Sınıflama
Hareket Bozukluğuna Göre
Serebral palsili hastalarda sınıflama tedavide izlenecek yol ve alınacak
sonuç açısından çok önemlidir. Bu hastaları hasar gören kısmın beyindeki
konumuna göre, hareket bozukluğunun çeşidine, tonus değişikliklerine, ya da
gövdenin hangı kısmının etkilendiğine göre sınıflandırmak mümkündür. Ancak
serebral palsi çok değişik şekillerde görülebildiğinden mevcut görünümü her
zaman belli bir sınıflama içinde değerlendirmek mümkün olmayabilir.
Serebral palsili hastaları hareket bozukluğu çeşidine göre sınıflandırırsak;
-
spastik tip
-
diskinetik tip
-
ataksik tip
-
mikst (karma) tip
olmak üzere 4 ana grupta toplayabiliriz.
SPASTİK TİP
Spastisite harekete yanıt olarak kasda aşırı artış gösteren kasılma ve
tutukluk halidir. Spastisite beynin istemli hareketi yönlendiren yüzeyel
kısımlarının (beyin korteksi)
hasar görmesi sonucu oluşur.
Spastisitede kol, bacak ve gövde kaslarının tonusunda (istirahatteki kas
gerginliği) artış mevcuttur. Spastik kaslar pasif hareket sonucu oluşan
gerilmeye karşı aşırı kasılmayla yanıt verirler. Tonusdaki artış o kasın
hareket ettirilmesindeki hıza bağlıdır; yani böyle bir çocuğun dirseği hızla
açılmak istendiğinde dirseği kontrol eden kasların süratle kasıldığı ve
dirsek hareketini zorlaştırdığı, ancak aynı dirsek bu sefer yavaş olarak
açılmak istendiğinde bu direncin çok daha düşük olduğu gözlenir. Örneğimize
devam edersek, dirsek hızla açılmak istendiğinde dirseği kontrol eden kaslar
önce buna süratle direnirler, ancak kısa bir zaman sonra dirsek kasları
gevşer. Dirsek kaslarının gevşemesini bu kasların tekrardan kasılması ve
harekete direnmesi izler. Bu kasılma ve gevşeme olayı dirseğin açılması
tamamlanıncaya kadar bir aç kere tekrarlanır. Bu duruma dişli çark hareketi
denir.
Spastik kastaki tonus artışı o kasda değişen oranda güçsüzlüğe yol açar.
Serebral palsi hastalarının çoğu bu spastik gruptadır (yaklaşık 4 çocuktan
1'i) ve tedaviden en çok bu grup hastalar yararlanır.
DİSKİNETİK TİP
Beyinin daha derindeki merkezlerinin (talamus,
beyincik) hasar
görmesi sonucu ortaya çıkar. Bu merkezler eşgüdüm, denge ve ince motor
hareketlerden sorumludurlar.
Diskinetik tipde zamanla tonus değişiklikleri gösteren istemsiz hareketler
söz konusudur. Hastalar başlangıçta genellikle hipotonikdir; giderek atetoz,
distoni, ya da korea gelişir.
Atetoz
istemsiz yapılan solucanımsı kıvranma hareketlerini ifade eder. Karşıt
kaslar (agonist ve antagonist kaslar) birlikte kasılır. Çocuk belli bir
amaca yönelik bir hareketi yapmaya kalkıştıkça, bu kıvranma hareketi daha da
artar. Daha çok yüz, dil ve kol ve bacakların
distal kısımlarını tutar (eller,
ayaklar).
Distonide
artmış tonus mevcuttur, ancak spastisitede olduğu gibi kasın hareketindeki
hıza bağımlı değildir. Böyle bir çocukta dirseği açmayı denediğimizde, ne
kadar yavaş ve nazik olursak olalım, tonusu azaltmak mümkün olmaz; buna
rijidite denir. Hastada duruş bozukluğu belirgindir. Genellikle gövdeyi ve
kol ile bacakların proksimal
kısımlarını tutar.
Korea
istemsiz yapılan ani, ufak hareketlerdir. Genellikle ayaklarda ve ellerde
rastlanır.
Hipotonik
çocuklarda ise tonusda azalma söz konusudur. Bebek büyüdükçe hipotoni
genellikle spastisiteye dönüşür.
Diskinetik tipler heyecanlandıklarında istemsiz hareketler de artar. Konuşma
bozuktur; çocuğu anlamak zordur. Zeka genellikle normal olmasına karşın
konuşma bozukluğu nedeniyle yanlış kanıya varılabilir. Sıkça eşlik eden
işitme kaybı da bu yanlış kanıyı güçlendirir. Hastalar yutma güçlüğü çeker;
tükürüklerini tutamaz.
En sık koreoatetoid tip görülür; doğum sonrası bebekde gelişen sarılığa
bağlıdır. Sarılığa yol açan, kandaki yüksek miktarda bilirubin maddesinin
beyinde söz konusu merkezlerde birikmesi bu merkezlerde kalıcı kimyasal
hasar oluşturarak bu tablonun oluşmasına neden olur (kernikterus).
ATAKSİK TİP
Ataksi denge bozukluğu olarak özetlenebilir. Çocuklar dengeyi sağlamak
amacıyla bacaklarını açarak beceriksizce yürürler. Beyincik (serebellum)
hasarında görülür. Çocuk başlangıçta genellikle hipotoniktir; 3 yaşından
sonra tonus düzelirken denge sorunu ortaya çıkar.
KARMA TİP
Serebral palsili hastalarda değişik tip hareket bozuklukları görülür.
Genellikle bir çocukta bu bozuklardan birkaç tanesi birlikte bulunur, ancak
bunlardan biri çok daha baskındır (karma tip). Örneğin, spastisite ve ataksi
sıklıkla birlikte bulunur. En sık spastik ataksik dipleji şeklinde görülür
ve sıklıkla hidrosefali
ile birliktedir.
Bu sayfada yer alan bilgilerin tamamı ebeveynleri çocuk ortopedisinin konuları hakkında bilgilendirmek amacıyla verilmektedir.
Bu bilgilerden yola çıkarak ebeveynlerin çocuklarındaki rahatsızlıklara tanı koymaları, daha da ileri giderek kendilerini hekim yerine koyarak çocuklarını tedavi etmeye kalkışmaları son derece sakıncalıdır.
Bu sayfada yer alan bilgiler bir hekimin muayene sonucu vereceği kararın yerini asla alamaz.