Kalçada Yumuşak Doku Kontraktürleri
Tedavi
Kalça
fleksiyon
kontraktürünün
tedavisinde
iliopsoas tendonu kasık seviyesinde kesilir, ancak kasın
kendisine dokunulmaz.
Tendon kısmının kesilmesiyle uzayan
iliopsoas kası sayesinde kalçadaki fleksiyon kontraktürü düzelirken fleksör
gücü de korunmuş olur. İliopsoas kasının yapıştığı
trokanter
minörden kesilmesi kalça fleksiyon gücünü azaltır. Hasta merdiven
çıkarken kalçasını kaldırmakta güçlük çeker. Yürüyüş sırasında kalça
fleksiyonundaki kayıp oraklama tarzındaki hareket ile telafi edilmeye
çalışılır. Yürüyüşü de bozan bu durum nedeniyle yürüyebilen serebral palsili
hastalarda iliopsoas kası trokanter minör seviyesinden kesilmez.
Kalça
adduksiyon
kontraktürünün tedavisinde fizyoterapinin yeri yoktur, ancak mevcut eklem açıklığını
korumak açısından yararlıdır.
Botulinum toksin tip A denenebilir,
ancak etkisi 3 ila 4 ayla sınırlı olduğundan kullanımı yatalak hastalarda
kalça çıkığı
ile birlikte olan ağrılı adduksiyon kontraktürü ile sınırlıdır.
Adduktor
kontraktürünün tedavisi cerrahidir.
Adduktor longusun gevşetilmesi sorunu
çözmede yeterli olur. Gerekirse
adduktor brevis de gevşetilir, ancak
yakın komşuluğundaki obturator sinir ön dalını zedeleme olasılığı vardır.
Bunun sonucunda ters yönde kontraktür (abdüksiyon
kontraktürü) oluşabilir, yani hasta bacaklarını aça aça yürür hale gelebilir.
Adduktor kaslar açık
olarak kesilmeli (açık
miyotomi) ve kalçadaki abdüksiyon
hareket açıklığı 45 derecenin üzerine çıkartılmalıdır. İşlem sonucu
kalçadaki abdüksiyon hareket açıklığı her iki tarafta eşit olmalıdır. Aksi
takdirde pelvis
bir tarafa doğru yatar (pelvis
oblikliği). Bu da oturma dengesini ileri derecede bozar. Gevşetme
sonrası ortalama 30° lik (20° ila 45°) bir düzelme sağlanır. Adduktor
gevşetme yapılan 4 çocuktan 1'inde yaşın ilerlemesiyle birlikte yineleme
olasılığı vardır.
Reimers indeksinin % 50'den fazla olduğu
olgularda tek başına yumuşak doku gevşetmesi yapılması yinelemenin en sık
nedenidir. Çıkık olgularında yumuşak doku gevşetmesi tek başına yeterli
olmaz. Hatta henüz
sublüksasyon aşamasında da olsa 4 yaşın
üstündeki hastalara tek başına yumuşak doku gevşetmesi yapılması da
çoğunlukla yeterli olmaz. Ağır nörolojik tablo nedeniyle yürüyemeyen, yani
bacağına yük veremeyen hastalarda yumuşak doku gevşetmesi tek başına
yapıldığında instabilitenin ilerlemesini durdurmak mümkün olmaz.
Adduktor kasların (adduktor
longus, adduktor brevis ve
grasilis) leğen kemiğindeki yapışma
yerlerini değiştirip daha arkaya naklederek kalça
ekstansiyonunu
güçlendirmek, bu arada da gerekli gevşetmeyi gerçekleştirmek düşüncesiyle adduktor
nakli tanımlanmıştır. Kalça
abdüksiyonunu daha iyi korumasına karşın,
ameliyat yarasının apış arası gibi kirli bir sahaya yakın olması, kolay
uygulanabilir olmayışı, olguların bir kısmında nakledilen yerde dikişlerin
atarak naklin basit bir gevşetmeye dönüşmesi (çift taraflı olgularda tek
tarafda dikişlerin atması pelvis oblikliğine neden olur!), yatalak
hastalarda başarısız oluşu bu tekniğin dezavantajlarıdır. Adduktor miyotomi
basit ve pratik olduğundan hemen her zaman tercih edilir.
Adduktor kasların
büyük bir kısmını kontrol eden obturator sinir ön dalını kimyasal veya
cerrahi olarak hasarlayarak adduktorların gevşemesini sağlamak (obturator
nörektomi) ters deformiteye neden olabildiğinden ancak yatalak hastalarda
leğen kemiğini dengelemek amacıyla düşünülebilir.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.
alt çizimde obrurator sinirin ön dalı görülmekte