Klinik Görünüm
	
	Çok nadir olan bu hastalık doğum sonrası fark edilir. Hastanın boynu ve 
	gövdesi kısadır. Özellikle, göğüs kafesinin fıçı şeklinde geniş, ancak ufak 
	oluşu göze çarpar. Kol ve bacaklar da kısadır, ancak kol ve bacaklardaki 
	kısalık omurgadaki kısalıktan daha belirgindir. Ayrıca, kolda
	humerustaki 
	kısalık önkol kemiklerindeki kısalıktan daha fazladır. Aynı şekilde bacakta
	femurdaki 
	kısalık kruris 
	kemiklerindeki kısalıktan daha fazladır. Kol ve bacakların
	proksimal 
	yarımının el hariç 
	distal yarımından daha kısa olmasına 
	rizomeli denir. Bunun tersi mezomelidir. DSD’de görülen orantısız cücelikte 
	daha çok rizomeli hakimdir, ancak mezomeli de görülebilir. Kol ve bacak 
	tutulumuna karşılık el ve ayaklar normaldir. Hastanın boyu erişkin yaşa 
	geldiğinde 90 ila 140 cm’e ancak erişir. 
	
	
	Omurgada erkenden gelişen ileri
	
	kifoskolyoz solunum sistemini olumsuz 
	etkiler. Bel bölgesinde aşırı 
	lordoz saptanır, ancak bu daha çok 
	kalçalardaki 
	fleksiyon
	kontraktürüne 
	bağlı olarak gelişir. Aşırı lordoz nedeniyle çocuğun karnı şiş gibi görünür.
	
	Boyun bölgesindeki sorunlar daha ciddidir.
	Odontoid 
	çıkıntının 
	hipoplazisine, ya da
	os 
	odonteuma bağlı olarak C1 ve C2 omurları 
	arasında kayma gelişebilir (atlantoaksiyel instabilite). Boyun
	
	ekstansiyona gittiğinde ufak odontoid çıkıntı, ya da ayrı bir 
	kemikçik şeklinde gelişmiş olan os odonteum C1 omurun ön 
	kemerinin üzerinden kaymasını engelleyemez. Servikal instabilite omurilik 
	basısına yol açarak çocukta 
	hipotoni, kas güçsüzlüğü, uykuda 
	soluksuz kalma (uyku apnesi) ve solunum yetmezliğine yol açar. Solunum 
	yetmezliği göğüs kafesinin gelişmemesine (toraks displazisi) bağlı da 
	olabilir. 
	Servikal bölgede omurilik basısına yol açan diğer nedenler 
	baziler invaginasyon ve C1 seviyesinde omurilik kanalının
	sagittal 
	planda dar oluşudur.  Baziler 
	invaginasyonda C1 omurgası
	foramen 
	magnumdan daha yukarda yer alarak beyin sapını sıkıştırır ve 
	solunum durması ile sonlanabilecek ciddi bası belirtilerine yol açar.
	
	Doğumsal spondiloepifizer displazili çocukların başlıca yakınması ağrıdır ve 
	ağrı hemen her zaman kalçadan kaynaklanır.
	Femur başı
	
	epifizi 
	ileri derecede bozulur ve kalçada erkenden
	
	dejeneratif 
	artrit gelişir. Femur üst ucunda gelişen
	koksa vara 
	nedeniyle hastada 
	Trendelenburg yürüyüşü hakimdir.
	
	Hastada mevcut diğer iskelet sistemi anomalileri dizde
	genu 
	valgum deformitesi, 
	çarpık ayak ve kaslardaki
	tonus 
	azlığıdır.
	
	Gözler birbirinden uzak görünür. Hastaların yaklaşık yarısından az 
	fazlasında göz sorunları mevcuttur. Bunlar ileri derecede miyopi, retina 
	ayrılmasına (retina dekolmanı) bağlı görme kaybı ve katarakt olarak 
	özetlenebilir. 
	
	Hastaların yaklaşık dörtte birinde sağırlık mevcuttur. 
	
	Yarık damak sık olarak eşlik eder.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.