Eğer hasta 1 yaşından büyük bir çocuksa ve tanı 2 günden fazla bir 
	gecikmeyle konabilmişse düzgün bir antibiyotik tedavisi uygulansa da hemen 
	her olguda cerrahi girişime gerek duyulur. Cerrahi girişim erken gelmiş (< 
	48 saat), ancak uygulanan antibiyotik tedavisine rağmen klinik bulguların ve 
	laboratuvar değerlerinin pek değişmediği dirençli olguda da endikedir. Diğer 
	bir deyişle aspirasyonla
	subperiosteal apse saptanmış ya da radyolojik 
	olarak kemik doku hasarı gösterilebilmiş olguda cerrahi girişime gereksinim 
	duyulur.
	
	Cerrahi girişimin amacı patojen mikroorganizmayı izole edip en etkili 
	antibiyotik tedavisini uygulamak, infekte ortamı (subperiosteal apse, kemik 
	iliğinde toplanan pürülan sıvı, infekte ve
	nekrotik
	korteks ile
	spongioza) 
	temizlemek, infekte ve nekrotik ortamın temizlenmesiyle damardan verilen 
	antibiyotiğin infeksiyon odağına istenen yoğunlukta ulaşabilmesi ve etkili 
	olması, kemik içindeki basıncı düşürerek kemik dokudaki
	nekrozu 
	sınırlandırmak, infeksiyonun kemik iliği boyunca yayılmasını engellemek ve 
	patojen miktarını seyreltmektir. Cerrahi girişimin erken yapılması AHO’e 
	bağlı komplikasyonları önler.
	
	Bu amaçla periost altına toplanma olmuşsa buradan örnek alınır ve apse 
	boşaltılır. İnfekte odağın bulunduğu yerde korteksten azami 1 x 1 cm 
	boyutlarında kemik parça çıkartılarak pencere açılır (fenestrasyon) ve kemik 
	iliğindeki infekte sıvıdan ve kemik dokusundan örnek alınır. Bu sayede kemik 
	iliğindeki apsenin drenajı sağlanır, kemik iliği boyunca genişlemesi önlenir 
	ve kemik içi basınç düşürülmüş olur. Pencereden
	küret sokularak erişilebilen 
	tüm nekrotik kemik dokusu kazınarak temizlenir. Eğer subperiosteal apse 
	oluşmamışsa kortekse pencere açmak yerine infekte odakta drenajı sağlayacak 
	şekilde kemik korteksi birkaç yerinden matkap ucu (drill) ile delmek de 
	yeterli olabilir (perforasyon). İnfekte kemik dokusu serum fizyolojik ile 
	bolca yıkanarak saha infekte ve nekrotik dokulardan temizlenir ve 
	mikroorganizma sayısı düşürülmüş olur. İrrigasyon yüksek basınç uygulayan 
	sistemlerle yapılmamalı, 20 cc ya da daha büyük enjektörlere doldurulacak 
	fizyolojik serum sıvısının alana pompalanması şeklinde olmalıdır.
	
	Subperiosteal apse boşaltımı, perforasyon, fenestrasyon ve küretaj gibi 
	aşamaların hangi durumda yapılması gerektiği net değildir, ancak her olgu 
	başvuruda gecikme, hastanın yaşı, klinik tablonun ağırlığı, 
	komplikasyonların (tromboemboli, 
	endokardit, çoklu apse vb.) varlığı 
	birlikte göz önüne alınarak değerlendirilmelidir.
	
	Subperiosteal apse gelişimi görülmeyen olgular hariç cerrahi girişim yapılan 
	tüm AHO olgularında giriş ve çıkış drenleri takılarak infekte sahanın serum 
	fizyolojikle sürekli yıkanması işlemi uygulanır (irrigasyon). Kapalı devre 
	irrigasyon sıvısına herhangi bir antibakteriyel ajanın karıştırılmasına 
	gerek yoktur. Sürekli irrigasyon işlemi dren sıvısında mikroorganizma 
	üremeyene dek sürdürülür. Sürekli irrigasyon hastanede yatış süresini 
	azaltan ve hastanın sistemik ateşi üzerine olumlu etkisi olan bir yöntemdir. 
	Sekonder infeksiyonu önlemek için dren yerlerinin hijyenine önem 
	verilmelidir.
	
	Gecikmeyle (> 48 saat) gelen ve 1 yaşından büyük 
	çocukta kültür antibiyogram sonucu gelene kadar uygulanan parenteral 
	antibiyotik tedavisinde ampirik olarak seçilen geniş spektrumlu ve özellikle
	Staphilococcus aureusu
	hedefleyen antibiyotikler tercih edilir. Erken 
	gelen ve 1 yaşından büyük çocuklara uygulanan ampirik parenteral antibiyotik 
	tedavisi burada da geçerlidir. Patojen saptandıktan ve hassas olduğu 
	antibiyotik belirlendikten sonra parenteral antibiyotik tedavisi hastanın 
	klinik ve laboratuvar bulgularındaki iyileşmeye paralel 3 ila 6 hafta 
	sürdürülür. Bu arada klinik tablo ağırlaşırsa veya endokardit, tromboemboli, 
	çoklu apse gibi komplikasyonalar görülürse, ya da iyileşme beklendiği oranda 
	gerçekleşmiyorsa primer infekte odağa yönelik ikinci bir cerrahi girişime 
	baş vurulabilir. Başka odak varsa oraya da cerrahi olarak müdahale etmek 
	gerekir. İlk cerrahi girişimi izleyen cerrahi girişimler aynı amacı güder. 
	Kültür antibiyograma göre antibiyotik tedavisi tekrardan düzenlenebilir. 
	Parenteral antibiyotik tedavisiyle istenen iyileşme sağlandığında 
	antibiyotik tedavisine oral formuyla devam edilir. Oral antibiyotik tedavisi 
	kanda CRP düzeyi 2m/dL’nin altına düşene kadar devam ettirilir (genellikle 4 
	ila 6 hafta). Bu gruptaki hastalara genellikle birden fazla cerrahi girişim 
	ve uzun süreli antibiyotik tedavisi gerekir.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.