmesine neden olur.

MPS tip II X kromozomunda (Xq28) yer alan iduronat-2-sülfataz (IDS) adlı gendeki mutasyona bağlı olarak ortaya çıkar. Bu genin ürettiği ve lizozomda bulunan iduronat-2-sülfataz (I2S) enzimi, heparan sülfat ve dermatan sülfatta bulunan sülfatlı α-L-iduronidik asitten sülfat molekülünün uzaklaştırılması görevini üstlenmiştir. IDS geninde enzim eksikliği, ya da enzimde işlev kusuruna yol açarak MPS tip II’ye neden olan 300’den fazla mutasyon saptanmıştır ki bunlar arasında I2S enziminin hiç oluşmadığı mutasyonların en ağır tabloyu oluşturduğu düşünülmektedir. Mutasyon çeşitliliği hastalığın da değişik biçimlerde görünmesine yol açar.

Genel Özellikler

Görülme sıklığı 100.000 ila 170.000 erkek çocukta 1 gibidir.

Kusur X kromozomuyla resesif olarak kalıtılır. Kadında 2 adet X kromozomu bulunduğundan hastalığın ortaya çıkabilmesi için her iki kusurlu X kromozomunun da kopyalanmış olması gerekir ki, bu durum çok nadirdir. Erkekte ise tek bir X kromozomu bulunduğundan kopyalanan bu tek X kromozomunun kusurlu olması hastalığın ortaya çıkması açısından yeterlidir. Bu nedenle tüm taşıyıcılar kadın iken neredeyse tüm hastalar erkektir. Babadan geçen sağlıklı X kromozomunun anneden geçen taşıyıcı X kromozomu karşısında inaktive olmasıyla hastalığın kız çocuğunda ortaya çıktığı çok nadir durumlar olabilir. Bu durumda erkek çocuklar mutasyonlu X kromozomunu annelerinden aldıkları için baba hasta, ancak anne taşıyıcı değil ve sağlıklı ise hastalık oğula geçmez.

MPS tip II (Hunter sendromu) hariç tüm mukopolisakkaridozlar otozomal resesif olarak kalıtılır.

Klinik Görünüm 

Hunter sendromuna özgü belirtilere yenidoğanda rastlanmaz. 2 ila 4 yaş arası karakteristik yüz görünümü yavaş yavaş oturmaya başlar. Dudaklar dolgunlaşır, yanaklar şişer, burun yayvanlaşır ve dil büyür (makroglossi). Hasta sıklıkla büyük bir başa (makrosefali) sahiptir. Hidrosefali olabilir.

Ses telleri de kalınlaştığından hasta derinden, boğuk bir sesle konuşur.

Hastaların yaklaşık yarısında sık geçirilen kulak infeksiyonu ve işitme kaybı görülür.

Hurler sendromunun aksine gözün saydam tabakasında (kornea) bulanıklaşma görülmez, ancak bazı hastada depozitler gözün retina tabakasında biriktikçe görme kaybı gelişir.  

Solunum yolunun daralması hastanın sık sık üst solunum yolu infeksiyonu geçirmesine ve uyku sırasında kısa süreli soluksuz kalmasına (uyku apnesi) neden olur.

Karaciğer ve dalakta büyüme kuraldır (hepatosplenomegali). Kalp belirgin olarak büyüktür. Kalp kapakçıklarının tutulması giderek kalp yetmezliğine yol açar.

Cilt kalındır ve esneme özelliği azdır. Hunter sendromlu çocuğun cildi genellikle, sınırları belirgin, beyaz çıkıntılarla kaplıdır ve döşenmiş çakıl taşını andıran, pürtüklü bir görünüme sahiptir. Bu duruma daha çok sırtta, kollarda ve uylukta rastlanır. Kasık ve göbek fıtığı olabilir.

Karpal tünel sendromu sık görülen bir durumdur. Aynı mekanizmayla omurilik kanalının boyun bölgesinde daralmasıyla omurilik bası bulguları ortaya çıkabilir (kol ve elde his kusurları, güçsüzlük vb.).

Torakolomber kifoz Hurler sendromlu hastalardan daha az görülür.

Hunter sendromlu çocuklarda boy uzaması 5 yaş civarı yavaşlamaya başlar ve hastalar kısa boylu kalır.

Eklemlerde kontraktürler gelişerek çocuğun hareketini oldukça kısıtlar. Çene ekleminin tutulması hastanın beslenmesini olumsuz etkiler.

MPS tip II, hafif ve ağır olmak üzere iki alt gruba ayrılır. Ağır grupta hastalık hızla ilerler ve hasta 6 ila 8 yaş aralığında birçok temel becerisini kaybeder. Tedavi edilmeyen hastada yaşam 10 ila 20 yaş aralığında sonlanır. Ölüm nedeni genellikle kalp veya solunum yetmezliğidir. Hafif grupta ise hasta erişkin yaşa kadar yaşayabilir, hatta normal yaşam süresini doldurabilir ve zeka etkilenmez.

MPS tip II klinik gidişin yavaş seyretmesiyle ve zekanın normal olması, ya da zeka geriliğinin geç başlamasıyla MPS tip I’den ayırt edilebilir. Ayrıca, işitme kaybına rastlanmaması ve el işlevinde kaybın olmaması da MPS tip II lehinedir.

Tanı

MPS tip I için söylenenler MPS tip II için de geçerlidir. MPS tip II bulunan hastanın idrarında çok miktarda heparan sülfat, az miktarda da dermatan sülfat atılır. Kanda iduronat-2-sülfataz enzimi miktarına bakılabilir.

Radyolojik görünüm MPS tip I ile aynıdır, fakat bulgular daha hafiftir.

Tedavi

MPS tip II de kemik iliği nakli ve gen tedavisi araştırma evresindedir. Tedavide eksik olan enzimi takviye etmek için insandan elde edilmiş iduronat-2-sülfataz enzimi içeren preparatlar (Idursulfase, Elaprase) kullanılabilir, ancak tedavi maliyeti çok yüksektir.

 

 

Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.

Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.

 

Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.