Tedavi
6 Ay ila 6 Yaş Arası
Traksiyon + Alçılama.
Kilolu bir çocukta (ya da daha büyük bir çocukta) daha fazla bir
traksiyon
kuvveti gerekebilir. Asılacak aşırı ağırlık (4 kg ve fazlası) cilt tahrişi
yaratacağından iskelet traksiyonu tercih edilir. İskelet traksiyonu
kemiğin belli bir bölgesinden geçirilen
Kirschner teli
aracılığıyla uygulanan
bir traksiyonu çeşididir. Traksiyon kuvvetinin doğrudan kemiğe yansıması
kırığa hakim olmak açısından büyük üstünlük sağlar, ancak minimal de olsa
cerrahi bir işlem olması ve tel yolu infeksiyonu olasılığı iskelet
traksiyonunun olumsuz yönleridir.
İşlem genelde lokal anesteziyle
gerçekleştirilir, ancak çok huzursuz bir çocukta
sedasyon
anestezisi gerekebilir. Telin gireceği yer ile çıkması olası olan alan lokal
anestezi ile uyuşturulur. Telin kemiğe gireceği ve çıkacağı alandaki
periost
da lokal anestezi ile genişçe infiltre edilir. Tel giriş yeri olarak
adduktor tüberkülün 2 cm proksimali seçilir. Daha
proksimale
çıkılması Hunter kanalından geçen femoral arteri zedeleyebilir. Telin eklem
içinden, ya da büyüme plağından geçmemesine dikkat edilir. İlke olarak tüm
iskelet traksiyonlarında kemiğin
metafiz kısmı tercih edilir, çünkü
burası kemiğin en kalın ve kanlanması en bol olan kısmıdır. Kanlanmanın bol
olması olası bir tel yolu infeksiyonu açısından olumlu bir özelliktir.
Tel iç taraftan dış tarafa doğru geçilir. Tersi yapılacak olursa kemik
içinde yolunu sapıtan Kirschner teli istenmeyen yerden çıkarak femoral
arteri zedeleyebilir. Telin iç taraftan dış tarafa doğru geçirilmesini
kolaylaştırmak amacıyla yastıkla desteklenerek diz bir miktar fleksiyona
alınır. Tel geçilirken cilt proksimale doğru çekilerek traksiyon
başladığında telin etrafında cildin gerilmesine bağlı oluşacak ağrıdan
kaçınılmış olur. Tel femur cisimine dik olmaktan çok eklem aralığına paralel
geçilmelidir. Büyük çocukta fazla ağırlık yüklenecekse Kirschner teli yerine
daha kalın olan, orta kısmı yivli
Steinmann çivisi tercih edilir.
Kirschner teli ya el matkabıyla (perforatör), ya da düşük devirli,
elektrikli motor yardımıyla geçilir. Yüksek devir telin dönerek kemikte
ilerlemesi sırasında sürtünmeye bağlı olarak aşırı ısı oluşmasına neden olur
ve bu da tel etrafında tünel tarzında nekrotik kemik alanına yol açar. Bu
alanın zamanla rezorbe olması telin gevşemesiyle sonuçlanır. İşlem sırasında
cilt ve telin steril olmasına azami dikkat göstermek gerekir. El
perforatörünün, ya da elektrikli motorun steril olmasına gerek yoktur.
Kemikten geçirilen tele, her iki ucundan kavrayacak şekilde traksiyon nalı
tutturulur ve traksiyon nalı özel bir cihaz aracılığıyla, ya da nalın
sonundaki mekanizmayı döndürmek suretiyle tel gerdirilir. Telin gerdirilmesi
telin kemiğe hakim olmasını kolaylaştırır.
Femur distalinde infekte olmaya uygun yaralar mevcut olduğu zaman tel yolu
infeksiyonuna yol açmamak için, ya da kırık hattı oldukça
distalde
olduğu zaman Kirschner telinin kırık
hematomuna girmesiyle kapalı kırığı açık
kırık haline getirmemek için telin
tibia proksimalinden geçirilmesi
gerekebilir, ancak dizde bağ yaralanması olmadığından emin olmak gerekir.
Dikkatsizce gönderilen Kirschner teli
tibia
apofizini zedeleyip ilerde
genu rekurvatuma yol açabildiğinden
telin tibia proksimalinden geçirilmesi istenmeyen bir durumdur. Tibia
apofizi periferinin ufak bir alanda dahi hasar görmesi, her ne kadar bacak
boyunda bir kısalık yaratmasa da ileri derecede deformiteye neden olabilir.
