Klinik Görünüm
Belirti ve Bulgular
Bebeğin zayıf emişi,
tiz sesle ağlaması, sürekli huzursuz oluşu ve garip duruşu beyin hasarını
işaret eden öncü bulgular olabilir (kuadriplejiklerde veya diskinetik
tiplerde). Bir çocuğun bir yaşından önce bir elini diğerine göre daha baskın
kullanması beklenen bir durum değildir. Bir yaşından önce bir elin diğerine
oranla daha baskın kullanılması, özellikle belirgin olarak baskın sol el
kullanımı, diğer ekstremitenin nörolojik durumunun anormal olduğu ve spastik
hemiparezinin mevcut olabileceği konusunda bir ipucu olabilir. Aynı şekilde
sıralarken, ya da dirseklerinin üstünde emeklerken devamlı olarak bir
bacağını sürükleyen bir çocukta o ekstremiteyi tutan spastik hemiparezi, ya
da dipleji durumu söz konusu olabilir. Tüm vücut tutulumlu çocular
emekleyeceklerine yuvarlanarak ilerlerler.
Serebral palsili
hastalarda derin tendon refleksleri artmıştır.
Derin tendon reflekslerinin tekrarlayıcı
şekilde uyarılması klonus
meydana getirebilir. Örneğin, ayak bileğinin hızlıca
dorsifleksiyona
getirilmesi klonusa neden olur; yani ayak dişli çark hareketiyle
dorsifleksiyona engel olmaya çalışır. Bu hareket yavaş yapıldığında klonus
bertaraf edilebilir.
İnce motor
aktiviteler geri kalmıştır. Çocuğa bir oyuncak, ya da kalem verildiğinde
çocuk bu nesneyle sadece bir eliyle oynuyorsa spastik hemipleji
düşünülmelidir. Bu tür çocuklara elleri çırptırmak, ya da parmakları
kımıldatmak gibi hareketler yaptırıldığında ince hareketlerin zorlukla
kontrol edildiği gözlemlenir.
En sık tüm vücut
tutulumu gösteren hastalarda saptanan epilepsi (havale) nöbetleri çoğunlukla
yenidoğan döneminde başlar. Hemiplejik hastalarda sıklıkla ilaç tedavisine
direnç gösterir. Nöbetlerin sıklığı ve şiddeti 5 ila 6 yaşlarına doğru artar.
Serebral palsili
çocuklarda yutkunma zorluğu vardır ve tükürüklerini tutamazlar. Yutma
güçlüğü çeken çocuklarda tükürüğün ve gıdaların bir miktar akciğerlere
kaçmasına bağlı aspirasyon pnömonilerine (yutmaya bağlı zatüre) rastlanır.
Bu durum özellikle prematürelerde saptanan akciğerlerin yeterince
olgunlaşmamasıyla birleşince yaşamı tehdit eden durumlar yaratabilir.
Bu tür çocuklarda
görme bozukluklarına rastlanır, özellikle şaşılık spastik çocuklarda sık
görülen bir durumdur. Doğum sonrası sarılığı (hiperbilürubinemi) bulunan
bebeklerde işitme bozuklukları olabilir.
İdrar tutamama sık
rastlanan bir durumdur ve büyük çocuklarda sorunlara neden olur.
Bu çocuklar diş
sorunları yaşarlar. Doğum sonrası sarılığa neden olan bilürubin maddesinin
kanda yüksek düzeylere çıkmasıyla bu maddenin diş minelerine oturması,
spastisiteye bağlı olarak dişlerin sürekli basıya uğraması, havale nöbetleri,
havale nöbetleri nedeniyle kullanılan ilaçların dişetinde yaptığı
bozukluklar ve beslenme bozuklukları diş sorunlarının nedenleri arasında yer
alır.
Konuşma güçlüğü
yaygındır. Göğüs kafesi kaslarının tutulumuna bağlı solunum zorluğu, gırtlak
kaslarındaki yetersizliğe bağlı ses üretimindeki güçlük ve ağız içi
kontrolündeki bozukluk konuşma güçlüğü yaratır.
Düşük doğum tartılı
bebeklerde, prematürelerde ve tüm vücut tutulumu olanlarda daha sık olmak
üzere zeka geriliği söz konusu olabilir. Konuşma güçlüğü zeka geriliği
konusunda yanılgıya neden olabilir.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.
Bebeğiniz,
ü
sürekli uykuda gibi
duruyorsa
ü
emme bozukluğu varsa
ü
anlamsız yere
kusuyorsa
ü
kaslarında
kasılmalar fark ettiyseniz
ü
göz bebeklerinde
düzensiz titremeler varsa
ü
yatırıldığında yay
gibi kıvrılıyorsa
ü
başparmağını avuç
içinden kurtaramıyorsanız
ü
şaşılığı varsa
ü
otururken bacakları
birbirini çaprazlıyorsa
mutlaka bir çocuk nöroloğuna danışın.