Tanımlama ve Sınıflama Adölesan İdyopatik Skolyoz: Genel Özellikler Patoloji Klinik Görünüm Radyolojik İncelemenin Koşulları Radyolojik Ölçüm ve Değerlendirme Doğal Seyir Tedavide Gözlem Korse Tedavisi Cerrahi Tedavi Endikasyonları Cerrahi Tedavide Eğriliğin Seçimi Füzyon Sahası ve İnstrumentasyonun Seçimi Cerrahi Planlama Klasik İnstrumentasyon Çeşitleri Modern Posterior İnstrumentasyon Çeşitleri Anterior İnstrumentasyon Çeşitleri
 
 ☰  
 aç

Klinik Görünüm

Hekime başvuru nedeni hemen her zaman gelişen deformitedir. Hasta genellikle sorunun farkındadır, ancak başta okul taramaları olmak üzere hekim muayenesi sonucu eğriliğin belirlendiği olgu sayısı hiç de az değildir.

Muayene sırasında hastanın omuzları ve enseden kuyruk sokumuna kadar bütün sırtı çıplak olarak görülebilmelidir. Hastada, özellikle de ergenlik dönemindeki bir kız çocuğunda, skolyoz muayenesi utanma nedeniyle bazen güç olabilir. Kız çocuğunun ilk muayene sonrasındaki izlem muayenelerine mayo ile gelmesi uygun olur.

Sırt cildinin çıplak olarak görülmesi önemlidir, çünkü omurga üzerindeki ciltte rastlanabilecek ben, kıl adacığı, yağ bezesi, gamze veya hemajiom gibi bir bulgu altta yatan, gergin omurilik gibi bir doğumsal omurga anomalisinin habercisi olabilir.

Ayakta duran hastada ilyak kanatların aynı seviyede olmadığının saptanması durumunda bacaklarda bir uzunluk farkının olup olmadığı araştırılmalıdır, çünkü bacaklar arasındaki uzunluk farkı skolyoza neden olmuş olabilir.

Eğriliği en iyi ortaya koyan test Adams’ın öne eğilme testidir. Bu tarama muayenesinde hastadan ayakları birbirine bitişikken el ayalarını birleştirmesi ve kollarını bükmeden öne salarak öne eğilmesi istenir. Hasta bu sırada dizlerini bükmemelidir. Hastanın arkasına geçerek öne eğilmiş olan çocuğun sırtı incelendiğinde eğrilik mevcutsa omurganın rotasyonuna bağlı olarak sırtın bir yarımının diğerine oranla daha yüksekte durduğu gözlenir. Yapısal skolyoza özgü bu aksiyel rotasyon hasta öne eğildiğinde daha belirgin duruma gelir. Lomber bölgede asimetriyi oluşturan, torakal bölgedeki kaburgalar yerine paraspinal bölge dolgunluğudur. Okul taramasında Adams’ın öne eğilme testi standart bir testtir ve orta derecedeki eğrilikleri saptamada etkindir, ancak belli bir miktar asimetrinin varlığı çocuğun hekime sevkini gerektirecek ölçüde ciddi olmayabilir. Salt Adams’ın öne eğilme testine dayalı okul tarama programlarının olumsuz yanı gereksiz hekime sevk oranının az olmayışıdır.

Eğriliğe bağlı gövdedeki rotasyonel asimetri skolyometre denilen bir cetvelle ölçülebilir ve bulunan değerler kaydedilerek eğrilikteki değişiklikler izlenebilir. Adams’ın öne eğilme testinde olduğu gibi hastanın arkasında duran hekim eğrilik en fazla göze çarpar duruma gelinceye kadar hastadan öne eğilmesini ister. Hastanın 45 derece kadar öne eğilmesi sırt bölgesindeki rotasyonel deformitenin en iyi şekilde görülmesini sağlar. Hastadan daha fazla öne eğilmesi istendiğinde sırasıyla torakolomber ve lomber bölgeler yer düzlemi ile paralel konuma getirilir. Eğriliğin en azami olduğu seviyede skolyometre denilen şeffaf cetvel sırta yerleştirilerek eğriliğin rotasyon derecesi okunur. Skolyometre ile ölçülen 7 derece veya daha fazlası bir rotasyonel eğrilik hekime sevk kriteri olarak kabul edilmiştir. Skolyometrenin okul taramalarında kullanılması tedavi gerektiren olguların yakalanma oranını belirgin arttırırken, hekime gereksiz sevk oranını da azaltmıştır. 

