Cerrahi
Tedavi
Cerrahi Planlama
Cerrahi girişim öncesi eğriliğin esnekliğinin
bilinmesi de önemlidir, çünkü bu eğriliğin ne kadar düzeltilebileceği
hakkında bir fikir verir. Bu amaçla bending (yana eğme) ve traksiyon
radyografileri çekilir. Bu özel çekimler genellikle hasta röntgen masasında
sırtüstü yatarken gerçekleştirilir, ancak
füzyon
seviyelerini belirlerken arka ön radyografilerle birlikte yana eğme ve
traksiyon radyografilerinin ayakta çekilmesi tercih edilir.
Cerrahi girişim düşünülen hastada saklı kalmış
bir takım omurilik patolojisini ortaya çıkartmak için omurilik kanalının MRG
ile incelenmesi gerekir. Bu özellikle sol
torasik
eğrilikler için daha da önem taşır.
Omurgadaki eğriliğin düzeltimi sırasında göğüs
kafesindeki asimetrinin de ayrı bir işlem (torakoplasti) ile düzeltilmesine
gerek olup olmadığına karar vermek gerekir. Buna, genellikle estetik kusurun
hastadaki etkisine bağlı olarak cerrah tarafından karar verilirse de 60
derecenin üzerindeki eğrilikte ve esnekliği % 20'nin altında olan eğrilikte
hasta torakoplastiden büyük yarar görür. Birkaç apikal kaburganın
çıkartılması estetik kusuru düzeltirken omurga füzyonu için gerekli olan
grefti de sağlamış olur. Ameliyat öncesi kalp ve solunum yetersizliği çeken
hastaya torakoplasti yapılmamalıdır.
Her bir omur üç ayrı bölgeden büyür: omur
cisminin üst ve altındaki sonlanım plakları, üst ve alt eklem çıkıntılarını
(artiküler
prosesler) örten kıkırdaklar ve omur cismi ile arka elemanlar
arasında kalan bölgedeki nörosantral sinkondroz. Posterior
instrumentasyonla
füzyon yapıldığı zaman bu büyüme bölgelerinden ancak eklem çıkıntılarındaki
büyüme durdurulmuş olur. Omurganın arka kısmında katı füzyonla büyüme
durdurulmuş olmasına karşın, omurganın ön kısmında, omur cisminin üst ve alt
sonlanım plaklarından büyüme devam ettiği için, zamanla omurganın ön kısmı
füze olmuş omurganın arka kısmı etrafında geriye doğru bükülmeye başlar ve
ters bir deformite ortaya çıkar. Buna, araba milinden esinlenerek krankşaft
(crankshaft) fenomeni denir. Bu durum, omurgadaki olgunlaşma
beklenmeden posterior füzyon yapılan
idyopatik skolyoz hastalarında görülür.
Ne var ki çoğu idyopatik adölesan olgusu omurganın olgunlaştığını ortaya
koyan belirtiler (adet görmeye başlama,
Risser belirtisi vb.) görüldükten sonra
yapıldığı için krankşaft fenomeni riski doğal olarak azalır. Omurga cismine
uzanan güçlü pedikül vidalarının kullanılmaya başlanmış olması ve bunların
birçok seviyeye yerleştirilmesi de bu azalmada etkendir. Omurga
olgunlaşmasından önce bir cerrahi girişim gerekliyse bunun kombine (anterior
ve posterior) füzyon tarzında yapılması doğru olacaktır. Krankşaft
fenomeninin gelişmesiyle eğrilikte ve göğüs kafesi deformitesinde artış olur
ve omurga dengesi bozulur. Cerrahi girişimden 6 ila 12 ay sonra görülen bu
değişiklikler seri radyografilerde eğrilikte 10 derecenin üzerinde artış,
apikal omurda rotasyon ve kaburga ile omur arasındaki açıda değişiklik
şeklinde saptanabilir.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.