☰
aç
Üst Ekstremitede Tedavi
Omuz
Omuzda hemen her zaman adduksiyon ve iç rotasyon kontraktürüne rastlanır,
ancak kısıtlı omuz işlevi günlük aktiviteler açısından genellikle yeterli
düzeydedir. Bu nedenle de omuza yönelik cerrahi girişime nadiren baş vurulur.
Bazen ileri derecede kısıtlı glenohumeral harekete ek olarak skapulatorasik
hareket de etkilendiğinden omuzda aktif öne fleksiyon ve abdüksyon son
derece kısıtlanır, ancak üst ekstremite işlevini en çok bozan omuzdaki iç
rotasyon kontraktürüdür. Dirsekten fleksiyon yapılırken (örneğin, çatal ağza
götürülürken) omuzdaki iç rotasyon kontraktürü nedeniyle gövde buna engel
olur. Humerusa yapılacak bir derotasyon osteotomisi ile el ve dirsek istenen
plana getirilir. Omuza derotasyon osteotomisi planlanıyor ve dirsekte
ekstansiyon kontraktürü de varsa, derotasyon miktarını doğru hesaplayabilmek
için bu işlem dirsekteki ekstansiyon kontraktürünün düzeltilmesinden sonra
gerçekleştirilmelidir. Omuz derotasyon osteotomisine genellikle 5 ila 6
yaşından sonra başvurulur. Derotasyon osteotomisinin en büyük kazanımı
hastanın ilerde bilgisayar klavyesini kullanabilecek oluşudur.
El Bileği
El bileğindeki kontraktür için erkenden, yani bebek doğar doğmaz, nazik
germe egzersizlerine başlanır. Bu husus özellikle distal artrogripozis
olguları için önemlidir. Geç yaşta yapılan germe egzersizlerinin yararı
sınırlıdır. Erken fizyoterapiyle el bileği işlevinin yarısı kazanılır. Erken
fizyoterapide amaç adale atrofisini önlemek ve aktif eklem hareketini
geliştirmektir. Elde edilen hareket açıklığını korumak ve yinelemeyi önlemek
için gece atelleri kullanılabilir, ancak el parmaklarının 24 saat boyunca
atelde hareketsiz bırakılması doğru değildir. Germe egzersizleri hoyrat bir
biçimde yapılmamalıdır, çünkü his kusuru olmayan hasta gereksiz yere ağrı
duyar.
El bileğini işlevsel konuma getirmek için gerekli yumuşak doku gevşetmesiyle
birlikte el bileğindeki karp kemikleri seviyesinden tabanı dorsalde ve
radialde olan kemik kama çıkartılarak el bileği nötr konuma getirilir (midkarpal
kapalı kama osteotomisi). Yumuşak doku gevşetmesi kapsamında elbileği voler
kapsülü, fibrotik el bileği fleksörleri (fleksör karpi ulnaris, fleksör
karpi radialis ve palmaris longus kasları) kesilebilir, ancak parmak ve
başparmak ekstansörleri korunur. Eğer fleksör karpi ulnaris işlevsel ise el
bileği ekstansörü olarak ekstansör karpi radialise nakledilebilir.
Genellikle sağlam olan ekstansör karpi ulnaris duruma göre el bileği
ortasına, ya da ekstansör karpi radialise nakledilir.
El bileğindeki karp kemiklerinden proksimal sırada bulunanların çıkartılması
(proksimal sıra karpektomi) el bileğinde ileri derecede bozukluğa yol
açtığından ve karpal koalisyonlara sıkça rastlanmasından dolayı günümüzde
tercih edilmemektedir. El bileği artrodezi ise çok nadiren başvurulan bir
yöntemdir, çünkü çok az bir hareket açıklığı bile hasta açısından önemlidir.
İleri olguda kurtarıcı işlem olarak uygulanabilir.
El
Parmaklardaki fleksiyon kontraktürleri ile başparmağın avuç içinde oluşu el
işlevini ciddi biçimde kısıtlar. Parmaklardaki fleksiyon kontraktürleri için
pasif germe ve gece ateli uygulaması bazen parmaklara yeterli işlevi
kazandırabilir. Başparmağın avuç içinden kurtarılması amacıyla başparmak ile
işaret parmağı arasındaki fibrotik gergin cilt Z plasti ile açıldıktan sonra
adduktor pollisis tümüyle 3. metakarptan ayrılır ve bazı tenar kasların
origoları (fleksör pollisis brevis ve abdüktor pollisis brevis) kesilerek
serbestleştirilir. Başparmak ile işaret parmağı arasında elde edilen normal
parmak aralığı 2. metakarp dorsalinden çevrilen cilt flebi ile kapatılır.
Başparmağın avuç içinden kurtarılması ile el bileğinin nötr konuma
getirilmesi sıklıkla birlikte yapılır.
Bu sayfada yer alan
bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları
hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden
yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı
koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece
sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin
muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.