Ayrıca, proksimal tibiadan yapılan bu tür bir traksiyon dizde
sublüksasyona
neden olabilir ve traksiyon sonrası diz rehabilitasyonu uzun olur.
Süspansiyonlu traksiyon ile split Russell traksyonu prensip olarak birbirine
benzer. Süspansiyonlu traksiyonda bazı apareye (Thomas ateli ve Pearson
eklentisi) gereksinim duyulur, ancak split Russell traksiyonunun kurulumu
daha basittir. Traksiyonda kullanılan ve bu yaş grubunda kırık uçlarını
kontrol edebilecek ağırlık miktarı ciltte tahrişe neden olacağından, bir
cilt traksiyon çeşidi olan split Russell traksiyonu yerine bir iskelet
traksiyon çeşidi olan süspansiyonlu traksiyon tercih edilir.
Süspansiyonlu traksiyon ve split Russell traksiyonları femur cisminin 1/3
orta ve distal
segmentlerindeki kırıklarda etkilidir, ancak aynı şeyi 1/3
proksimal segment kırığı için söylemek zordur. Bu ihtiyacı gidermek için
90⁰-90⁰ traksiyonu tanımlanmıştır. 90⁰-90⁰ traksiyonu bir iskelet traksiyonu
çeşididir.
Kalça ve diz 90 derece fleksiyona alındıktan sonra femur tavana doğru
çekilir. Boşta kalan baldırı kontrol etmek için ayağa bol pamukla
desteklenmiş bot alçı yapılır ve bot alçıdaki ilmiklerden geçirilen iplerle
bacağın baldır kısmı havada asılı kalır. İlmikli bot alçı yerine ayağı da
içine alan bir askı kullanılabilir. Çekme kuvveti ile femur uzun ekseni aynı
doğrultuda olduğundan etkin ve uygulaması basit bir traksiyon çeşididir.
Kalça ve dizin 90 derece
fleksiyona getirilmesiyle
iliopsoas,
hamstring
ve
gastroknemius kasları gevşetilerek kırık uçları arasında düzgün
dizilimle birlikte yeterli redüksiyon sağlanır. Femur alt ucundan geçirilen
Kirschner teli sayesinde kırık uçları arasındaki rotasyon kusuruna hakim
olmak mümkün olur. Bacağın yükseltilmesiyle travma sonrası şişen bacağın
drenajı sağlanır. Kırık uçlarının radyolojik kontrolü çok rahat yapılır.
Ciltte bakım gerektiren yaraların tedavisi kolaylıkla yapılır. Bu açıdan
açık femur cisim kırığı için idealdir.
Traksiyon sonucunda kırık uçlarının gereksiz yere yumuşak dokuları (periost
vb.) gererek ağrı oluşturması önlenir. Ağrı kesiciler eşliğinde bir çeşit
yatak istirahatine alınan hastanın şiddetli ağrısının hafiflemesiyle kırık
çevresindeki güçlü kaslardaki spazm da çözülür ve çekme işlemi etkili olmaya
başlar. Takip sırasında hastanın yatağında yapılan röntgen çekimiyle kırık
uçları arasında aralanmaya (diastaz) izin verilmez. Kırık kaynama
gecikmesine, hatta kırıkta kaynamamaya neden olabilecek böyle bir durum
traksiyon ağırlığının bir miktar azaltılmasıyla giderilir. Kırıkta açılanma
varsa seçilen traksiyon sistemi revize edilir. Radyolojik takip sonucu kırık
uçlarının kaymadan hastayı mobilize etmeye izin verecek kadar tuttuğundan
emin olduktan sonra (2 ila 3 hafta) sedasyon altında alçılama
gerçekleştirilir (gecikmeli alçılama). Eğer hastada başka yaralanmalar varsa
bunların stabil ve alçılamaya izin verir nitelikte olması gerekir. Kırıkta
bir miktar açılanma varsa kırık alanını skopi ile görerek ve yumuşak kallusu
kontrollü bir biçimde kırarak normal dizilim sağlanır. Kırık uçları hafif
tutmuş olduğundan bu işlem sırasında kırık uçlarının kaymasından korkulmaz,
ancak o güne kadar olan kırık iyileşmesinde geçen süre sıfırlanmış olur.
Alçılama işlemi bittiğinde
skopi ile kırığın durumu son bir kez
kontrol edilir. Gerekirse alçıdan kama çıkartarak dizilimde düzeltme yapılır.
Yaşa göre kırık iyileşmesi toplam 6 ila 10 haftada tamamlanır.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.