Otozomal Resesif Osteopetrosis
Malign infantil osteopetrosis tipleri (OPTB1, OPTB4, OPTB5) dışında kalan
diğer otozomal resesif osteopetrosis tipleri (OPTB2, OPTB3, OPTB6, OPTB7,
OPTB8) değişik gen mutasyonu sonucu ortaya çıkmakla birlikte osteopetrosise
özgü ortak birçok klinik bulguyu taşır, ancak hastalık daha geç ortaya çıkar
ve malign
infantil tiplere oranla daha iyi bir seyir izler.
Böbrek bozukluğu (renal tubüler asidoz)
ile
seyreden
OPTB3’de (Guibaud-Vainsel
sendromu) karbonik anhidraz II enzim eksikliği söz konusudur.
Bu nadir osteopetrosis tipinde
çocuk daha
ilk yaşını doldurmadan birçok kırık meydana gelir. Vücutta metabolik asidoz,
kısa boy, hepatosplenomegali, kafatasında kalınlaşma, kansızlık gibi
bulguların yanı sıra radyolojik incelemede beyin dokusuna ait
kalsifikasyonlar saptanır.
Otozomal Dominan Osteopetrosis (Albers-Schönberg
hastalığı)
Otozomal dominan osteopetrosis tiplerine (OPTA1, OPTA2)
resesif tiplere
oranla çok daha sık rastlanır. Otozomal dominan osteoporosis olgularının
3’te 4’ünü OPTA2 olguları oluşturur.
Görülme sıklığı 20.000’de 1’dir. Cinsiyet dağılımı eşittir.
Hastaların yaklaşık % 40'ı yakınmasızdır ve başka bir nedenle yapılan
radyolojik inceleme sırasında tesadüfen tanı konur. Geri kalanında da durum
geçirilen patolojik kırık sonrası anlaşılır. Genellikle ebeveynler normal
yaşam sürelerini dolduran, sağlıklı bireylerdir. OPTA1'de
penetrans tamken,
OPTA2'de penetrans % 60-80 dolaylarındadır.
OPTA1 ve OPTA2 birbirinden radyolojik olarak ayırt edilir. Her iki tipte de
yaygın osteoskleroz bulunur, ancak OPTA1’de osteoskleroz kafatasında çok
daha belirgindir ve kafatasının tabanından ziyade kubbe kısmındadır.
OPTA1’de omurga ile pelvis normal kemik yoğunluğundadır. OPTA2'de ise
osteoskleroz esas olarak omurga, pelvis ve kafatası tabanında görülür.
Omurlarda her zaman birbirini izleyen skleroz şeritlerine rastlanır.
Pelviste ise skleroz ilyak
kanatların kenarlarında yer alır. Uzun kemikler
her iki tipte de benzer görünümdedir. OPTA1'de serum fosfat seviyesi
OPTA2'ye oranla daha düşükken, OPTA2'de serum asit fosfataz seviyesi OPTA1'e
oranla belirgin şekilde yüksek çıkar.
Skolyoz, lomber spondilolizise (bel kayması) bağlı bel ağrısı, işitme kaybı,
hafif anemi ve minör travmayla uzun kemiklerde ve kaburgalarda patolojik
kırık başlıca belirtilerdir ve daha çok ergenlik döneminde görülür. Otozomal
dominan osteopetrosisde patolojik kırığın tekrarlama riski düşüktür. Hatta
OPTA1'de kemik trabeküllerinin dayanıklılığı normal olduğundan patolojik
kırık görülmez. OPTA2'de nadiren diş abseleri mandibula osteomiyelitiyle
(alt çene iltihabı)
sonuçlanır. Yaşam şansı bulunan bu hastalarda erken
dejeneratif artrit
gelişir.
Karaciğer ve dalakta genişleme ve kansızlık otozomal dominan olguların diğer
bulgularıdır.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.