Nedeni ve Oluşum Şekli
İnsan vücudundaki organ ve sistemlerin oluşumu (embriyogenez)
hamileliğin ilk 8 haftasında tamamlanır. Artrogripozis ise hamileliğin 8.
ila 10. haftasından sonra görülen bir durumdur. Nitekim artrogripoziste
eklemlerin, ya da uzuvların oluşumunda bir kusur yoktur. Kusur eklemleri
çevreleyen bağ dokusundadır. Bağ dokusu kusuru fetal hareketin olmayışı
(fetal akinezi), fetusun yeterince hareket etmemesi (fetal hipokinezi), ya
da fetal hareketin bir şekilde engellenmesi sonucu oluşur. Kas hareketi
fetusun normal gelişimi için şarttır. Fetus hareketinin olmayışı kas
gelişiminin daha da geri kalmasına ve eklemde kontraktür gelişmesine neden
olur. Kontraktür nedeniyle eklemi hareket ettiren tendonlar zamanla kısalır.
Bu durum eklem hareketini daha da kısıtlayarak kontraktürün ağırlaşmasına
yol açar.
Genelde fetus hareketini 3 haftadan daha fazla
süreyle kısıtlayan durumların artrogripozise neden olabileceği
belirtilmektedir. Bu engelleme fetal hayatta ne kadar erken başlar ve ne
kadar uzun sürerse doğumsal kontraktür de o kadar ileri derecede gelişir.
Fetal hareketin birden fazla etken tarafından kısıtlanması da söz konusu
olabilir. Fetal hareketin olmayışı, ya da hareketin az oluşu fetal akinezi/hipokinezi
sendromu (Pena-Shokeir sendromu) olarak adlandırılır.
Hamilelik sırasında fetus hareketinin yeterince
olmayışı bir dizi anomalinin oluşumuna zemin hazırlar. Küçük çene (mikrognati),
yarık damak, ufak ağız, kemeri geniş ve ucu basık burun gibi başı ve yüzü
ilgilendiren anomaliler gelişir. Gözler arasındaki mesafe artar (hipertelorizm).
Deforme kulaklar daha aşağıda olarak oluşur. Elde kamptodaktili, ayakta
çarpık ayak gelişir. Normalde fetus amnios sıvısını yutar ve amnios
sıvısıyla uyarılan barsaklar normal olarak gelişir. Ancak, Pena-Shokeir
sendromlu bebekte yutma gerçekleşmediği için barsakların normal gelişimi de
sağlanamaz. Bu durum fetusun serpilip gelişimini etkiler. Nitekim bebek ufak
cüsseli olarak doğar. Annede hamilelik sırasında amnios sıvısının artışı
görülür (polihidramnios). Ancak daha önemlisi, kas hareketinin yeterince
olmayışı sonucu akciğer gelişiminin geri kalışıdır (pulmoner hipoplazi).
Bebek doğduktan sonra bu nedenle solunum güçlüğü çeker. Pulmoner hipoplazi
doğum ve doğumu izleyen bir kaç ay içinde görülen ve pek de nadir olmayan
ölümlerin önemli bir nedenidir.
AMK’nın amiyoplazi tipinde olguların nerdeyse tümü
sporadiktir ve genetik geçiş riski yoktur; yani, kardeşlerde ve çocuklarda
görülmez. Tek yumurta ikizlerinden birinde görülme olasılığı yüksektir.
Distal artrogripozis ise hemen her zaman otozomal
dominan olarak kalıtılır, ancak
otozomal resesif ve X’e
bağlı resesif geçişler de saptanmıştır. Nadiren mitokondrial geçişin de
mümkün olduğu gösterilmiştir.
Hastalık bireye ya ebeveynlerinden intikal eder, ya da ebeveynleri sağlıklı
olan bireyde gen mutasyonu sonucu oluşur. Otozomal dominan geçiş söz
konusuysa, ebeveynlerden birinin distal artrogripozisli olması durumunda,
hastalıklı gen kopyasının geldiği kişinin cinsiyetinden bağımsız olarak,
doğacak bebeğin aynı hastalığa yakalanma olasılığı % 50’dir. Eğer
ebeveynlerden her ikisi de distal artrogripozisli ise, doğacak bebeklerin
tümü distal artrogripozisli olur. Otozomal resesif geçiş söz konusuysa
ebeveynlerden birinin distal artrogripozisli olması durumunda, hastalıklı
gen kopyasının geldiği kişinin cinsiyetinden bağımsız olarak, doğacak
bebeğin aynı hastalığa yakalanma olasılığı % 25’dir. Nadiren görülen
mitokondrial hastalıklarda kalıtılma oranı çok daha yüksektir.
Distal artrogripozisin oluşumundan en az 5 gen
mutasyonu sorumlu tutulmaktadır. Bunlar TNNI2, TNNT3, TPM2, MYH3 ve
MYH8’dir. Tip II A ve B distal artrogripozis şekilleri MYH3 genindeki
mutasyon sonucunda ortaya çıkar. MYH3 embriyoda kas kasılmasını sağlayan
miyozin-3'ün yapımını düzenler. DA2A olgularının yaklaşık % 90’ından, DA2B
olgularının ise yaklaşık % 40’ından MYH3 genindeki mutasyonlar sorumludur.
DA2B aynı zamanda, kalp ve iskelet kaslarının kasılması sürecinde yer alan
troponin çeşitlerinin (troponin I ve T) yapımını düzenleyen TNNI2 ve TNNT3
genlerindeki mutasyon sonucu da oluşur. DA2B daha nadir olarak kasların
kasılma sürecinde rol oynayan tropomiyosin 2’nin yapımından sorumlu TPM2
genindeki mutasyon sonucu meydana gelir. TPM2 genindeki mutasyon aynı
zamanda DA1’i de oluşturur. DA1, TPM2 dışında ayrıca TNNI2 ve TNNT3
genindeki mutasyonlar sonucu da oluşur. Anlaşılacağı üzere bu 3 genin
mutasyonlarında hem DA1, hem de DA2B oluşabilmektedir. Bu da her iki durumun
aynı sendromun değişik klinik görünümleri olduğunu işaret etmektedir. DA5
olgularının çoğunluğunda mitokondrial bir bozukluk söz konusuyken ve gen
mutasyonuna rastlanmazken, nadiren MYH2 ve MYH13 genindeki mutasyonların
DA5’i oluşturduğu bulunmuştur. DA7 MYH8 genindeki mutasyona bağlıdır. Tüm bu
gen mutasyonlarının ortaya konmuş olmasına rağmen, fetal hayatta kontraktür
oluşturma mekanizması henüz aydınlatılamamıştır. Muhtemelen fetusda kas
aktivitesinin yavaşlamasında (hipokinezi), hatta başlayamamasında (akinezi)
birden fazla mekanizma rol oynamaktadır.
Sendromik tip artrogripoziste neden fetus
hareketini engelleyen çok sayıdaki genetik hastalıklardan biridir (nöropatiler,
miyopatiler, kas distrofileri, bağ dokusu hastalıkları, ön boynuz hastalığı,
osteokondrodisplaziler, trisomi 18 vb.).
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.