Osteogenezis İmperfekta Tip IV
Orta derecede bir tutulum söz konusudur. Kemiklerdeki kırılganlık,
osteoporoz ve kemiksel deformiteler değişik derecelerdedir. Klinik tablo
osteogenezis imperfekta tip I’de olduğu gibi birkaç kırık ile sınırlı
olabildiği gibi, osteogenezis imperfekta tip III’ü andıran ciddi bir seyir
de izleyebilir.
Otozomal
dominan bir geçiş söz konusudur. Tip I kollajen yapımında hem
niceliksel, hem de niteliksel kusur vardır. Kollajen miktarı yeterli
düzeydedir, ancak kalitesi pek iyi olmayan kollajen yapımı söz konusudur.
Genellikle çocuk yürüyene kadar kırık görülmez. Kırıklar ergenlik sonrası
giderek azalır. Kemiklerde bükülmeler vardır, ancak osteogenezis imperfekta
tip III’dekilere oranla çok daha asgari düzeydedir. Orta veya ileri derecede
boy kısalığı vardır. Bu özellik osteogenezis imperfekta tip I olgularından
ayırt etmeye yarar. Özellikle
femur ve
humerus
kısadır. Omurgada çökme kırığı,
skolyoz görülür. Bağ gevşekliği
mevcuttur. Bebeğin sklerası (göz akı) normal veya hafif mavi renktedir. Eğer
sklera mavi renkteyse zamanla rengi açılarak ergenlikde beyaz renge ulaşır.
Bu gruptaki hastalar diş bozuklukları varsa tip IVB (dentinogenezis
imperfekta), yoksa tip IVA olarak nitelendirilir. Erken yaşta işitme kaybı
saptanır.
Nadir Osteogenezis İmperfekta Tipleri
Mikroskopik çalışmalar sonucu, osteogenezis imperfekta tip IV olguları
arasında aynı klinik tabloya sahip, ancak bazı belirgin farklı ortak
özellikler gösteren alt gruplar tanımlanmış ve bunlar Silence-Danks
sınıflamasına dahil edilmiştir (tip V ve tip VI). Kırık sahasında aşırı
kemik oluşumu (hiperplazik kallus), önkolda interossöz membranın
kireçlenmesi ve radyolojik bulgu olarak büyüme plaklarına komşu
radyoopak
şeritlerin varlığı ile karakterize osteogenezis imperfekta tip V’de kemik
histolojik olarak ağ görüntüsündedir. Bu olgularda önkol kemikleri arasında
yer alan interossöz membranın kalsifikasyonu önkol rotasyon hareketini
kısıtlar, hatta
radius başı çıkığına neden olur.
Osteogenezis imperfekta tip VI’nın karakteristiği histolojik olarak kemiğin
balık pullarını andırmasıdır.
Osteogenezis imperfekta olgularının çoğunluğu (% 90’dan fazlası) dominan
geçiş özelliği gösterir.
Otozomal resessif geçiş özelliği
gösteren olgular ya doğumu izleyen kısa dönemde kaybedilir, ya da ağır
seyrederler. Klinik tablosu hafif seyreden resessif geçişli hiçbir hastaya
rastlanmamıştır. Resessif geçişli olgular arasında osteogenezis imperfekta
tip VII ve tip VIII olarak adlandırılan olguların ayırt edici özelliği
mutasyonun
tip I kollajen geninde (COL1A1 / COL1A2) değil de kıkırdak assosiye protein
geninde (Cartilage Associated Protein, CRTAP) (tip VII) veya prolil 3
hidroksilaz geninde (Leucine-
And Proline-Enriched Proteoglycan 1,
LEPRE1) (tip VIII) gerçekleşmesidir. Bunlar son derece nadir tiplerdir.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.