SEREBRAL PALSİDE KALÇA SORUNLARI
Serebral palsi
hastalarında mevcut kalça sorunları:
-
yumuşak doku
kontraktürleri
-
kalçada sublüksasyon veya çıkık
-
rotasyonel deformite
Kalçada Yumuşak Doku Kontraktürleri
Klinik Görünüm
Serebral palsili
hastalarda kalça çevresinde görülen yumuşak doku kontraktürlerinin nedeni
mevcut kas dengesizliğidir ve hemen her zaman
fleksiyon-adduksiyon
kontraktürü şeklindedir; yani çömelerek yürüyüş konumunda bacaklar birbirini
çaprazlar.
Fleksiyon
kontraktürünün nedeni kalça fleksör kaslarındaki (esas olarak
iliopsoas
kasındaki) gerginliğe karşın, kalça
ekstansör kaslarındaki (gluteus
maksimus kası) göreceli güçsüzlüktür. Daha çok
diplejik
ve kuadriplejik
hastalarda görülür. Hemen her zaman
çömelme yürüyüşünün bir parçası
şeklindedir. Kalça
adduksiyonda ve içe dönük (iç
rotasyonda), dizler kıvrık (fleksiyonda)
konumdayken ayaklarda ya
düşük ayak konumu (ekinus pozisyonu), ya
topuk yürüyüşü (talipes kalkaneus), ya da
valgus pozisyonu vardır.
Yürüme siklusunun
duruş evresinde kalçanın fleksiyonda oluşunu telafi etmek için hasta
dizlerini bükerek çömelmek zorunda kalır. Sadece dizlerdeki kontraktürler
düzeltilip kalçadaki fleksiyon kontraktürü ihmal edildiği takdirde hasta öne
eğilerek yürümek zorunda kalır ki, bu durum hastayı ancak koltuk değneği ile
dengeyi sağlayabileceği bir duruma mahkum eder, ya da daha nadiren leğen
kemiği kalçadaki fleksiyon kontraktürünü maskelemek için öne yatar ve bel
oylumunu arttırır (lomber
lordozda artış).
Kalçadaki fleksiyon
kontraktürü Thomas ve Staheli testleriyle ortaya konur. Thomas testinde
hasta sırtüstü masaya yatırılır. Hastaya karşı kalçasını tam kıvırarak
öylece tutması söylenir. Bu şekilde beldeki, kalça fleksiyon kontraktürünü
telafi etmeye çalışan lomber lordoz ortadan kaldırılmış, bel düzleştirilmiş
olur. Bu durumda muayene ettiğimiz taraftaki kalçada fleksiyon kontraktürü
mevcutsa uyluk ile muayene masası arasında bir açı oluşur.
Staheli testinde
kalça ve bacaklar masa dışında kalacak şekilde hasta muayene masası üzerine
yüzüstü yatırılır. Muayene edilen taraftaki kalçada fleksiyon kontraktürü
mevcutsa kalça ekstansiyona getirilirken leğen kemiği belli bir dereceden
sonra uyluk ile birlikte hareket eder. Leğen kemiğinin hareketlendiği
noktada uyluk ile muayene masası düzlemi arasındaki açı fleksiyon
kontraktürünün derecesini belirtir.
Kalçalardaki
adduksiyon kontraktürü serebral palsili hastada makaslama yürüyüşüne neden
olur. Bir bacak diğerini çaprazladığı için hasta kısa ve güvensiz adımlarla
güçlükle yürür. Dizler birbirine vurur. Hastada salınım evresini başlatmada
güçlük vardır. Bacaklar birbirine dolanır. Yatan hastada kalçalar 90 derece
fleksiyona getirilip, bacaklar bir kitap gibi iki yana açıldığında kasıkda
adduktor
longus kasının aşırı gergin olduğu gözlemlenir. İleri adduksiyon
kontraktürü mevcutsa, engeli nedeniyle hasta yürümeyi beceremeyebilir.
Adduksiyon
kontraktürüne yol açan kaslar
adduktor longus,
adduktor
brevis,
adduktor magnus,
grasilis
ve bazen
pekten kasıdır. Adduksiyon kontraktürü çoğunlukla kalçadaki
fleksiyon kontraktürü ile birlikte olur ve
kalçada sublüksasyon veya çıkık
açısından risk oluşturur.
Kalçadaki adduksiyon
kontraktürünün adduktor kaslardan mı, yoksa
medial hamstring ve grasilis
kaslarındaki gerginlikden mi kaynaklandığını ayırdetmek gerekir. Bu amaçla
ekstansiyondaki kalçalar
abdüksiyona zorlanır. Testin ilk
aşamasında dizler
ekstansiyondadır. Daha sonra dizler
fleksiyona getirilir. Dizler fleksiyona giderken kalça abdüksiyonunda artış
olursa kalçadaki adduksiyon kontraktürünün önemli kısmının grasilis ve
medial hamstring kaslarındaki gerginliğe bağlı olduğu anlaşılır. Phelps
testinde ise fleksiyondaki kalça abdüksiyona zorlanırken dizler tam
fleksiyondan ekstansiyona zorlandığında kalça abdüksiyonun azalıp
azalmadığına bakılır. Grasilis kasında gerginlik varsa bu test müspet çıkar.
Serebral palsili
hastalarda
femoral anteversiyon artışına sık rastlanır ve bu durum, yine
birlikte sık görüldüğü hamstring gerginliği ile birlikte olunca makaslama
yürüyüşü görüntüsü ortaya çıkar. Bu nedenle makaslama yürüyüşü oluşturan
komponentler iyi değerlendirilmelidir.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.