Kalçada
Sublüksasyon ve Çıkık
Klinik Görünüm
Serebral palsili hastalanın kalçasında çıkığın
gelişmesi birden fazla nedene bağlıdır. Bu nedenlerin başını kalçayı kontrol
eden kaslar arasındaki kas dengesizliği çeker. Kalçanın
fleksör
ve adduktor
kaslarındaki gerginlik, kalçanın
ekstansör ve
abdüktor
kaslarına karşı üstünlük sağlayarak giderek
femur başının
asetabulumun
dışına kaymasına neden olur. Kalçadaki fleksiyon-adduksiyon kontraktürünün
önlenmesi ve tedavi edilmesi kalçada gelişecek çıkığın önlenmesi açısından
son derece önemlidir.
Serebral palsili hastalarda femoral
antetorsiyon artmıştır, yani femur boynu ortasından geçen hattın izdüşümü
ile dize komşu
femur kondillerinin arkasından geçen ve
yatay planda femur enlemesine eksenini ifade eden hat arasındaki açı normal
değerinin üstündedir (femoral
anteversiyon). Aynı şekilde serebral palsili hastalarda koksa
valga bulunur, yani femur boynu ortasından geçen hat ile femur uzunlamasına
ekseni arasında ön arka planda (koronal
plan) oluşan açıda artış söz konusudur. Bilindiği üzere femur üst
ucunda yatay ve ön arka planlarda saptanan bu açılar normalde yaşla birlikte
belli bir değere kadar azalır. Ancak serebral palsili hastalarda
kalçayı kontrol eden, dolayısıyla da
femura
etkili olan kaslar arasındaki dengesizlik nedeniyle bu açılarda beklenen
azalma yeteri kadar olmaz ve serebral palsili hastanın femur üst ucunda
fetal
hayattan kalma biçim devam eder. Artmış femoral antetorsiyon ve koksa valga
pozisyonu fleksiyon-adduksiyon kontraktürü ile birlikte olduğunda kalçada
çıkık gelişmesine zemin hazırlar.
Bebeklerde rastlanan bazı refleksler belli bir
süre sonunda kaybolurlar. Bunlara
ilkel refleks denir. Serebral palsili
hastalarda bu ilkel refleksler normal zamanda kaybolmaz, devam ederler. Bu
ilkel reflekslerin devam etmesi gövdenin istemsiz olarak bükülmesine, kol ve
bacakların istemsiz olarak şekil almasına neden olur ki bu durum kalçada
instabilite (displazi, sublüksasyon, ve çıkık) yaratır.
Kalça instabilitesinin görülme sıklığı
nörolojik tutulumun ağırlığı ile doğru orantılıdır. Örneğin, kalça
instabilitesi spastik hemiplejik hastalarda nadiren (% 3) görülürken,
spastik diplejik hastaların onda birinde, tüm vücut tutulumlu kuadriplejik
hastaların ise yaklaşık yarısında kalça instabilitesi gelişmektedir.
Yürüyebilme ile kalça instabilitesi arasında da doğrudan bir ilişki vardır.
Örneğin, bağımsız yürüyebilenlerin, yani kimseye tutunmadan yürüyebilen
hastaların, ancak % 7’sinde kalça instabilitesine rastlanırken, destekle
yürüyebilen yaklaşık üç hastanın birinde, yürüyemeyen hastaların ise
yaklaşık yarısında kalça instabilitesi görülmektedir. Kalça instabilitesi
saptanan 10 serebral palsi hastasının 9'unu yürüyemeyen hastalar
oluşturmaktadır.
Kalçada sublüksasyon veya çıkık gelişimine en
sık 7 yaş civarında rastlanmaktadır. Çıkık genellikle 4 yaş civarında
oluşmakta, sublüksasyon ise daha çok 10 yaş civarında fark edilmektedir.
Erken yaşta görülen çıkık ciddiye alınmalıdır.
Serebral palsili hastalarda kalça
instabilitesinin gelişimi ilerleyicidir. Spastik kaslar kemik yapıdaki
avantajı da kullanarak kalçayı bir süreç içerisinde sublükse eder, daha
sonra da çıkartır. Çıkmaya başlayan femur başı asetabulum kenarını
aşındırarak daha dik ve sığ bir asetabulum oluşmasına neden olur. Bu arada
femur başı da çevre kemik ve yumuşak dokuların basısıyla deforme olur.
Üzerindeki eklem kıkırdağı kraterler tarzında aşınır. Kalçanın çıkmasıyla
birlikte femur üst ucundaki anteversiyon ve koksa valga durumunun düzelme
şansı kalmaz.
serebral palsi hastalarında kalça instabilitesi ilerleyicidir
2. radyografi ilkinden 25 ay, 3. radyografi ise
2.'den 19 ay sonra çekilmiştir.
Tedavisi ihmal edilen
hastadaki mevcut instabilite basitken, kalçanın zamanla önce
sublükse olması, sonra da çıkması nedeniyle
düzeltilmesi güç bir hal almıştır.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.
kalçada fleksör ve adduktor kasların abdüktor ve ekstansör kaslara oranla daha güçlü olması sonucu kalça o yöne doğru zorlanarak zamanla instabil hale gelir; yani sublüksyon, ya da çıkık gelişir
1 = gluteus medius kası (kalça abdüktoru)
2 = iliopsoas kası (kalça fleksörü)
3 = kalça adduktor kasları