Sınıflama
Topografik Özelliğe Göre
Serebral palsi
hastalarını, hastalığın vücudun hangi bölgesini etkilediğine göre
sınıflandırırsak;
-
hemipleji
-
dipleji
-
tripleji
-
monopleji
-
tüm vücut tutulumu (kuadripleji veya tetrapleji)
olmak üzere 5 ana
grupta toplayabiliriz.
Hemiplejide
vücudun bir yarımı (sağ veya sol) tutulmuştur, ancak kollar bacaklardan daha
fazla etkilenmiştir. En sık rastlanan serebral palsi çeşididir. Daha çok
periventriküler lökomalasi
denilen beyin hasarı ile erken doğum yapan çocuklarda görülür.
Diplejide
vücudun her iki yarımı da tutulmuştur, ancak el ve kollardaki tutulum
bacaklardakine oranla çok daha zayıftır.
Asimetrik diplejide
vücudun bir yarımı (sağ veya sol) hafif tutulmuşken, diğer yarımı daha fazla
tutulmuştur.
Triplejide
her iki bacak ile kollardan birinin tutulumu söz konusudur.
Monoplejide
tek uzuv (kol veya bacak) tutulmuştur. Son derece sınırlı beyin hasarlarında
görülür.
Kuadriplejide
baş ve boyun dahil gövde ile birlikte tüm kollar ve bacaklar tutulmuştur.
Sıklıkla zeka geriliği, görme bozukluğu, ve sara nöbetleriyle birliktedir.
Dipleji ve tüm vücut tutulumu olan hastalarda kollarda azalmış ince motor kontrol, spastisite, ya da artmış refleksler gibi birtakım anormallikler görülebilir. Eğer kollar normalse omuriliği değerlendirmek gerekebilir.
Tümörlerin de dahil
olduğu bir takım omurilik patolojileri serebral palsi görüntüsü verebilir.
Bacakların her ikisi
spastik iken kolların normal olduğu, serebral felce benzeyen kalıtımsal
nörolojik bir hastalık vardır. Bu hastalık ailesel spastik paraparezi olarak
bilinir. Bu hastalığın birçok değişik şekli mevcuttur ve aile fertlerinden
birindeki hastalık hikayesi tanıya yardımcı olacaktır.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.