Sırttaki deformitenin görünümü eğriliğin omurga üzerinde bulunduğu yere göre değişir.

Torakal eğrilikte sırtta eğriliğin dışbükey tarafında kamburluk meydana gelirken o taraftaki kürek kemiği (skapula) belirginleşir ve omuz daha yüksekte yer alır. Eğriliğin içbükey tarafında kalan göğüs kafesi kısmı önde diğer tarafa göre daha kabarıktır. Bu özellik kızlarda karşı taraftaki memenin daha geride kalmasına neden olarak dikkat çeker. Bu yönde endişesi olan ebeveynlere eğriliğin düzeltilmesi durumunda bunun meme asimetrisi üzerindeki etkisinin az olacağı anlatılmalıdır. İdyopatik skolyozda pek sık rastlanmamasına karşın göğüs kafesi aşırı rotasyona uğradığında sırtta kaburgaların oluşturduğu, keskin bir kamburluk oluşur. Buna "ustura sırtı" denir. Pektoral bölge, meme ve göğüs kafesi asimetrisi çoğunlukla omurgadaki eğrilikle ilişkili olmakla birlikte eğriliği olmayan kişilerde de görülebilir. Eğriliğin içbükey tarafında kol ile gövde arasındaki açıklık artar. Cilt kıvrımları arasında asimetri saptanır.

Lomber eğrilikde deformite bel oylumunda gizlendiği için daha az belirgindir. İlyak kanat eğriliğin iç tarafında normal konumundan daha yüksekte ve daha belirgindir.

Eğrilik saptandıysa başın pelvis üzerindeki dengesi araştırılır. Bu amaçla ensede C7 omuru spinöz çıkıntısından aşağı doğru bir çekül sallandırılır. İdyopatik skolyozda baş hemen her zaman kaba etlerin arasındaki oluğun (gluteal sulkus) hizasında yer alır. Eğer sallandırılan çekül gluteal oluğun 2 cm’den daha fazla dışında kalıyorsa dengesiz bir eğrilik söz konusudur ve nörolojik bir patolojinin eşlik edip etmediği muhakkak araştırılmalıdır.

Çocukluk çağındaki skolyoz eğriliği tek başına ağrıya neden olmaz. İdyopatik skolyozlu hastaların yaklaşık 1/3’inde az veya çok sırt veya bel ağrısı saptanır ve bu olguların büyük çoğunluğunda (yaklaşık 3/4'ünde) ağrı yakınması başvuru sırasında mevcuttur, ancak tüm tetkiklere karşın ağrının nedeni olguların ancak yaklaşık 1/10’inde bulunabilir. Ağrının en sık nedeni spondiloz, spondilolistezis veya Scheuermann kifozudur. Ayrıca sirengomiyeli, disk hernisi, gergin omurilik ve tümörler (osteoid osteoma, osteoblastom) de diğer nadir olasılıklardır. Skolyoz hastalarında sırt ağrısı 15 yaşından büyük hastalarda daha sıktır. Adet görme sonrası daha sık rastlanırken, eğriliğin büyüklüğü ve tipi, hastanın cinsiyeti ve bacaklar arasındaki uzunluk farkı ile ilişkisi yoktur. İdyopatik skolyoz düşünülen bir hastada ağrının nedeni muhakkak araştırılmalıdır.

İdyopatik skolyozlu hastada soluk alıp verme sırasında gerekli olan göğüs kafesinin esnekliği azalır, ancak bu sertlik ancak akciğer işlevi azalmış hastada önemli olabilir. Nitekim idyopatik skolyozlu hastada eğriliğin büyüklüğü 100° ye ulaşmadan, akciğer vital kapasitesi % 45’in altına inmeden ve torakal lordoz nedeniyle göğüs kafesinin ön arka çapı ileri derecede azalmadan solunum yetmezliği gelişmemektedir. Günümüzde idyopatik skolyozlu hastada bu denli ileri bir eğrilik gelişmeden tedavi olanağı doğduğu için solunum sistemi ile ilgili yakınmalara daha az rastlanmaktadır.

 

 

 

Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.

Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.

 

Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.

            
omurgadaki dengesiz eğrilik


           
sırttaki kamburluk öne eğilmeyle daha görünür hale gelir



           
sırtta omurga üzerindeki ciltte rastlanabilecek ben, kıl adacığı, yağ bezesi, gamze veya hemajiom gibi bir bulgu omuriliğe ait bir patolojiyi düşündürtür


Adams'ın öne eğilme testi



            
skolyometre