Hastalığın Seyri
Serebral palsi
açısından risk taşıyan bebekler yakından izlenmelidir.
Yenidoğanda Serebral Palsi Açısından Risk Unsurları
-
Düşük doğum tartısı (2500 gramdan az)
-
Erken doğum (36. haftadan önce)
-
Asfiksi olasılığı düşündürten zorlu doğum
-
Düşük
Apgar
skoru
-
Yenidoğan sarılığı
-
Çoğul gebelik
On aylıktan ufak bebeklerde salt klinik muayene
ile serebral palsi tanısı koymak zordur, çünkü en sık rastlanan spastisite
12. aydan sonra, atetoz ve ataksi ise 24. aydan sonra belirginleşir. Bu
nedenle 2 yaşından önce kesin serebral palsi tanısı koymada acele
edilmemelidir.
Yaşla birlikte nöromüskuler sistemdeki olgunlaşma
çocukta başlangıçtaki tablonun değişmesine neden olur. Beyindeki sağlam
kısımlar hasarlı kısımların birtakım işlevlerini üstlenebilir ve beyindeki
sinir hücreleri arasında geçişler oluşarak beyin hücreleri zamanla yeni bir
düzenleme içine girebilir (nöronal plastisite). Bu değişim 3 ila 6 yaş
aralığında belli bir sabit konuma oturur. Olguların az bir kısmında çocuk
belli sorunların üstesinden gelmeye başlarken, olguların çoğunda gelişen
deformiteler, hareket güçlüğü ve denge sorunu daha enerjik girişimleri
gündeme getirir.
Yürüme Yeterliliği
Ailelerin merak
ettikleri konuların başında serebral palsi tanısı konmuş, henüz yürümemiş
çocuklarının yürüyüp yürüyemeyeceği gelir. Bağımsız yürüyebilme bu
çocuklarda 2 ila 7 yaş aralığında gerçekleşebilir, ancak yürüme yeterliliği
konusunda öngörüde bulunmak oldukça zordur. Çocuğun 2 yaşına kadar
oturamamış olması, ilkel reflekslerden en az ikisinin 15 aydan daha fazla
sürmesi, başın 20. aya kadar tutulamaması, 8 yaşına kadar yürümenin
başarılamamış olması hep olumsuz yönde bulgulardır. Çocuğun baş kontrolünü
9. aya kadar kazanmış olması, 2 yaşına kadar oturmuş olması, 30. aya kadar
emeklemiş olması yürüme yönünde umutlandırıcı bulgulardır.
Zeka geriliği ile
yürüme yeterliliği arasında doğrudan bir ilişki yoktur.
Çocuğun
yürüyebilmesinde gövde ve bacakların etkilenme derecesi önemli yer tutar.
Spastik hemiplejik çocukların tümü yürüyebilirken, spastik diplejik
çocukların 10 tanesinden 9'u yürümeyi başarabilmekte, spastik kuadriplejik
çocukların ise 10 tanesinden ancak 1 ila 2 tanesi yürüyebilmektedir.
Yürüyebilme spastik hemiplejiklerde genellikle 2 yaşından önce, spastik
diplejiklerde ise genellikle 4 yaşından sonra gerçekleşmektedir.
Serebral palsili hastaların yaşam süresi genellikle çok kısa değildir; hastaların yaklaşık % 90’ı 30 yaşın üzerinde yaşayabilir. Yürüyebilen, el becerilerini kullanabilen, zeka geriliği olmayan serebral palsili çocuklarda normal bir yaşam süresi beklenir. Uygun tedavi gören ve ailelerinden yeterli bakım gören spastik hemipleji ve spastik dipleji hastalarında yaşam süresi normaldir. Epilepsi nöbetleri olan, zeka geriliği bulunan, ya da tüm vücut tutulumu bulunan kuadriplejik hastalarda yaşam süresi daha kısadır.
Serebral palsili
hastalar tüm yaşamları boyunca tıbbi destek görme ve yaşamı kolaylaştırıcı
olanaklardan yararlanma durumundadırlar. Bu tıbbi destek fizyoterapi
uygulamalarından cerrahi girişime kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsar.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.